Piyasaların gündeminde neler var?
Piyasalar hem içsel hem de dışsal ekonomik ve jeopolitik faktörlere yoğunlaşmış durumda. İçeride yeni siyasi yapı içinde ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceğini görmek istiyor piyasa aktörleri. Her ne kadar ekonomik koordinasyon bazı kurulların teşekkül edilmesiyle sağlanmaya çalışılsa da arada bir ekonomik birimler arasında kopukluk olabiliyordu.
FED 3 YERİNE 4 ARTIRIR MI?
Dışsal faktörlerin başında doların yılın kalan aylarında nasıl bir seyir izleyeceği geliyor. ABD ekonomisinde iktisadi faaliyet hızının artması, işsizlik oranının beklentilerin altına kadar gerilemiş olması ve enflasyon oranlarının FED'in orta vadeli öngörülerine yakınsaması, faiz kararı alan Federal Açık Piyasa Komitesi üyelerini şahinleştirmiş ve yılın ilk yarısında 2 faiz artırımı gelmişti.
Hatta toplantı sonrası Başkan Powell'ın konuşmaları ve sonrasında açıklanan tutanaklarda yapılan tespitler acaba 2018'de 3 yerine 4 faiz artırımı olabilir mi? sorusunu akıllara sokmuştu.
ENFLASYON VERİLERİ
Amerika'dan son gelen veriler sanki rüzgârın biraz şiddetini azalttığını gösteriyor. Bu hafta enflasyon oranları duyurulacak. Önemli bir sinyal olacak.
Eğer enflasyondaki yükseliş trendi devam ederse faiz artırım sayısı bu yıl için 4 kez olabilir.
Yarın üretici fiyat endeki, Perşembe de tüketici fiyat endeksi ve çekirdek enflasyon rakamları açıklanacak.
ÜFE'de yapılan anketlere göre yüzde 0.2 bir artış olasılığı ön plana çıkarılmış.
Petrol fiyatlarındaki artış doğal olarak enflasyonu yükseltiyor. Enerji enflasyonu 2012'den bu yana zirve yapmış durumda.
TÜFE'de de ÜFE gibi yüzde 0.2 düzeyinde bir artış bekliyor ekonomi aktörleri.
Çekirdek enflasyon oranı yüzde 2.3'lerde seyrediyor. Tam da FED'in istediği gibi gidiyor desek yeridir. Eğer her 3 göstergede de beklendiği gibi yükselme eğilimi ortaya çıkarda Komite kalan 4 toplantısının 2'sinde 25 baz puanlık faiz artırımına gidebilir.
TİCARET SAVAŞLARI
Haftaya Cuma Fitch'in değerlendirme çalışmasının sonucunu öğreneceğiz.
Çok büyük olasılıkla BB+ not ve 'durağan' görünümde bir değişiklik gelmeyecek gibi.
Çin ve ABD arasında geçecek, tabii tüm ülkeleri ve küresel piyasaları etkileyecek 'dış ticaret savaşları' start aldı.
Bunun hangi şiddette ve hangi takvimde süre gideceği bizim piyasalar içinde önemli olacak. Özellikle de cari işlemler dengesi açısından göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bu arada Mayıs ayı cari açık verisi de kamuoyu ile paylaşılacak.
Beklentiler 5 milyar doların üzerinde yoğunlaşıyor. Cari açık döviz açığı anlamına geldiğinden her bir kademelik yükseliş sıcak para ihtiyacını artıracak.
Bu da doğal olarak TL faiz oranlarına yukarı yönlü baskı oluşturacak.
BAKAN İSTİFASI ETKİSİZ
Avrupa coğrafyasında yakın zamanda piyasaları etkileyebilecek bir gündem maddesi göze çarpmıyor. Sadece İngiltere'de Brexit sürecinden sorumlu bakan istifa etti ki bu da kurlar üzerinde tesir edecek bir faktör değil.
Kuzey Kore ile ABD arasındaki gerginlik ve diğer jeopolitik unsur olarak tanımlayacağımız Ortadoğu'daki siyasi gelişmeler uzun süredir olduğu gibi yine denklemdeki yerlerini koruyorlar.
BORSA ÖNE ÇIKIYOR
Kısaca özetlediğim gündem maddelerine göre piyasalarda şu olası gelişmeleri bekleyebiliriz; BIST'de hisse senetlerine özellikle de dolar bazında oldukça düşük seviyelerde kalmış hisse senetlerine ilgi artacak gibi. Bu durumda BIST 100 için direnç noktaları 103.769, 104.375 ve 105.785 görünüyor.
Yukarı yönlü hareket devam ederse 106.525'e kadar BIST 100'ün çıkma olasılığı söz konusu... TL faiz oranlarının kaderini belirleyecek FED dışında bir unsurda Hazine'nin yaptığı borç servisi hacmi. Bu ay 17.5 milyar TL'ye karşın 20.9 milyar dolarlık iç borçlanma yaptı. Zorlanmadığı için tahvil faizlerinde bir sorun olmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.