Gökyüzü gibi şu çocukluk
Babasının elini tutmuş kız çocuğu büyük bir güvenle önümde yürüyor.
Aylardır gelmediğim Kemeraltı Caddesi'nin otantik dokusundan her seferinde olduğu gibi büyülenmiş dolaşırken, kız çocuğunun yaşadığı huzur ve güvene gıpta ve hasretle bakıyorum. Biz çocukken romantizmine girmek istemiyorum ama yine de ne kadar şanslı çocuklardık diye düşünmeden de edemiyorum. Ardından da günümüz çocuklarına üzülüyorum.
Ekonomik güçlük içinde olan ailelerin çocuklarına ayrı, çok daha iyi şartlarda yaşayanlara ayrı üzülüyorum. Niye mi? Ve babasının elini tutan çocukla ne ilgisi var?
AİLE OLMAYI UNUTTUK
Tekrar bizim neslimizin çocukluğuna dönelim isterseniz. Hep konuşuruz, bizler çok da imkanları olmayan ama mutlu çocuklardık deriz. Bir ya da iki çift ayakkabımız olurdu, bir paltoyu senelerce giyerdik. O da muhtemelen ağbi, abla ya da kuzenlerimizden kalırdı. Sosyaldik her şeyden önce.
İlk ailemizde başlıyordu sosyalleşmemiz.
Herkesin kendine ait bir yaşantısı olsa da o hayatlar akşam sofrasında mutlaka kesişirdi, daha da önemlisi paylaşılırdı. Hatta komşularımızla da... İşte babasının elini tutan kız çocuğu beni bu anılara götürdü.
Edip Cansever demiş ya: Gökyüzü gibi şu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.
BİZ NE BIRAKIYORUZ?
Çocuklarımız hayatımızın neresinde? Maalesef benim gözlemlediğim çok dışında.
Biliyorum acı ama, günümüz koşullarında evde kapanmış ya da kurstan kusa koşan evlatlarımız gerçek yaşamın içine giremiyor artık. Gelecek kaygısı, içinde bulundukları büyük yarış ve hatta sanal dünya onları bizden, dolayısı ile bizlerin hayatlarından koparıp alıyor. Zamanın çok hızlı geçtiği günümüzde haklı olarak bizler de kendimize ait vakitler yaratmak istiyoruz. Bu yüzden tatillerimiz, eğlencelerimiz hatta aktivitelerimiz bile çocuksuz planlanıyor.
Aslında ortak yaşam alanları yaratmak o kadar da zor değil. Markete, pazara, manava birlikte gidin mesela. Arabayı bırakıp, yürüyün onunla. Mahallenin kasabını manavını tanısın çocuğunuz. Onunla konuşsun, ne almak istediğini söylesin, birlikte seçim yapın. Hatta evdekiler için de alışveriş yapmasını söyleyin. Ve, yürüyün birlikte. Elinizi tutsun sıcacık. Aile olmayı tekrar hatırladığımızda hayat biz yetişkinler için de çok daha güzel olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.