Nasıl bu kadar kin ve nefret doldu o yaşta?
Edirne'de ortaokul öğrencisi bir kız çocuğunun 5 arkadaşını bıçakla yaraladığı haberi, 'ortaokul öğrencisi bir kız' annesi olarak aklımı başımdan aldı. Tam bu haberle sarsılmışken Kayseri'de bir lise öğrencisinin arkadaşını güya şakalaşırken yaraladığını okudum.
Dehşetim daha da arttı. Bir eğitim öğretim yuvası olması gereken okula nasıl göndereceğiz çocuklarımızı?
"Özellikle ortaokul öğrencisi, henüz bir çocuk! Nasıl bu kadar kin ve nefret barındırdı o kadarcık yaşında? Ne şartlarda büyüdü, neler gördü ki böyle bir suçu işledi.
Nasıl kıydı onun gibi süt kokan arkadaşlarına?" düşünceleri kapladı beynimi...
Fakat maalesef artık çocuklar sadece aileden gördükleriyle büyümüyor.
Biraz, elini eteğini üzerinden çeken bir aileyseniz o boşluğu hemen teknoloji dolduruyor ve dijital dünya hem çok kontrolsüz hem de çok acımasız. Bu yüzden de çağın en büyük sorunlarından biri akran zorbalığı! 5 kişiyi bıçaklamak akran zorbalığını aşan bir eylem, 'evet' ama şiddet, böyle başlıyor. Özgüven ya da sevgi eksikliği korku salarak sevilme eğilimi yaratıyor. Korku salmanın yolu ise şiddetten geçiyor. Burada yine en çok iş ailelere düşüyor. Lütfen sevginin elini çocuğunuzun omzundan eksik etmeyin!
ÇIPLAK GERÇEKLER!
Romanya'da meclis üyesi Alberto- Iosif Caraian, online toplantıya kamerasını açık unutarak duştan katılmış. Kamerasının açık olduğunu uzun süre fark etmeyen milletvekili diğer üyelerin gülmesiyle aydınlanıyor ama bir süre de kamerayı kapatamıyor. Toplantıdan çıkmayı başaran milletvekili, giyinerek toplantıya tekrar katılıyor. Olayın ardından, "Teknolojinin azizliği. Bu talihsiz olay nedeniyle herkesten özür diliyorum" diyerek sosyal medya hesabından özür mesajı yayınlıyor. Bu trajik örnekte olduğu gibi, teknoloji bazen gerçekleri de tüm çıplaklığıyla ortaya seriverir!
ÇİĞDEM YİYEN EŞEK
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Porsuk nehrinin kıyısına herkesin ilgisini çeken bir heykel yaptırmış. Çiğdem yiyen bir eşek! Çünkü herkes Porsuk nehrinin kenarına bir külah çiğdemle gelip yiyip içip kabuklarını oraya atıyormuş. O da çareyi böyle ince bir mesaj vermekte bulmuş.
Ama maalesef bazı insanlar ince mesajı anlamayı bırak davul çalsan, yüzüne tükürsen bile pek umursamıyor. Bunun bir örneği Karabük'te yaşanmış. Parkta oturan kişinin yediği çiğdem kabuklarını yere atması sonrası kendisini uyaran temizlik görevlisine "Maaş alıyorsunuz" diye karşılık vermiş. Pes doğrusu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.