Geçen hafta perşembe günü ABD'de açıklanan olumlu ekonomik verilerin Wall Street'te estirdiği olumlu havanın Avrupa borsalarına da yansıyacağı beklentisi İMKB'nin açılışında da etkili oldu. Yunanistan'ın içinde olduğu kriz aşmak için gerekli adımları atıp atmayacağına yönelik kuşkuların devam etmesi yükselişi sınırladı. Rusya ile Türkiye arasındaki negatif korelasyonun devam ettiği ve pozisyon değişimleri nedeniyle İMKB'nin yurtdışından olumsuz ayrışarak, iyimserliğin dışında kaldığı gözlendi. İlk seansta alımlarla en yüksek 60 bin 164 puanı gören endeks, ikinci yarıda artan satış baskısıyla en düşük 59 bin 142 puanı gördükten sonra, kapanışa doğru gelen tepki alımları ile günü 71 puanlık artışla 59 bin 737 puandan tamamladı. Borsaları yukarı doğru taşıyacak yeni bir beklenti görünmediğini söyleyebilirim. Yurtdışında parasal genişleme operasyonlarının daha ne kadar destekleyeceği belli değilken ve Yunanistan sıkıntısının atlatılması beklentisi gerçekleşmişken, temel anlamda şu an borsaları daha fazla yukarı taşıyacak yeni bir done bulunmadığını vurgulayabilirim. Bu nedenle mevcut seviyelerde global çaptaki borsaların çok daha yukarılara gitme ihtimali sınırlı görünüyor. Bunun yerine kar satışlarının yaşanacağı ve endekslerin belirli destek seviyelerinde tutunmaya çalışacağını tahmin ediyorum. İMKB'de kısa vadeli ilk destek olarak 59 bin 300 ve 58 bin 500 seviyelerinin izlenmesi bekliyorum.
FAİZ GERİLEDİ
Geride kalan hafta gösterge tahvilin bileşik faizi bankanın bundan sonra da parasal gevşeme yönünde hareket edebileceği beklentileriyle hızlı bir şekilde geriledi. Haftanın son işlem gününde ise genelde yatay bir seyir izlendi. Kurda yukarı hareket söz konusu. Bono tarafında alıcı da gelmeyince faiz sürekli yukarı gitti, yabancı çıkışı da geldi. Petrol fiyatları çok etkiledi. Merkez Bankası'nın son hamlesi sonrasında faizde yüzde 9 seviyesinin altı zor görünüyor. Gösterge tahvil günü yüzde 9.06 seviyesinden kapattı. Valörlü işlemlerde ise yüzde 9.16 seviyeleri gözleniyor. Bu hafta faizlerin hem küresel piyasalardaki hem de yurtiçindeki gelişmelere göre şekillenebileceği tahmin ediliyorum.
Yurtiçi piyasalarda petrol fiyatlarının artmasının cari açık ve enflasyon üzerinde olabilecek olumsuz etkileri daha fazla konuşulmaya başlandı. Faiz tarafında ise önemli bir değişiklik beklenmiyor. Gösterge tahvilin bileşik faizinin bu hafta yüzde 9-9.20 arsında hareket edeceği tahmin ediliyor. Kur, emtia fiyatları ve euro/doların seyri izlenecek.
DOLAR DEĞER KAYBETTİ
Petrol fiyatlarının yüksek seyri ve Merkez Bankası'ndan önümüzdeki dönemde parasal gevşeme beklentileri nedeniyle TL, euro /dolar paritesindeki yükselişe rağmen diğer gelişmekte olan para birimlerinden ayrışırken, dolar/TL'de geçen hafta başından bu yana değer kaybı yüzde 1.7 ye yaklaştı. Sepet bazında TL ise en son 31 Ocak'ta gördüğü 2.07 seviyesini aştı. TL'den oldukça yüksek çıkış gördük. Euro /TL tarafındaki yükseliş nedeniyle de kamu kurumlarından satış geliyor. Dolar cuma günü 1.7615 TL'den euro da 2.3735 TL'den kapamıştı.
Euro /dolar paritesi 1.3460 seviyelerine kadar tırmandı. Bu hafta paritedeki hareket belirleyici olacak. G-20 toplantısından gelebilecek olan açıklamalar önemli ve küresel piyasaları etkileyebilir. 29 Şubat'ta ECB'nin uzun vadeli repo ihalesi de piyasaları olumlu etkileyebilir. Yunanistan ile ilgili borç takası konusundaki son gelişmeler izlenecek, ancak piyasalar bu konuda geçtiğimiz haftalara göre biraz daha rahatlamış durumda. Ayrıca Mart başında düzenlenecek olan AB zirvesine yönelik hazırlıklar da izlenecek. Dolar / TL paritesinin 1.74-1.78 aralığında dalganacaktır.