Aysun Mete

Biraz şükran azıcık minnet çok işe yarar!

Hayatımızdaki iyi şeyler için, sahip olduğumuz ancak sahip olduğumuzun farkında bile olmayacak kadar normalleştirdiğimiz şeyler için şükran duymak, takdir etmek, saygı ve onayı sunabilmek her şeyden önemli ve bize kattıkları inanılmaz derecede ölçülemez... Bu nedenle fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığı iyileştirmek için uygulanabilen, tıpkı yoga ve diğer gıdalar gibi değerlendirebileceğimiz şükretme duygusu üzerine yazmak istedim bugün.
Parasal değerlerden tamamen bağımsız bir değer üzerine yoğunlaşmak.
İçten gelen kendiliğinden oluşan, iyilik ve sıcaklığın onayıyla gündemde olmak.
Bütünsel bir sağlık programı içine dahil edilebilir güçlü bir duyguyu konu almak... Minnettarlığın olumlu etkilerini gösteren kapsamlı araştırmalar öyle çok ki.
Ve bu konu üzerine yapılan çalışmalar, onun sağlık ve mutluluk hissinden tutun da, uyku kalitesi, düşük kan basıncı, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesi ve daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmesine kadar pek çok konuda ölçülebilir etkiler sağlayabileceğini gösteriyor. Ayrıca, düzenli minnettarlık egzersizleri beyinde kalıcı olumlu değişiklikler de yaratabiliyor. Bilim, kısa bir şükür eyleminin faydalarının en az 3 ay sürebileceğini kanıtlamakta.
Olumlu etkileri bu kadar da değil. Herbirimiz anda kalarak daha iyi olabiliceğimizi artık zaten biliyoruz. Ancak şükretmek, mevcut durumumuzda minnettar olmamız gereken şeyleri hatırlatıyor ve bu da daha fazla şimdiki zamanda kalmamıza yardımcı oluyor. Benim cephemde durum şöyle; Hayatımdaki şeyler için minnettar olmak - sahip olduklarımı takdir etmek- hayatı daha basite indirgememi, daha huzurlu ve minimal yaşamamı sağladı.
Ve bu duyguyu paylaşarak her fırsatta daha da çoğalttım. Eskiden sahip olmadıklarım için daha fazla endişelenir ve sürekli olarak onlara odaklanırdım. Sahip olduklarım için ve en önemli yer olan şimdiki zamanda minnettar olmayı öğrendiğimde bu durum değişti. Şimdiki zamandan daha iyi bir an olmadığını fark ettim. Ayrıca, sahip olduklarımı takdir etmeye odaklandığımda, eksiklerim konusunda daha az endişe duymaya başladım ve bu özgüvenimi daha da artırdı inanın... Dünyanın geri kalanını memnun etmeye çalışmadan, kendim ve ailem için en iyiyi yaparak yola devam edebilmek deneyimlenmesi gereken harika bir duygu oldu benim için. Ben bu dünyadan, olduğum kişinin en iyi versiyonunu olmaya çalıştığımı bilerek ayrılmak istiyorum, umarım sizler için de durum aynıdır.
TEVAZU HAREKETİ
Eğilmekten kutsamaya, sarılmalardan el sıkışmalara, dünya çapındaki kültürleri birbirine bağlayan evrensel bir dilden yola çıkarak, aydınlatıcı, iç ısıtan bir yolculuğa "teşekkür ederim" sözcükleriyle ulaşmak sınır tanımayan kalpleri bir araya getiriyor... Birine "teşekkür ederim" dediğinizde her kapıyı açan, hissettiğiniz o sıcak hissi düşünün... O sıcak his dünyanın dört bir yanında dönüyor. Farklı şekiller, renkler ve formlarda...
New York'un hızlı sokaklarından Bali'nin huzurlu kıyılarına kadar, insanlar her kutlamada konfeti gibi "teşekkür ederim"ler saçarak kendi kültürlerinde, kendine özgü gizli bir minnettarlık görüşünü ifade ediyor.
'Teşekkür Ederim', e-postaların veya doğum günü kartlarının sonunda kullanılacak tatlı vedalar değil. Gerektiğinde yüksek sesle söyleyebileceğiniz, kendiliğinden bir mesajda gönderebileceğiniz, sizin için en çok anlam ifade eden kişilere olan minnettarlığınızın derinliğini iletebilecek kelimeler... Dünya üzerindeki dini ve manevi gelenekler minnettarlığın önemini çok net ortaya koymakta ve bu önemli değerin geliştirilmesini teşvik etmekte. Mesela Müslüman geleneğinde Ramazan ayı oruç ve dua ile minnettarlık ayıdır ve hayırseverlikle mükafatlandırılır; burada verme, ihtiyaç sahiplerini anmanın bir tezahürüdür ve paylaşmak bu geleneği onurlandırır. İncil'de minnettarlık hakkında sayısız mesaj bulabilirsiniz. Hindular, Budistler ve diğer Doğu dinleri, günlük hizmet eylemlerinde her daim minnettarlığı ifade eder. Dini kültürlerde şükretmek yüzeysel bir ifade değil kesinlikle dikkatli bir şekilde sunulur ve belirli eylemlerle gösterilir.
