Yozlaşmanın İpuçları-4
Hepimizin şikayetidir; "Çocuklarımız iş bulamadığı için İzmir dışına çalışmaya gidiyor".
Bu şikayetin çözümü bellidir. Marka şehir olacaksın, şehrin planlamasını iyi yapacaksın, büyük organize sanayi siteleri planlayacaksın, raylı sistem ve deniz yolu toplu taşıma ağını yaygın hale getireceksin, alternatif yolların olacak, altyapı yatırımların tamamlanmış olacak, yatırımcı dostu uygulamalar ortaya koyacaksın.
Yani kent çekim merkezi olacak ki ulusal ve uluslararası yatırımcılar İzmir'e gelsin, çocuklarımıza iş sahaları açılsın ki şehir dışına gitmek zorunda kalmasınlar. Tüm İzmirli anne ve babaların ortak dileği budur. Geçtiğimiz yıllarda şirket merkezleri İzmir'de olan birçok firmanın birer birer İstanbul'a taşındığı yetmezmiş gibi 1 ay önce yeterli büyüklükte organize sanayi alanı bulunamadığı için binlerce mühendis, tekniker ve işçinin çalışacağı Volkswagen otomobil fabrikası, İzmir yerine Manisa'yı tercih etti.
ÖNCE YATIRIM
İşte tüm bu yatırımları yapmak için belediyenin uygulaması gereken bir prosedür vardır. Örneğin bir metro projesi, opera binası veya spor salonu yapacaksınız ya da balıkçılar meydanı düzenlemesi yapacaksınız, raylı sistem yatırımlarında önce bakanlıktan almanız gereken onayı alırsınız diğer yatırımlar onaya tabi değildir. Sonra 4734 sayılı ihale kanununa göre bir ihale yapar ve yatırım projesini bir mühendislik firmasına hazırlatırsınız. Firma, projeyi en düşük maliyetle en sağlam şekilde inşa edilmesini sağlayacak biçimde hazırlamakla yükümlüdür ve karşılığında çok iyi para alır. İşinin ehli ve dürüst bürokratlarınız bu projeye uygun ihale dosyası hazırlar. Dosyada iş kalemlerinin tek tek ve eksiksiz hazırlanması gerekir. Çünkü ihaleye katılacak firmalar her bir kalem için ayrı ayrı fiyat verecekler ve toplam tutar anahtar teslim teklif hazırlayacaklardır. Tüyü bitmemiş yetimin vergilerinden toplanan para ile maaş alan bürokrat arkadaşlarımız kendilerine emanet bu parayı korumak için rekabet oluşacak şekilde mümkün olduğu kadar çok firmanın ihaleye katılmasını sağlayacak idari şartname hazırlarlar. İhale günü firmalar tekliflerini verir. İhaleyi kazanan firma ile işin kaç günde yapılacağını ve kaç lira ödeneceğini de içeren bir sözleşme imzalanır. Belediye bu firmanın yapacağı işleri denetlemesi için mühendis ve teknikerlerden oluşan "kontrol teşkilatı" olarak adlandırılan personel görevlendirir.
Bu arkadaşlar yapılan her işin, kullanılan her malzemenin proje niteliğine uygun olmasına ve tarif edilen teknik yollarla yapılmasına nezaret ederler. Her ay yapılan işlerin hak edişlerini onaylayarak firmaya ödeme yapılmasını sağlarlar. İşin bitiminde işi teslim almak üzere "kabul heyeti" oluşturulur. Bu arkadaşlar son kontrolü yaparak işi teslim alırlar. Ana hatları ile bir yapım işinin süreci böyle işler.
KUL HAKKI VARDIR
Eğer her iş doğru yapıldı ise ihaleye en az 7-8 firma girer, sözleşme imzalandıktan sonra proje değişikliği yapılmaz, ihalede tanımlanan iş kalemleri iptal edilip yerine ihalede olmayan işler ihale dışı piyasa fiyatları ile yaptırılmaz, keşif artışları yapılmaz, firma iş programına uyarak inşaatı zamanında bitirir ve en önemlisi yapılan proje sağlam, kaliteli ve uzun ömürlü olur.
İddia ediyorum ki "ek süre uzatımı verilen", "sözleşmeden sonra proje değişikliği yapılan", "keşif artışı yapılan", "sağlık, emeklilik vs. gibi nedenler hariç kontrolörleri değiştirilen" yapım işi ihalelerinin % 90'nında kul hakkına ihanet vardır.
Size yarın bu ihanetin nasıl yapıldığı anlatmaya devam edeceğim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.