• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Firmalar kur risklerini nasıl yönetmeliler? CAHİT SÖNMEZ

Firmalar kur risklerini nasıl yönetmeliler?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Mayıs 2018, 00:05

Başta FED ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere tüm gelişmiş ülke merkez bankalarının faizleri sıfırlamaları ve miktarsal genişleme politikaları çerçevesinde tahvil ve özel kesim ipoteğe dayalı menkul kıymetler karşılığında likidite enjekte etmeleri gelişmekte olan ülke firmalarının risk iştahlarını artırdı. Firmalar doğal olarak bu fırsatı kaçırmak istemediler, daha yüksek maliyetli ulusal para birimi cinsinden borçlanmak yerine daha ucuz yabancı para birimi cinsinden borçlanmayı tercih ettiler. Tabi kur riskini göz ardı ederek. Küresel ekonomi uzun süre düzlüğe çıkamayacağından düşük döviz borcuyla biz bu borçları çeviririz düşüncesi ile de kur riski taşımadıklarını sandılar.
Oysa durum bu kadar basit değil. Sıfır faiz politikasından normalleşmeye geçişte doğal olarak döviz finansmanı maliyeti de yükseldi.
Yakın zamana kadar yüzde 3-4 ile dolar ya da euro bulunabilirken son yıllarda bu oranlar yüzde 7'lere yakınsadı. Dolayısıyla sadece borcu borçla çevirmek yeterli olmayacak firmalar açısından. Bu yüzden döviz açık pozisyonlarının taşıdığı kur riskini etkin bir şekilde yönetmeleri gerekiyor.

​SWAP TERCİH EDİLİYOR

Yaklaşık 440 milyar dolar dış borcun 300 milyar doları özel kesime ait. Bunların da 100 milyar doları kısa vadeli. Yani bir yıl içinde ödenecek. Ne yazık ki bu tutarın da büyük kısmı açık pozisyonlardan oluşuyor.
Döviz borcu yapan bir firma yabancı kaynak finansmanının ihtiyaç duyduğu kısmını TL'ye dönüştürüyor. Mecburen yapıyor bu dönüşümü...
Çünkü iş gücü, elektrik ve aramal gibi maliyetlerinin çoğunluğu TL cinsinden. İşte açık pozisyonlar kur riskine maruz olan kısım firmalar açısından. Peki kur riskini yönetmek için firmalar hangi araçları kullanmalılar?
Vadeli işlem sözleşmeleri kur riskinden korunmak için en rasyonel enstrümanlar. Gelişmiş ülke merkez bankalarının normalleşme için belirgin sinyaller vermeye başladığı ve kurların hareketlendiği 2014 yılından bu yana 9 binin üzerinde firma bu araçları kullanmışlar.
Bu yıl itibarıyla vadeli işlem sözleşmelerinde pozisyonu olanlar 2 bin civarında kalıyor. Kur riskini yönetmek isteyen firmaların en çok tercih ettikleri türev araçların başında swap (takas) işlemleri geliyor.

FORWARD ÖNEMSENMELİ

İki tarafın bugünden anlaştıkları kur ve koşullarda ulusal para ile dövizi değiş tokuş yaptıkları işlemler swap olarak tanımlanıyor.
Vade dolduğunda ise ilgili para birimlerini anlaştıkları oran ve şartlarda birbirlerine geri iade ediyorlar. Merkez Bankası da bu işlemi bankalarla bir süredir yapıyor. TL alıp dolar veriyor 1,3 ve 6 ay vadede... Süre dolduğunda aldığı TL'yi faiziyle geri verirken, vade başlangıcında verdiği doları da faiziyle alıyor.
Böylece kurlara talep yapmadan, TL'den dolara dönmeden döviz ihtiyacı karşılanmış oluyor. Swap işlemlerinin yanı sıra firmalar çalıştıkları bankalarla "forward işlemleri" yapabilirler. İleri tarihli kabullenecekleri kur seviyesi TL ve dolar faiz oranları baz alınarak hesaplanıyor. TL faiz oranının yüzde 12, dolar faiz oranının yüzde 3 olduğunu kabul edelim. Bu koşullarda tam bir yıl sonrası için banka dolar TL kurunu 4,41 düzeyinde belirleyebilir. Böylece firma 1 yıl sonra ihtiyaç duyduğu doları almak için çıkacak TL miktarını sabitlemiş oluyor.
Sözün özü, firmalar döviz borçlarını göz ardı etmemeliler ve yeni döviz borcu ile eski borcu çevirmenin yeterli olmayacağını bilmeliler.
İkinci seçeneği de kullanmak durumunda olduklarından kur risklerini vadeli işlem sözleşmeleri ile yönetmeliler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.