Kirli-sinsi-kalleş planları Erdoğan ve Fidan açıkladı

Siyonist Netanyahu'nun Amerika'da bulunurken verdiği emirle, Beyrut'a saldırılarında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, yardımcısı Ali Karaki, İstihbarat Şefi Hasan Yasin ve İran Devrim Muhafızları'nın Lübnan'daki Kudüs Gücü komutanı Abbas Nilforuşan öldürüldü. Siyonist Netanyahu'nun, Hizbullah'ın elindeki çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılması, ardından Nasrallah'ın en güçlü adamı Şükrü'nün Beyrut merkezindeki karargahta öldürülmesi ve hemen ardından Hizbullah lideri Nasrallah'ın bombalanarak öldürülmesi gibi SON 3 saldırının çok komplike oluşu dikkatleri özellikle çekiyor. İsrail- Mossad ile fikri beraberlik içinde oldukları ABD istihbarat CIA-İngiliz Servisi MI6'nın planlı-programlı olduğu stratejik merkezlerde dile getiriliyor.

YERİNE KİM GEÇECEK ?
Nasrallah'ın öldürülmesi "Şimdi ne olacak?' sorusu eşliğinde birçok soru akıllarda dolaşıyor. Hizbullah lideri Nasrallah'ın hayatını kaybetmesiyle, yerine kimin geçeceği merak konusu olurken, bu kişiyi hem Hizbullah'ın hem de İran'ın kabul etmesi gerektiği bildiriliyor. Nasrallah'ın yerine geçecek isim olarak Seyyid Haşim Seyfeddin'in adı geçiyor; Seyfeddin, Nasrallah'ın 32 yıldır liderlik yaptığı Hizbullah'ın kuzenidir.
Seyfeddin, ABD'nin terör listesinde yer alan kişiler arasında da bulunuyor.

İRAN NE CEVAP VERECEK?
Nasrallah'ın öldürüldüğünün doğrulanmasının ardından İran Dini Lideri Hamaney, çok sert bir açıklama yaptı. Hamaney, Nasrallah'ın ölümünün intikamsız kalmayacağını belirterek, "Nasrallah bir birey değildi. O bir yol ve bir düşünce okuluydu. Bu yol devam edecek" dedi. İran liderinin, ülke içinde yüksek güvenlik önlemlerinin alındığı bir yere nakledildiği de gelen bilgiler arasında. İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu da acil olarak toplandı ve Nasrallah için 5 günlük yas ilan edildi. Nasrallah'ın İsrail tarafından öldürülmesiyle İran'ın vereceği cevap merakla bekleniyor. Ortadoğu'nun kılcal damarlarını yakından bilmekle tanınan İNGİLTERE'nin meşhur haber ajansı Reuters, İran'ın hem Hizbullah hem de diğer bölgesel güçlerde bir sonraki adımı tartışmak için temas halinde olduğunu bildirdi.
İSRAIL GÜNEY LÜBNAN'I İŞGAL EDERSE, ORTADOĞU'DA TOPYEKUN SAVAŞ RİSKİ tırmanır. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Siyonist Netanyahu'nun savaşı yayma kirli-sinsi planlarını çok iyi gördü. Siyonist Netanyahu'nun Lübnan'ı da Gazze gibi yıkıp yakmak için Eylül ayı başında saldırıları arttırması üzerine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, çok sert bir açıklama yapmış, BÖLGESEL SAVAŞ tehlikesinden bahsetmişti: (Erdoğan'ın 7 EYLÜL 2024 KOCAELİ konuşması) "Gazze'de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı Siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesinin var olduğunu vurgulayarak, gerek ülkemiz içinde gerek İslam ülkelerinin bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyor.
Daha önce de söyledim.
İsrail Gazze'de durmayacak.
İsrail eğer bu şekilde devam ederse Ramallah'ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelir. Lübnan'a, Suriye'ye gelir. DİCLE VE FIRAT arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar.
Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze'yi işgalle yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. Biz işte onun için Hamas sadece Gazze'yi değil, İslam topraklarını, Türkiye'yi savunuyor diyoruz. Başkan Erdoğan'ın geleceği gördüğü anlaşıldı.
İsrail'in Nasrallah'ı öldürmesi ile BÖLGESEL SAVAŞ RİSKİ TIRMANDI. Siyonist Netanyahu, Beyrut'u arka arkaya bombalarken, New York BM toplantılarını sonuna kadar takip eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'ye döndü. İsrail'in aklındaki kirli planı açıkladı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının büyük etki yarattığını ve konuşmanın büyük bir kısmı Filistin meselesine ayrıldığının altını çizen Fidan, Gazze meselesinin Birleşmiş Milletler sisteminin ve uluslararası toplumun ikiyüzlülüğünü gözler önüne serdiğini söyledi.

FİDAN KONUŞTU
Fidan, ABD'nin İsrail'e "dur" demek konusunda başarısız olduğunu, Siyonizm'in Amerikan siyasetinde kök saldığını ve ABD'nin gücünün İsrail'in hizmetinde olmasının rahatsızlık yarattığını belirterek şöyle konuştu: "İsrail durdurulmazsa savaşı başka yerlere taşıyacağını daha önce birçok defa ifade ettik. Bir sene önce ne söylediysek maalesef onlar yaşanıyor. Görünen o ki savaşın bölgeye yayılması konusunda İsrail'de, Netanyahu'da bir arzu var. Hizbullah'a yönelik operasyonlar arttırılmış durumda. Anlaşılan o ki bu saldırılara çok uzun zamandır hazırlanıyorlardı. Nasrallah bölge için önemli bir faktördü.
Hem İran için hem Hizbullah için büyük bir kayıp oldu.
Daha önceki görüşmemizde Hizbullah'ın büyük bir çatışmaya girmeyeceği düşüncesindeydim.
İsrail Lübnan'dan sonra nereye gider bununla ilgili birtakım öngörülerimiz var. İSRAİL'E KİM, NASIL DUR DİYECEK? ABD sistemi bir çaresizlik içinde. Amerikan siyasetinde siyonizm kök salmış durumda. Bunun üzerinden kariyerler ve networkler yapılıyor. Kongre üyesi yapılıyorlar, Lobinin etkisiyle İsrail aklına hizmet eden kabul edilmiş bir gerçek var. Bazı Amerikalılar bu durumdan rahatsızlık duyuyor. ABD'nin bütün gücünün İsrail'in emrinde olması rahatsızlık verici.
Netanyahu'nun stratejilerine baktığımızda hem kendi ülkesini hem müttefiklerini büyük bir ateşin içine çekiyor."

SONUÇ
BAŞKAN Erdoğan açıkça söyledi.
BM'de küresel vicdan harekete geçerek, insanlık hareketi başlatılmalı.
İsrail kibrini, İsrail haydutluğunu ve İsrail devlet terörizmini durduracak tek adım, İslam ülkelerinin ittifakı olacaktır.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ortak hareket etmek zorunda.
Yoksa, Siyonist Netanyahu ve şebekesi, sözde Arz-ı Mevud hayali ile etrafındaki ülkeleri Evanjelist Amerikalılar desteğinde bir bir ele geçirmeye çalışacak.
Başkan Erdoğan-Türkiye, her türlü senaryoya hazır.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Suriye ve Irak gelişmelerini dakika dakika izliyor.
HAZIR OL CENGE İSTER İSEN SULHU SALAH diyen atalarımızın yolunda ilerliyor.