Santana ve yaralı kuş
Küçücük parmakları arasında yaralı bir kuş...
İki küçük kalp adeta birbiri ile yarışırcasına hızla atıyor...
İkisinin de endişesi aynı ama sadece biri dillendirebiliyor: Anne ölmez değil mi?
Küçücük kalbin merhamet ve sevgi ile dolup taştığını görünce, eğitimciler ve ebeveynler olarak sadece bunu korumamız bile yeterli diyorsunuz.
Çünkü yaratılış zaten mükemmel...
Dünyanın rekabetçi sistemi ya da bireysel hırslarımız nedeni ile küçücük yaşlarda kendilerine odaklanmış yani bencil bireylere dönüştürüveriyoruz çocuklarımızı.
SUÇLULUK DUYGUSU
Dünya evriliyor derken, hem onları hem de kendimizi mutsuz ediyoruz...
Asıl evrilenin duygular olduğunu en derinlerimizde acı ile hissederek. Hatta belki de, kendimize itiraf etmesek de bunun suçluluğunu duyarak. Daha da kötüsü, sonrasında, suçluluk duygusunu kendi eksikliklerimize yönlendirip, nerede hata yapıyorum, yeterince ilgilenmiyor muyum diyerek... Hele de çalışan anneyseniz, toplumun da acımasızca size yüklenmesine izin vererek üstelik... Yanlış tanımlamalarla yanlış sorumluluklar üstlenerek yani. Mesela, çocukla geçirilen zamanın kalitesine odaklanmaktan ziyade, ayıramadığınız kanditenin çok gerekli olduğu yanılgısı ile yıpranıyor belki de yıpratıyorsunuz...
Halbuki, sevgi akışının sağlıkla olması bile yeterli bir çocuk için... Bir de rol model olabilmek haliyle... Disiplininizle, hayata bakışınızla, maneviyatınızla, amaçlarınızın peşinde koşmanızla, sevgi dolu olmanızla... Bir de çocuğa verebileceğiniz en büyük hediyelerden birinin kendilerine ait zamanlar olduğunu unutmadan. Çocuğunuzun yaralı kuş için atan küçük kalbi, doğru yolda olduğunuzun göstergesi değil mi?
CARLOS SANTANA
Sevgi dolu yetiştirilmiş insanlar, yaşantımızı güzelleştiriyor. Bazen büyük buluşları, bazen maneviyatlarının derinliği, bazen de onlar için sıradan davranış olan büyük insanlık dersleri ile. Tüm zamanların en iyi 100 gitaristi içinde 15. Sırada yer alan Santana mesela. 1947 doğumlu Carlos Santana, anılarını yazdığı kitabında 1989 İstanbul konserine değinmiş...
Rehber eşliğinde, kendisini kimsenin tanımamasından memnun İstanbul'u gezerken, boyacı roman çocuklar Santana Santana diye koşarak büyük sevgi gösterisi ile yanına gelmişler.
Santana şaşırmış, koskoca İstanbul'da kendini ilk tanıyanların boyacı çocuklar olmasına. Rehberin çevirisi ile öğrenmiş ki, bu çocuklar ayakkabı boyarken kullandıkları gazetelerden dünyaca ünlü virtüöz Santana İstanbul'a geliyor haberlerini okumuşlar. Çocuklar Santana'nın ayakkabısını boyayıp para almayacaklarını söylemişler. Bunun üzerine Santana onlara ikişer kişilik VIP davetiye vermiş. Asıl hikaye bundan sonra başlıyor.
MUTLU ÇOCUKLAR
Konser gecesi, VIP biletlerin çalıntı olduğunu düşünen korumalar çocukları tartaklıyor. Çocuklar ağlayarak arka kapıdan Santana Help diye bağırarak seslerini rehbere duyuruyorlar.
Santana durumu öğrenince misafirlerinin hemen alınmasını, yerlerine oturtulmasını istiyor. Ancak koltuklar çoktan dolmuş. Protokol üyelerini kaldırmak kolay değil... Merdivenlere minder koyarak çözüm üretmeye çalışıyorlar. Ancak Santana asla bunu kabul etmiyor, özel misafirleri VIP koltuklara oturmadan sahneye çıkmayacağını söylüyor.
Tazminatı ödemeyi göze aldığını da ekliyor. Konser geciktikçe protestolar artıyor ama Santana sahneye çıkmıyor.
Ta ki, o misafirler koltuklarına oturuncaya kadar... Ve Santana konserine, çocuklara ok işareti yaparak başlıyor...
Çocuklar mutlu, Santana daha mutlu, konser harika...
İyi ki böyle güzel anılar var; bizleri hayata bağlayan, diğer insanlara inancımızı güçlendiren... Özetle, önce kendimize, sonra diğer insanlara inanmak ve güvenmekten başka çaremiz var mı? Pandemide daha net gördük ki, kendimizinkinin dışındaki yaşamlarla tamamlanabiliyoruz ancak... Sevgi, merhamet ve iyi niyetle yani...
Öyleyse anneler, en büyük sorumluluğumuzun sevgi dolu kalpler yetiştirmek olduğunu unutmamalı
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.