Altın yine zirvede
Esen altın rüzgarının peşinden gidip "evet altın fiyatları yükselmeye devam edecek" kervanına katılmadan sağlıklı analiz yapalım fiyatların geleceğine yönelik.
Altın fiyatlarını temelde etkileyen 3 kritik faktör var. Birincisi jeopolitik risklerin artması ile altın fiyatları da en likit ve en uluslararası kabul gören varlık olması nedeniyle yükseliyor. Son yükselişin altında yatan neden de bu zaten. İkincisi tahvil gibi sabit getirili enstrümanların faiz getirilerinin reel olarak negatif olması durumunda altın fiyatları talep baskısı ile yükseliyor.
Üçüncüsü ise petrol fiyatlarının aşırı yükselmesi sonucu petrol üreticisi ülkelerin elde ettikleri "petro-dollarların" bir kısmını altına yöneltmeleri.
ŞİMDİLİK 2 FAKTÖR GEÇERLİ
Üçüncü faktöre son yıllarda iki kez tanık olduk. 2008 ve 2011 yıllarında petrol ile altın fiyatları arasındaki pozitif korelasyon çok yükseldi. Özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki petrol üreticisi ülkeler ki altına sıcak bakan profile sahipler, aşırı karlarını yatırıma dönüştürmede altını ilk sıraya koymuşlardı.
Şuan ki konjonktürü dikkate aldığımızda altının önünü açan iki faktörün geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bir taraftan siyasi gerginlik artarken diğer taraftan gelişmiş ülke merkez bankalarının faizleri aşağı çekmeleri ile tahvil faiz oranları da doğal olarak geriliyor. Kısa bir hatırlatma; 13 trilyon dolar civarında hacme sahip gelişmiş ülke hazine tahvillerinin yaklaşık yüzde 70'i negatif reel getiriye sahip. Kalan tahvillerin reel getirileri ise yüzde 0 ile 1 aralığında bir değere sahip. Özellikle FED'in bu yılın ikinci yarısı itibarıyla birkaç kez faiz indirimine gitmesi durumunda negatif reel getirili tahvil hacminde daha da artış olacaktır ki bu da altın fiyatlarına yukarı yönlü katkı yapacak. Jeopolitik veya ekonomik olabilir fark etmez her durumda risklerin artması sonucu yatırım ve bireysel emeklilik fonlarının taşıdığı risklerin dağıtılmasında altını tercih edebiliyorlar.
RİSKLERİ AZALTABİLİYOR
Willis Towers Watson Global Pension Assets'in geçen yıl için yaptığı çalışmaya göre dolar cinsi yüzde 60 hisse senedinden yüzde 40 sabit getirili tahvillerden oluşan bir fonun yıllık ortalama getirisi yıllık ortalama yüzde 5,3 getiriye, yüzde 9,6 risk seviyesine sahip oluyor. Fona yüzde 5 altın konduğunda getiri yüzde 5,4'e çıkarken risk yüzde 9'a geriliyor. Altın oranı portföy içinde yüzde 10'a yükseltildiğinde getiri yüzde 5,5 ve risk yüzde 8,8 düzeyinde gerçekleşiyor.
Özetle bu yılda da altının talep cephesinde bir sorun görünmüyor.
Ancak arz cephesindeki gelişmeleri izlememiz gerekiyor. Altın arzının yüzde 30'u sisteme geri dönen (recycle gold) altınlardan oluşuyor. Kalan kısım ise madenlerden çıkan ham altının rafinerilerde işlenmesi ile piyasaya sunuluyor. 2019 yılında altın arzı yaklaşık yüzde 7 dolayında artmıştı.
Eğer altın fiyatlarının yükselmesini fırsata çevirmek isteyen madenler üretimi artırırsa altın fiyatları yıl içinde ancak yüzde 10-12 aralığında yükselebilir.
Sözün özü mevcut verilere göre altın fiyatlarının makul seviyelerde yukarı gelmesini bekleyebiliriz. Doğal patikanın dışında bir fiyat oluşumunu şimdiden öngörmemiz mümkün değil. Veriler geldikçe değerlendirme yapmaya devam edeceğim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.