Arzu Günaydın

Büyüyünce ne olacaksın?

Klasiktir, bir çocuk gördüğümüzde hemen sorarız: Büyüyünce ne olacaksın?
Kendimizi olmuş varsayarak sanırım.
Neyse ki çocuklarımız yüzümüze vurmazlar da, müdahalelerimizden sıkılana kadar cevaplarını vermeye çalışırlar. Müdahale ederiz, bizim kalıplarımızın dışındaysa verilen yanıtı beğenmeyiz çünkü. Kalıplarımızı ise küçükken gerçekleştiremediğimiz hayallerimiz oluşturur genellikle. Bizim hayallerimiz yani..
ALT METİNLER
Büyünce ne olacaksın sorusuyla farkında olmadan birçok alt metin de veririz çocuğa...
Bu alt metinler 'daha olmadın sen'den başlar, 'varlığını kabul ettirmek için çabalamalısın'a kadar gider. Halbuki varlıkları ile hayatımızın anlamı artmıştır ve bizler için doğdukları ilk halleri ile en değerlilerimizlerdir aslında. Bir diğer mesaj ise, vereceği cevabın meslekle ilgili olmasını beklediğimizden 'olma'yı kariyer ile ilişkilendirttiririz tertemiz zihinlerinde. Halbuki 'olmak' insanlıkla ilgili çok daha derin bir kavramdır, meseledir. Üstelik o masum ve temiz kalplerin 'bizden daha çok olduklarını' da görmeyiz. Belki de bizlerin en önemli sorumluluğu bozmamaktan ibaret olmuşu. Ama asıl değinmek istediğim bu da değil.
Ne olacaksın sorusu ile çocuklarımıza 'bir şey ol' demiş oluyoruz... Buraya kadar iyi, hoş. Ancak olacaklarının içini doldurmayı ya da olmaktan çok yapmayı hedeflemelerini öğretiyor muyuz? Yani, yetenek ve eğilimlerini bilmeden sadece kariyer için çırpınan kişiler mi yetiştiriyoruz? Ulaştıklarında kendilerini de başkalarını da mutsuz edecek hedefler koymalarına mı sebep oluyoruz?
OKUL VE AİLE
Bunun için hem ailelere hem de okullara büyük görev düşmektedir. Aileler kendi hayallerini bir kenara bırakmayı ve çocuklarını tanımayı öğrenmelidir öncelikle. Okulla işbirliği içinde olmak hem okulun hem ailenin öğrenciyi daha iyi tanımasını sağlayacaktır.
Okullar ise eğitimlerini olabildiğince hayat ile ilişkilendirmeli; öğrenciye dört duvar dışında da öğretebilmeli. Eğitim sistemlerine övgüler düzülen ülkelere gittiğimizde ilk gözlemlediğimiz günlük hayatın içindeki öğrenciler olmaktadır. Müzelerde, hastanelerde, sokaklarda, parklarda, limanlarda hatta alışveriş merkezlerinde her an bir öğrenci kafilesi ile karşılaşmanız büyük olasılıktır. Artık ülkemizde de sokaklarda öğrenci gruplarını daha sık görmek mutluluk verici. Çocukların hayatı kitaplardan teorik olarak öğrenmeleri yerine yaşama aktif katılmalarını; sokakları, kütüphaneleri, toplu yaşam araçlarını hatta yaşadıkları tüm kenti bir laboratuvar gibi kullanmalarını sağlamak gerekmektedir. İşte ondan sonra dönüp çocuklarımıza sorabiliriz:
Büyüyünce ne yapacaksın?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.