Altın düşmeye devam eder mi?
Yıla iyi başlayan ve 1350 dolar sınırını aşan altın sanki o noktalarda zirve yapmış gibi son aylarda düşüşe geçti. 2018 ilk çeyrek verilerine göre altın talebi yüzde 7 oranında aşağı gelmiş. Oysa altın analistleri ve Dünya Altın Konseyi bu yıldan umutlulardı ve yılsonu itibarıyla öngörüleri 1400-1450 dolar bandında idi.
Ne oldu da altın ikinci plana itildi yatırımcılar tarafından? Bundan sonra yılın kalan aylarında da düşüş trendi devam eder mi?
İki kritik sorunun yanıtını vermeye çalışalım...
Bu yılda altın talebi geçen yıla nazaran yüzde 7 düşerek bir çeyreklik talep 973 tonda kaldı. Böylece 2008 yılından bu yana en düşük seviyesini görmüş oldu altın talebi. Düşüşün iki temek nedeni var.
Birincisi bar şeklindeki yani külçeden daha küçük yaygın olarak orta gelirli yatırımcılar tarafından da tercih edilen altına olan talep azalmış. Zayıf talebin ardında öne çıkan ülke ise Hindistan. Hindistan'ın uyguladığı korumacı dış ticaret politikasından altın da nasibini alıyor. Altın ithalatına konan yüksek gümrük vergisi ve ithal edilen altınların bir kısmının ihraç edilmesi zorunluluğu amacına ulaşmış görünüyor.
OYNAKLIĞIN NEDENİ
İkincisi 'altına dayalı borsa yatırım fonları'nın altın taleplerini kısmen düşürmüş olmaları. Zaten altın fiyatlarının oynaklığının baş sorumlusunun bu fonlar olduğunu söyleyebiliriz.
Toplam talep içinde yüksek paya sahip olmasalar da altın pozisyonlarındaki geleneği hiçe sayarak çok kısa süreli fonlarındaki altın miktarını artırıp azaltabiliyorlar.
Bu da doğal olarak fiyatların dalgalanmasına neden oluyor.
Yukarıda saydığımız iki olumsuz faktörün yanı sıra altın talebinin düşüşünü sınırlayan altın açısından olumlu unsurlar da göze çarpıyor. Örneğin merkez bankaları rezervlerindeki altın miktarlarını yıl içinde 116 ton artırmışlar. Geçen yılın eş dönemine göre yaptıkları talep yüzde 42 yükselmiş. Rusya Merkez Bankası 1.890 ton ile ilk sırada, Rusya'yı 1.42 ton ile Çin Merkez Bankası izliyor. Sonra Hindistan ve Türkiye merkez bankaları geliyor 560 ve 232 ton ile. Bu arada altın talebi 973 tonlarda kalırken altın arzı ilginç bir şekilde 1.063 tonlara ulaşmış.
Üstelik bunun 770 tonu madenlerden çıkarılmış. Yani sisteme geri dönen (recycle gold) altın oranı diğer dönemler gibi fazla yüksek olmamış.
Gelelim ikinci sorunun yanıtına...
YATAY SEYİR
Görünen o ki altın fiyatları yılın kalan aylarında yatay seyir izleyecek gibi. Birkaç faktör altının yönünü yeniden yukarı çevirebilir.
Birincisi şu; malum ekonomik ve siyasi belirsizliklerin yoğun olduğu dönemlerde 'güvenli liman' görevi üstlenen altın... Eğer ABD ve Çin arasında başlayan dış ticaret savaşı ilerleyen dönemde kızışırsa, ABD ve Kuzey Kore'nin arası yeniden açılırsa, Ortadoğu'da siyaset kazanı yeniden kaynarsa ve şu anda denklemde olmayan yeni bir jeopolitik faktör devreye girerse altın fiyatları yılı 1350 dolarlar seviyesinden kapatabilir.
İkincisi FED'in para politikalarında normalleşme sürecini hangi dozajda uygulayacağı...
Eğer süreci yavaşlatır, maliye tarafından bütçe açıklarını artırıcı önlemler gelmez ise Amerikan tahvil getirileri tatmin seviyelerin altına geriler. Bu da alternatif olarak altına yarar. Üçüncüsü tasarruf sahiplerinin hisse senedi piyasalarının uzun yıllardır sağladığı yüksek getirilerin yeterli olduğu algısına ulaşmaları. Yani hisse senetlerinde balon olabilir öngörüsü hisse senedi yatırımcılarının bir miktar pozisyonlarını diğer yatırım araçlarına yöneltecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.