MİNNETTARLIK...
Zen'e göre, "Geçmişe bakış açısı şükran, şimdiye hizmet, geleceğe sorumluluk olmalıdır.
Hemen hemen her Amerikan yerlisi kültüründe, şükran ve minnettarlık hediye verme yoluyla ifade edilir. Düğün, isim koyma veya bir cenaze töreninde, yere büyük bir battaniye serilir. Ev sahibi aile battaniyenin üzerine birçok farklı el yapımı eşya koyar ve yaşlılardan başlayarak herkes battaniyeye yaklaşmaya ve bir şeyler almaya davet edilir. Bu uygulamada, hediyenizi seçerken ruhunuzun sizi yönlendirmesine izin vermek ve hediyenizi başkalarıyla karşılaştırmamak en nazik davranış olarak kabul edilir; bu uygulama, başkalarının sahip olduklarından ziyade sahip olduklarınız için minnettarlığın özüyle ilgilidir. Asıl mesele hediyenin kendisi değil, hediye vermenin kutsal uygulamasıdır.
Ancak şükran yalnızca dini ritüellerle sınırlı değil. Saygılı bir minnettarlık eylemi günlük hayatlarımızın da bir parçası.
Size Hindu mitolojisinden bir örnek vereceğim. Sudama fakir bir Brahmin ve Dwarka kralı olan Krishna'nın çocukluk arkadaşıydı.
Sudama yoksulluk çekiyordu ve karısı onu Krishna'dan yardım almaya zorluyordu. Sudama bir şey istemekten utanırdı. Arkadaşını mütevazı bir hediye olarak yassı pirinçle ziyaret etmeye karar verdi. Krishna onu sıcak bir şekilde karşıladı ve ona oldukça onurlu davrandı. Yassı pirinci neşeyle yedi ve hediyesi için Sudama'ya teşekkür etti. Sudama arkadaşını gördüğüne mutluydu ve ondan hiçbir şey istemedi.
Minnettarlık ve sevgiyle evine döndü. Bir süre sonra şaşkınlık içinde kulübesinin bir saraya dönüştürüldüğünü ve ailesinin zenginlik ve mutlulukla kutsandığını gördü. Krishna onu dostluğu ve cömertliği için ödüllendirmişti.
Biz yaşam koçlarının amacı, kendinizin en iyi versiyonu olmanıza yardımcı olabilmek. Sevgi vermeye ve almaya ihtiyaç duyan, ait olmayı ve kendimizden daha büyük bir şeyin parçası olmayı özleyen öz parçamızın farkında olmanıza yol açabilmek. İçsel bir çalışmanın dış dünyamızı nasıl değiştirebileceğimizi keşfetmek için değişmeye başlayacağımız yeri bulmanıza yardımcı olmak.
Çoğu zaman, ilişkilerimizi nasıl derinleştirebileceğimizi ve başkaları için nasıl hissettiğimize dair bir dil bulabileceğimiz farkındalığını yaratmak... Hayatın durumu ne olursa olsun, minnettar olalım ve bize zaten verilmiş olan İlahi Sevgi ve cömert armağanları sürekli hatırlayalım. Ve şükran sözleri her zaman dudaklarımıza ve kalbimize sıkıca yazılmış olsun. Hem de yaşadığımız her an. Yazımı okuduğunuz için minnettarım, iyi ki varsınız. Minnettarlığı uygulamaya geçirmek sizleri daha büyük bir mutluluğa ve bilinçli bir ben duygusuna taşıyacak. Kendinize mümkün olduğunca dolu dolu ancak basit bir yaşam sürme ve hayatı daha az karmaşık hale getirme izni verin lütfen. Her güne şükranla başlayın. Her zaman şükredilecek bir şey vardır;Sevgi, baharın çiçek açmasını izlemek, güzel bir şarkı veya yüzünüzde hissettiğiniz sıcacık güneş...Tüm bunları düşünürken gülümsemeyi unutmayın; kalbinizi şükranla doldurun ve o olağanüstü anda kalın. Bu arada ilham verici ve neşeli ruhların etrafında dolaşmak bulaşıcıdır unutmayın! Bu kısa bir yazının verdiği ilham bile olsa...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.