Tüm küresel ekonomiyi etkileyen faktörlerin ilk sırasına kur ve petrol fiyatları oturdu. Özellikle gelişmiş ülke ekonomilerinin toparlanmaları, daha fazla istihdam ve harcanabilir gelir yaratmaları doğal olarak petrole olan talebi artırdı. Aynı zamanda petrol üreticisi ülkelerin yoğun olduğu coğrafyada geçerli olan jeopolitik riskler de petrol fiyatlarını arz cephesinde yarattığı tedirginliğe bağlı olarak yukarı çekti.
ABD ve Avrupa ekonomilerinin 2008 krizinden bu yana ilk kez belirgin bir iyileşme göstermeleri buna bağlı olarak para politikalarında normalleşme süreçlerini başlatmış olmaları hem dolara hem de euroya momentum kazandırdı.
Bu yönde aksiyon almaya devam edecek olmaları iki para biriminin kuşkusuz değerlenmesini sağlayacaktır.
Fed Mart ayında 2018 yılının ilk faiz artışını yapmış ve yılın geri kalan süresinde iki faiz artışı daha yapılacağının sinyallerini de belirgin bir şekilde vermişti. Avrupa Merkez Bankası ise Mart ayı toplantısında faiz artırımı yapmadan sadece sözlü yönlendirme politikası çerçevesinde sıkılaşmaya gideceğini özellikle vurgulamıştı.
Dolayısıyla AMB çok büyük olasılıkla Eylül ayında tahvil alımlarını sonlandıracak ve yeni yıl itibarıyla da faiz artırım dosyasını masanın üzerine koyacak.
NEDEN YÜKSELİYOR?
Petrol fiyatlarını hareketlendiren iki temel unsur var; Birincisi, OPEC üyesi ülkelerin üretimi kısma konusundaki kararlılıklarını sürdürmeleri, ikincisi ise ABD ve İran'ın arasındaki gerginliğin bir kez daha tırmanma olasılığının artması. Amerika'nın İran'a yaptırım uygulaması ve bunun kapsamını değerlendirecek olması petrol fiyatları üzerinde basıncı artırıyor.
Amerika'nın petrol üreticisi ülkelerin olumsuz politikalarının arz yönüne yaptığı olumsuz etkiyi azaltmak için kaya petrolü üretimini artırma çabaları da yetersiz kalıyor. Yazımı kaleme alırken ham petrol fiyatları 70 doların üzerine çıkmıştı. 2014' den bu yana en yüksek seviyede petrol fiyatları...
İşte bu gelişmeler iki ana para birimine değer kazandırıyor ve büyüme hızlarının ivmelenmesine bağlı olarak emtia ve petrol fiyatlarına yukarı yönlü baskı kuruyor.
REVİZYONUN GEREKÇESİ
Zaten konjonktürdeki bu değişim kendini hissettirmeye başladı. Merkez Bankası enflasyonun 2018 yılını yüzde 7,0 seviyesinde tamamlayacağı öngörüsünü yüzde 8,4'e revize etti. Yıl sonu enflasyon tahmininde yaptığı 0,5 puanlık güncellemenin gerekçesini de 0,4 puanı petrol fiyatları ve döviz kuru kaynaklı gelişmelere bağladı.
Aynı zamanda Merkez Bankası döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmelerin gecikmeli yansımalarına bağlı olarak yıllık tüketici enflasyonunda kısa vadede dalgalanma oluşabileceğini de tahmin ediyor. Her şeye rağmen Merkez Bankası iyimserliği elden bırakmıyor, vadeli işlem piyasalarında ileri vadeli kontratlarda belirlenen petrol fiyatlarını baz alarak yıl sonunda petrol fiyatlarının 70 dolarda kalacağı öngörüsü yapıyor.
Sonuçta kurların ve petrol fiyatlarının yükselmesi maliyet cephesinden enflasyonu olumsuz etkileyecek. Üretimde girdi maliyetleri artacağından nihai fiyatlarda paralel olarak yükselecek. Yine aynı noktaya geldik; Merkez Bankası sıkı para politikasını korumak zorunda...