Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı diyebileceğimiz, hatta kırılgan beşliler kategorisine girmemizde payı olan cari işlemler açığı Mart ayında da yukarı yönlü hareketine devam etmiş.
Merkez Bankası verilerine göre cari açık geçen yılın Mart ayına göre 1 milyar 695 milyon dolar yükselmiş ve yılın ilk üç ayında 4 milyar 812 milyon dolara ulaşmış.
12 aylık kümülatif toplamda ise 55 milyar doları aşmış oldu cari açık...
Verilere göz atalım, ardından düşüşün nedenlerine göre trendin devamlılığını sorgulayalım...
Detaylara göz atmadan önce cari işlemlerin ne anlama geldiğini kısaca hatırlayalım...
İhracat ve ithalattı kapsayan mal ve turizm, inşaat ve taşımacılık gibi hizmet ticaretleri ile gelir hareketleri sonucu gelen döviz ve giden döviz arasındaki fark cari işlemleri ifade ediyor. İhracat yaptığımızda döviz geliyor. Aynı şekilde turistler döviz getiriyor ya da Türk müttehitlerin yurtdışında yaptıkları inşaat hizmetlerinden döviz girişi oluyor. Buna karşın yurtdışından aldığımız mallara, yabancı firmalardan aldığımız hizmetlere karşın döviz çıkışı oluyor.
Eğer çıkan döviz giren dövizden fazla ise cari açık ortaya çıkıyor. Yalın bir ifade ile cari açık döviz açığı demektir. Tabi döviz açığı söz konusu olduğunda beraberinde bu açığın finansmanı sorunu da kendini gösteriyor. Finansmanı da ancak yabancı sermaye ile yapıldığından, ne kadar cari açık o kadar yabancı sermaye bağımlılığı anlamına geliyor.
NEDEN YÜKSELDİ
Cari işlemlerin ana kalemlerinden ihracat Mart ayında 16,1 milyar dolar, ithalat ise 20,7 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmiş. Bu sonuçlarla dış ticaret açığı yılın ilk 3 ayında 17 milyar dolara çıkmış.
Hizmetler her zaman olduğu gibi fazla vermiş.
2018 fazlası 3 milyar dolar civarında...
183 milyon dolar da transfer var. 3 veriyi topladığımızda çıkış fazla olduğundan 16 milyar 392 milyon dolar cari işlemler açığına ulaşıyoruz.
Cari işlemler açığının temel nedenleri şöyle;
Birincisi ithalattaki artışın ihracattaki artıştan fazla olması... İthalatın artmasının nedeni ise büyüme hızının ivmelenmesi sonucu daha fazla girdi ithal edilmesi. Ne yazık ki bu sorunu aşamıyoruz. Büyüme hızı yükseldiğinde daha fazla üretim için daha fazla ithalat yapıldığından cari açık doğal olarak yükseliyor. Cari açığın düştüğü yılların tamamının ortak özelliği büyüme hızının potansiyel büyüme hızının altında kalması.
PETROLDEN KATKI
İkinci neden ise petrol fiyatlarının yükselmesi...
Geçen sene 50-60 dolar bandında olan petrol 70 dolarlara geldi. Aynı miktar ihtiyacımız olan petrol için daha fazla döviz çıkışı gerekli oldu fiyat artışından sonra...
Cari açığın yükselmesinin zamanlaması da biraz sıkıntılı... Gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artırmaları yabancı sermaye akımlarının yönünün değişmesine neden oluyor. Dolayısıyla yabancı sermayenin çekilebilmesi için iştahlarının son 10 yıla nazaran fazlaca artırılması gerekiyor.
Cari açık konusunu ele aldığımız her yazıda kesinlikle hep aynı noktaya ulaşıyoruz;
Yapısal reformların ivedi bir şekilde yapılması. Cari açığın yüzde 70'ine neden olan enerji ithalatının hızla aşağı çekilmesi ve enerjinin rüzgar ve güneş gibi kendi kaynaklarımızdan elde edilmesi hayati önem taşıyor. Aynı şekilde Çin ve Hindistan rekabetine yenik düşen yerli aramal üreticilerini de kazanmamız cari açığın makul seviyelere düşmesinde etkili olacaktır.