Sen benim en büyük hayal kırıklığımsın!
Yaşadığımız hayal kırıklıklarından bazıları çok fazla fark yaratmıyor belki ama bazıları da hayatımızın gidişatını değiştirebilecek kadar önemli olabiliyor.
Masal gibi bir ilişki yaşamaya başlıyoruz ya da biriyle tanışıyoruz örneğin, kendimizce o bizim ruh eşimiz oluyor, ne istediğimizi "sadece çok net bildiğimizi düşünüyoruz" ve sonsuza dek mutlu yaşamak için gün batımına doğru dörtnala koşmaya başlıyoruz hemen...Hepimizin hayatında olmadı mı? Özellikle son günlerde çokça içinde olduğumuz sanal dünya söz konusu olduğunda. Gerek ilişki olarak tanımladığımız hüsranla sonuçlanan hayat gerçeğimiz içinde, gerekse isteyip de elde edemediğimiz bir dolu online shopping takıntısı peşinde sürüklenirken...
Sonunda mutlu olacağımız yalanına kendimizi inandırarak... Bu haftaki yazımı yazmadan önce çevreme, arkadaşlarıma hayal kırıklıklarını sordum. İşte Suzan K yorumu- Hayatın kendisi zaten hayal kırıklığıdır çünkü elinden gelenin en iyisini yaparsın ama hayat seni daha da sınar. Bir şey için çok çalışırsın ama tek bir hatayla yargılanırsın. Her şeyini birine verirsin ama bu asla yeterli olmaz. Bu yüzden hayat hayal kırıklığıdır. Çünkü önce kendimizi değil, hep başkalarını mutlu etmeye uğraşıyoruz!
NEGATİF Mİ?
Hayal kırıklıkları yetersiz kaldığımız ya da yanlış şeyler yaptığımız anlamına gelmiyor. Bu sadece, insan olduğumuz ve deneyimlerimizle farkındalığı yarattığımız anlamına geliyor. Çünkü durup düşününce, aslında işlerin iyi gittiğinin bir göstergesi. Kim olduğumuzu gördüğümüz ve görüldüğümüz daha derin ilişkilere giden uzun bir yol. Gelişme ve aydınlanma yolu. Hepimiz yaşamışızdır. Bir iş görüşmesine gittiğinizde "Mesleki olarak en büyük hayal kırıklığınız neydi?" diye sorulur. Cevabınızda verdiğiniz bilgilerden, zorluklarla karşılaştığınızda normalde nasıl bir yaklaşım benimsediğinizi değerlendirebilir, buradan hareketle engelleri aşma ve hayal kırıklığı yaratan durumları, büyümek için bir fırsat olarak kullanma yeteneğinizin olup olmadığını değerlendirirler.
Bu genellikle bir adayın sahip olması gereken arzu edilen bir özelliktir. Düşüncelerin ve beklentilerin gerçeklikle uyuşmaması her zaman mümkün.
Başkaları için belirlediğimiz beklenti ve umutlar, içinde bulunduğumuz durum için çok fazla olabilir. Hatta en uygun ve gerçekçi olduğunu düşündüğümüzde bile... Burada çözüm, beklentileri, daha gerçekçi seviyelerde değiştirmek olmalı bence. Londra'daki danışanımdan bir örnek vermek istiyorum sizlere. Tony M. torunlarıyla daha fazla vakit geçirmek istiyordu, bu yüzden onları hafta içi her gün kendisi okuldan almaya başladı, birlikte evde zaman geçirmeye başladılar.
Ancak, sakin oyunlar oynadıkları veya birlikte film izledikleri sırada Tony sürekli olarak farkında olmadan uyuyakalıyordu. Kendisi için gerçekten önemli olan bir zamanı uyuyarak geçirdiği için de kendini hayal kırıklığına uğramış hissediyordu ve bu da onu suçlu hissettiriyordu. Torunlarına baktığı için, uzun bir iş gününden sonra bitkin düşse bile, onlarla vakit geçirirken uyanık kalabilmesi gerektiğine inanıyordu.
