Burcu Ilgın

Yaşamaktan utanmak

Üç gündür yediğimiz yemekten, içtiğimiz sıcak çaydan, yorganın altından çıkınca üşüyen ayağımızdan utanır haldeyiz. Büyük bir felaketle yüzleştiğimiz bu günlerde sevinç gözyaşlarıyla seçiyoruz mucize kurtuluşların fotoğraflarını... Annelerin emzirerek hayatta tuttuğu bebekler, bir damla suyun can verdiği çocuklar, ailesinin bir kısmını kaybetmesine rağmen kurtulan kızını kucaklamanın sevincini yaşayan babalar, enkazdan çıkarılan torununa sarılan dedeler görüyoruz. İçimiz yanıyor, kalbimiz ağrıyor.

BİZİM İÇİN DE TANIDIK BİR ACI
Çok kısa süre önce depremi yaşamış bir kentin insanları olarak bu acıyı çok yakından tanısak da bu gerçekten çok büyük bir acı... Hava çok soğuk, bebekler mamasız, hastalar ilaçsız, anne-babalar çaresiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bugünlerde içimden yazmak da gelmiyor ama biliyorum ki birçok kişiyle aynı duyguları paylaşıyor, aynı acı tablonun altında eziliyoruz. Yapabileceğimiz tek şey ise kenetlenmek, bir bilgiyi yayabilmek, bir yaraya merhem sürebilmek. Etrafımızda gönüllü olarak bölgeye gidenlere destek olup, yapılan yardımların ulaştığını görebilmek.

KORKU TOHUMU EKMEYELİM
Şu anda çocuklarını enkaz altında bırakan annelerin yerine kendimi koyamıyorum ama bir anne olarak bu acı günlerde içim ezilirken, çocuklarımı gündemden olabildiğince uzak tutmaya çalışıyorum. Çünkü sordukları acı sorular için bir cevabım yok. Çünkü artık onlar da yalnız tuvalete gidemeyecek kadar endişeli. Bizim çocukların psikolojilerini düşünmek biraz şımarıklık gibi gelse de onlar bu ülkenin geleceği... Deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olan çocuklar. Ama bu acı sahneleri görmek onların minicik kalplerinde büyük yaralara sebep olabilir. Bu yüzden çocukları olabildiğince felaket senaryolarından uzak tutmakta fayda var. Her an burada da deprem olabileceği korkusuyla yaşamaları geri dönüşsüz travmalara sebep olabilir. Gözlerimiz yeni mucizelere kilitlenmişken her canın, her hikayenin büyüklüğü altında biz zaten eziliyoruz. Anne babalar olarak geleceğimiz olan çocukların içine endişe ve korku tohumlarının ekilmesine izin vermemek zorundayız diye düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.