Yeni travmamız marketfobi

Son bir haftadır hayatımızda çok şey değişti. Mesela artık kendini tehlikede hissetmek için bara pavyona gitmeye gerek yok. Hiç yoluna ölmek için markete gitmek yeterli. 3 gün önce Denizlili Merve, dün ise Antalyalı Sümeyye markette öldürüldü. Sümeyye boşanmaya çalıştığı eski eşi tarafından, Merve ise hiç ilgisi yokken hayata veda etti. İki olay zaten birbirinden kötü. Bir de markette normal hayatına devam eden ve sadece bir paket pirinç almaya giden kişinin siz olduğunu düşünün! Bir anda silahların patladığını, bir insanın öldüğünü görecektiniz.
Travmaya bakın. Klostrofobi (kapalı alan) ve agorafobi (açık alan) gibi fobilerden sonra yeni bir tane girdi insanların hayatına Marketfobi.

YAŞAMI KISITLAMA CEZASI
Soru şu: Bundan sonra rahatça çocuğunuzu ekmek almaya gönderebilir misiniz? Bu katillere insan canı almak sebebiyle verilen cezaya ek bir ceza daha düşünülmeli. İnsanların rahatça alışverişe gitme özgürlüğünü kısıtlayıp toplumda travmaya neden oldukları için!
İnsan canını almanın bu kadar kolaylaştığı günümüzde artık olaylara neresinden bakacağımızı da şaşırdık.
Şu yazdıklarımdan orada ölen insanları umursamadığım sonucu çıkmasın.
Yaşananlar başlı başına zaten bir suç ve yasada yeri var. Ama topluma yaşatılan korkuya ve insanların sokağa çıkma özgürlüğüne vurulan darbeye henüz biçilmiş bir ceza yok.

ÖZENECEK BAŞKA ŞEY YOK MU?
Bu tip şeylerin beni düşündüren başka yanı da şu... Özellikle haberlere konu olan olaylar bir süre sanki modaya dönüşüyor. Benzer olayları arka arkaya görmeye başlıyoruz. Bir dönem sürekli yolcu otobüsleri yanıyordu mesela, bir ara da sosyal medyaya son bir video çekip intihar etme akımı başlamıştı. Şimdi de markette cinayet modası var. Sanırım artık bu konuda, kanun yapıcılar, yargı makamı, psikolog ve sosyologların birlikte çalışıp bu işe bir dur demesinin vakti çoktan geldi!