Enflasyon, Merkez Bankasını faiz artırımına zorlayabilir
Tahmin ettiğimiz gibi enflasyondaki artış Mayıs ayında da sürmüş, hem Tüketici Fiyat Endeksi hem de Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi yükselmiş.
Alışageldiğimiz nedenler yine etkili olurken birikimli kur etkisi daha da kendini hissettirmeye başlamış.
Kur ve petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareketleri sadece maliyet cephesinden enflasyona baskı yapmakla kalmıyor aynı zamanda talep yönünden de enflasyonu yukarı çekiyor.
Öncelikle enflasyonun detaylarına bakalım, sonrasında piyasalara yansımasını değerlendirelim...
Talep enflasyonun göstergesi olan TÜFE geçen ay yüzde 1,62 artarken maliyet enflasyonun ölçütü Yİ-ÜFE yüzde 3,79 gibi oldukça yüksek oranda yukarı çıkmış. Bu veriler sonrasında yıllık bazda yüzde 12,15 seviyesine yükselmiş oldu. Geçen sene Kasım ayında yüzde 12,98 ile zirve yapmıştı. Sonrasında bu yılın Mart ayına kadar düşüş eğilimine girmiş görünüyordu. Ama son iki ay yeniden yönünü değiştirdi.
YURTİÇİ ÜFE ZİRVE SEVİYEDE
TÜFE'nin ivmelenmesinde kendi iç dinamiklerinden öte maliyet kaynaklı nihai fiyatları yükselten faktörler rol oynuyor. Yani geçen yıl olduğu gibi talepteki artış değil TÜFE'nin artmasını sağlayan..
Örneğin gıda fiyatlarındaki artış genel ortalamanın altında kalmış.
Aynı şekilde alkollü içecekler ve tütün grubu fiyat artışı sadece yüzde 1,05'de kalmış. Zaten Merkez Bankası parasal sıkılaştırmaya giderek geçen yıl tüketici kredilerindeki belirgin artışın önüne geçmeye çalışıyor. Kredi imkanlarının zorlaştırılması sonucu iç talebi de baskılamış oluyor. Fiyat istikrarı ve aynı zamanda paranın dövize kaçışını engellemek için aldığı kredi daraltıcı aksiyonlar büyüme hızının yıl içinde beklentilerin altında kalmasına neden olabilir.
Maliyet enflasyonunu yükselten en temel faktör birikimli kur etkisi idi. Kurlar yükseldikçe ithal fiyatları da paralel olarak yükseliyordu.
Her ne kadar Merkez Bankasının aldığı bir dizi önlemler sonucu son haftalarda kurlar hafifi aşağı gelmiş olsa da Yİ-ÜFE üzerindeki gecikmeli etkisi devam ediyor.
Aramal grubu üretiminde maliyetler yıllık bazda yüzde 24,02, Enerji grubu ise yüzde 29,59 artmış. Kur ve petrol fiyatları gibi iki temel faktörün enflasyona nasıl güçlü bir baskı yarattığı buradan da açıkça belli oluyor.
ÇEKİRDEK ENFLASYON
Merkez Bankasının para politikasında dikkate aldığı Özel Kapsamlı TÜFE C ve D gruplarındaki yıllık artış oranı sırasıyla yüzde 12,64 ve 13,36 seviyelerinde gerçekleşmiş. Bu durumda ne yazık ki faiz artırım olasılığı bir kez daha Merkez Bankasının önüne gelmiş görünüyor. Tam da bu noktadan enflasyonun piyasalara etkilerine geçelim...
Enflasyon özellikle son iki aydır Merkez Bankasının orta vadeli öngörülerinden uzaklaşıyor. Bu yüzden birincil hedefi olan "fiyat istikrarı" ve ikincil hedefi olarak kabul edilen "finansal istikrar" biraz tehlikeye giriyor.
Dolayısıyla Merkez Bankası iyice kontrolden çıkmadan enflasyon nedenlerinin başında gelen kur faktörünü baskılaması gerekiyor.
Dün enflasyon verisi açıklandığında rakamların yüksek olduğunu gören piyasa aktörleri hemen 7 Haziran toplantısı için faiz artırım beklentisini inşa ettiler bile. Bu yüzden kurlarda hafif bir gerileme izledik. Kısacası fırsat kollayan yerli ve yabancı aktörler bu fırsatı hemen değerlendirip Merkez Bankasının sırtına bu ağır yükü yüklediler. Bakalım Merkez Bankası nasıl bir tepki verecek?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.