Eğitimde hayal gücü ve beceri
Okulların açılış tarihi 21 Eylül'e ertelendi. Sonrasında, pandeminin durumuna göre yeni bir karar alınabilir. Ancak, her şey yolunda giderse kademeli olarak yüz yüze eğitime geçilecek.
Birçok çocuk okulunu özledi. Bir diğer grup ise ertelenme haberini büyük bir sevinçle karşıladı. Benim oğlum da ikinci gruptan... Ertelenme haberi ile evde yaşadığı mutluluğa, daha da uzaması için ettiği dualar eklendi... Haliyle bu durumu yaşayan ebeveynler olarak kaygılanıyor ve sonrasında neden okulu sevmiyor sorusuna yanıt arıyoruz...
DEGISIM
Son 20 yıldır dünyanın hızla değiştiğini görüyor ve bu değişime şaşılası hızda uyum sağlıyoruz.
Dünyada üretim ekonomisinin, yerini bilgi ekonomisine bıraktığını gördük... Değişimin bununla bitmediğini biliyor, artık bilginin de ulaşılabilirliğinin kolaylaşması ile yaratıcılığın çok daha önem kazandığına şahit oluyoruz... 10 yıl önce aklımıza dahi gelmeyen mesleklerin gündemde olması, gelecekte de değişimin devam edeceğini gösteriyor.
Neyse ki, değişime büyük bir hızla uyum sağlama yeteneği var insanoğlunun... Hatta uyum sağlama yeteneğinin ötesinde, buna ihtiyacı olduğunu söylüyor uzmanlar. Yani beynimiz değişimi istiyor. Sürekli yenilediğimiz saç modellerimiz, modanın değişkenliği ya da hayatımıza giren bütün yenilikler bu değişim ihtiyacını tatmin etmek içinmiş yani... Beynimiz yaşadığımız deneyimler ile gelen yenilikleri harmanlayıp, yaratıcılığını kullanmak istiyor bir başka deyişle. Peki eğitim sistemi bu ihtiyaca cevap verebiliyor mu tüm dünyada? Yoksa okulları çocuklar için çekilmez hale getiren değişimin yeterli olmaması mı?
YENI KURGULAR
Değişim, gelişimi de getiriyor beraberinde hiç kuşkusuz...
Öğrendiğimiz bilgiler ile dünyayı algılıyor, hayal gücümüzle yeni kurgular oluşturuyoruz. Ve tabi ki ikisi de birbiriyle bağlantılı. Sormak istediğim ise; bilgiye odaklı okullar, kurguya yani hayal gücüne, bir başka deyişle yaratıcılığa ne kadar önem veriyor? Yoksa test edilip ölçülmesi daha kolay olan beceriler mi tercih ediliyor?
Bir öğretmen olarak kendimize dönüp, meslektaşlarıma da sormak istiyorum: Sınıflarınızda yaratıcı yeteneği olan üreten çocukları mı, yoksa sadece düzgün davranışlı çocukları mı tercih edersiniz?
Türkiye'de böyle bir araştırma var mı bilmiyorum ama, Amerika'da yapılan bir anket sonucuna göre Amerikalılar çocuklarında merak duygusunu çok da önemsemiyorlarmış..
Peki biz? Çocukların merak ya da keşif duygularını evlerde ve okullarda başka kazanımlar uğruna bastırıyor olabilir miyiz ? Üstüne bir de, merak etmedikleri bilgilere boğuyor muyuz? Hatta bazen çağın ihtiyaçlarına cevap vermeyen bilgilere... Ya da çocukların ruhsal dünyasını besleyebiliyor muyuz? Bu kadar hızla değişen bir dünyada eğitim anlayışının değişmesi de kaçınılmaz. Beceriler kadar hayal gücüne de önem verecek bir eğitim sistemi geleceğimizi ve çocuklarımızı kurtaracak. Bu değişimin ilk adımı ise günümüz koşullarında, yerel uzaktan eğitim merkezleri kurmak, içeriğini zenginleştirmek olabilir. Pandemi devam ettiği sürece, uzaktan eğitimde kaliteyi artıracak rekabete de ihtiyacımızın olacağı aşikar... Pek tabi, doğru içerikle...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.