İhracatçılar ne düşünüyor?
Neden böyle bir sonuç karşımıza çıkıyor sorusunun yanıtını aramamıza gerek yok aslında. Çünkü ihracatçılar açıkça dile getirmişler öncelikli sorunlarını TİM'in yaptığı eğilim anketinde.
Göze çarpan tespitler şöyle;
Listenin başında döviz kurları yer alıyor. Doların son 11 yılın en güçlü seviyelerine ulaşması küresel dış ticaret dengelerinin değişmesine neden oldu. Başta dünya dış ticaret pastası yüzde 9 küçüldü. Şu anda bizim bu pastadan aldığımız pay sadece binde 8.5'larda. Yüzde 1 bile değil. Bu küçük paya rağmen güçlenen dolar ve değersizleşen euronun Türkiye dış ticaretine maliyeti 7.5 milyar dolarlar mertebesinde.
MALİYETLER YÜKSEK!
İkinci sırada enerji maliyetleri var. Petrol fiyatlarının geçen yılın ortalarından itibaren belirgin bir şekilde gerilemesine rağmen enerji halen sektör için ciddi maliyet yaratabiliyor. Tabii yüksek vergiler neden oluyor enerji maliyetlerinin artmasına... Enerji reformu olmadan daha doğrusu yenilenebilir enerjiye ağırlık verilmeden bu sorun ihracatçılar üzerinde kalmaya devam edecek.
Aynı şekilde istihdam maliyetleri de ihracatçıların performansını olumsuz etkiliyor. Son yıllarda işgücü birim maliyetindeki artışlardan en fazla payı alan ülke yüzde 22.3 ile Lüksemburg. Türkiye ise yüzde 9'un biraz üzerindeki artışla 11. sırada bulunuyor. Bu arada Rusya'da yüzde 12 ile işgücü maliyetleri gerilemiş.
Fazla uzatmadan diğer nedenleri aynı cümlede dile getirelim. Hammadde fiyatları, lojistik maliyetleri ve teşviklerin yetersizliği de ihracatın gerilemesinde rol oynuyorlar.
İŞGÜCÜ NİTELİĞİ
Bazı sorunların çözümü bizim tamamen kontrolümüz dışında olabilir. Ancak bizim kontrolümüzde olan sorunları da görmemezlikten geldik bugüne kadar. Örneğin nitelikli işgücü yaratamıyoruz. Ya da işgücü verimliliğini artıramıyoruz. Medyada işsizlikle ilgili haberler çıktığında çalıştıracak eleman bulamıyoruz yakınmaları da beraberinde geliyor. Doğrudur. Niteliksiz işgücü talep eden işverenler işgücü bulmakta zorlanabilirler. Zira niteliksiz işte çalışacak bir işçi çok büyük olasılıkla asgari ücretle istihdam edilecek. Yani parasının büyük kısmı yol ve yemek parasına gidecek. O da buna değmeyeceğini, sosyal yardımların yeterli olacağını düşünüyor.
AR-GE ve inovasyona yeterli destek verilmemesi, bu yüzden katma değer yaratılmaması da uzun süredir elimizde fakat çözmekten imtina ettiğimiz diğer bir sorun. Bazen teknik yetersizliklerden bazen de ek bir maliyet yaratacağından dem vurarak üreticiler zaman içinde maliyetleri aşağı çekecek, pazar paylarını genişletecek bu unsurları göz ardı edebiliyorlar.
Sözün özü ihracatçılar yakınmaya, bizler yazmaya, çözüm yolları da yapılan mevzuatlarla kağıt üzerinde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.