Kendine karşı çok sertti ve bunun torunlarına bakamayacak durumda olduğu anlamına geldiğini bile düşünüyordu. Nasıl hissettiği hakkında konuşmaya başladığımızda ona gençlere bakmanın zor bir iş olduğunu hatırlattım! Sık sık uyuyakalmasının mantıklı olduğunu ve bunun onlarla vakit geçirmeye değer vermediği anlamına gelmediğini de. İşten daha az yorgun geldiği zamanlarda, mesela hafta sonları onlarla vakit geçirmek için zaman ayırmayı önerdim. O da kabul etti. Onlarla daha fazla vakit geçirdikten sonra uykuya dalmadığını fark etmiş. Uzun bir iş gününden sonra da yorgun olmaktan daha az suçluluk duyduğunu iletti. Kendiyle ilgili hayal kırıklığıyla başa çıkmak için iki strateji kullandı. Birincisi destek almaktı. İkincisi, problem çözmek.
DUYGULAR...
Başka bir deyişle, bir dahaki sefere kendisiyle ilgili hayal kırıklığı hissetme olasılığını azaltmak için durumu ve şartlarını değiştirmeyi öğrendi. Beklentilerimizin adil ve makul olup olmadığını kontrol edelim. Değilse, beklentileri değiştirelim. Niyeti değiştirerek ilerleyince asıl mutluluğa ulaşacağımızın farkına varalım lütfen olur mu? Çünkü bazen bir şeyi büyük bir arzu ve tutkuyla istediğimizde genellikle sadece istediğimiz şeye odaklanan, küçük bir çocuk gibi tutturup onu elde etmeye çalışan biri olabiliyoruz. Sizce bu konudaki ısrar niye... Bu duyguyu ele alış şeklimiz tabii... Onu da şekillendiren yetiştiğimiz aile ortamı, arkadaş ve çevremizle yaşadığımız deneyimler... Ne yazık ki, "Hayır" sözcüğünü kabul etmeyen, bu sözcüğün anlamını kendi içinde aslında evet'e dönüştüren bir toplumda yaşıyoruz. Bahaneler üretip, gerçeği direk ve doğrudan kabul etmek yerine, dolandırıp kendi istediğimiz doğruya ulaştırabilen bir toplumda... Baskıcı, kişisel alana saygı duymayan, özeleştiriden uzak bir ortamda büyüdük... Çocuklar için bunun nedeni, mantıksal düşünmeden sorumlu beyin bölgesinin, insanlar 20'li yaşların ortalarına gelene kadar tam olarak gelişmemesidir. Bu anlardaki davranışlarının çoğu, beyinleri yalnızca hayatta kalmaya odaklandığı için, bilinçli kontrolleri dışındadır. Bu nedenle, bir çocuk hayal kırıklığına uğradığında, kelimenin tam anlamıyla mantığa erişemez. Çocuklar duygularını yönetme konusunda da pratik yapmalılar. İstediklerini elde edemedikleri zaman, bu onların yaşamlarında başlarına gelen en kötü şey olmamalı! ya da böyle hissetmemeliler! Çocuklarımıza hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkacaklarını öğretelim, aynı zamanda güçlü duyguları kendi kendilerine nasıl düzenleyeceklerini...
Onların hayal kırıklığına uğradığını görmekten hepimiz nefret ediyoruz. Ve bu hissi ortadan kaldırıp her şeyi mükemmel hale getirebilseydik tabii de harika olurdu. Ancak çocuklarımızı tüm bu rahatsız edici duygulardan korumaya çalıştığımızda asıl onlara kötülük yaptığımızın farkına varmalıyız...
Bu nedenle, hayal kırıklığıyla sağlıklı bir şekilde başa çıkmanın en önemli yolu, kendimize hayal kırıklığının bir dalga gibi olduğunu hatırlatmak ve geçene kadar kendimizi dalgalara ve akışa bırakmaktır. Yine, kendimize karşı nazik olmak ve duyguyu doğrulamak, bir hayal kırıklığı dalgasını atlatmamıza yardımcı olabilir. Başkalarından destek almak da güç verir. Ve yine bazen enerjimizi veya dikkatimizi bizim için anlamlı olan başka bir şeye odaklamak, o duygunun yoğunluğunu azaltmaya yardımcı olur.
Hayal kırıklıklarından uzak bir hafta diliyorum sizlere. Sevgimle ve güzel kalın...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.