Deprem acıları ve siyaset vampirleri
Deprem ile ilgili eksiklerin, aksaklıkların konuşulacağı yer ve zaman, kurtarma çalışmaları bittikten sonra olması gerekirken, vampirlerin kanla beslendiği gibi insanların acılarından beslenen siyaset anlayışı bir türlü değişmiyor
Türkiye, bugüne kadar dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir şekilde 9 saat içinde meydana gelen birbirinden farklı 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerle sarsıldı. Bu depremlerden sonra dört gün içinde ölçülebilen 1300 den fazla artçı deprem meydana geldi. Bunlardan iki tanesi 6.4 ve 6.5 şiddetinde idi. Yaklaşık 400 km uzunluğundaki fay hattı kırılmış ve 10 ilimizi vurmuştu.
HERKES CANLA BAŞLA ÇALIŞIYOR
Binalar yıkılmış , kimi kardeşlerimiz can vermiş, kimi kardeşlerimiz enkaz altında acı içerisinde, depremden kurtulan depremzedeler travma yaşamış... Başta Bakanlar olmak üzere Afad, jandarma , polis, asker , Kızılay, Akut, Türk Diyanet Vakfı, İHH, UMKE, Beşir Derneği, Deniz Feneri Derneği, Sadaka Taşı Derneği, Cansuyu Derneği, Anadolu Gençlik Derneği, İyiliğe Çağrı Derneği ile adını burada sayamadığımız nice vakıf ve dernek hepsi deprem bölgesinde çalışıyor. Siyasi partilerin vekilleri ve temsilcileri de deprem bölgesinde kimi çalışmalara katılıyor kimisi gözlemliyor. Basın mensupları ve sosyal medya fenomenleri deprem bölgesinde; kimisi hem yayın yapıyor hem de canla başla deprem çalışmalarına katılıyor. Kimisi ise kötü niyetli provakatif ve yalan haber yapıyor. Kimi muhalefet partisi lideri 'devletimin yanındayım şimdilik susacağım' diyor. Ana muhalefet partisi lideri ve partisinin mensubu olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ise yaşanan acıları ve yaptıkları devede kulak çalışmaları siyasi ikbal ve oya çevirecek söylemlerde bulunuyor. Deprem ve deprem kurtarma çalışmaları ile ilgili eğitimi, bilgisi ve bugüne kadar herhangi bir çalışması olmamış siyasetçiler, basın mensupları ve sosyal medya fenomenleri birden deprem uzmanı kesiliyor. Kimisi bilmeden kimisi bilerek yalan yanlış haber ve siyasi söylemlerde bulunuyor. Bunların yarattığı kargaşa ortamında uzmanların ve bilenlerin sözleri duyulmuyor.
ACILARDAN BESLENİYORLAR
17 Ağustos 1999 'da meydana gelen depremde saatlerce ne olduğu ile ilgili haber alınamayan, doğru dürüst yetişmiş kurtarma ekibi olmayan bir Türkiye, her alanda olduğu gibi bu konuda da gelişerek dakikalar içerisinde haber alınan ve binlerce arama kurtarma ekibi ile deprem çalışmalarına katılan bir Türkiye haline geldi. Deprem ile ilgili eksiklerin, aksaklıkların konuşulacağı yer ve zaman, kurtarma çalışmaları bittikten sonra olması gerekirken, vampirlerin kanla beslendiği gibi insanların acılarından beslenen siyaset anlayışı bir türlü değişmiyor.
DEVLET KURUMLARININ MÜDAHALE SÜRESİ VE KAPSAMI
Deprem arama timlerinde 9 kişi, kurtarma timinde ise 40-43 kişi bulunur. Tamamen yıkılan 6444 binada aynı anda kurtarma faaliyetine başlanabilmesi için gerekli insan sayısı 130 bin kişidir ve bu kadar insanın hep birlikte taşınma imkanı dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Bunun dışında sağlık görevlileri, barınma ve iaşe işleri içinde binlerce kişi gerekmektedir. Sabaha karşı saat 04.17'de meydana gelen depreme yerel AFAD, itfaiye, polis ve jandarma ile hemen müdahale edilmeye başlanmıştır. Başka illerden gelen Kızılay ekipleri Pazarcık'ta saat 08.00'de ilk yiyecek, su ve yardım malzemesi dağıtımına başlamıştır. Saat 10.00'da Kızılay'ın tüm illerde yiyecek, su ve yardım malzemesi dağıtımına başladığı görülüyordu. Depremin üzerinden 48 saat geçtiğinde bölgede 70 binden fazla görevli bulunuyordu. 72 saat geçtiğinde ise 24 bin 727 kişisi arama kurtarma görevlisi olmak üzere 113 bin 318 görevli çalışmalara katılıyordu. İş makinalarının sayısı 10 bin 363'e ulaşıyordu. 81 uçak bin 122 sefer yapıyor ve 79 helikopter gece gündüz uçuyordu. 22 adet gemi sefer yapıyordu. Kurulan çadır sayısı 70 bini geçiyordu. 300 binden fazla insan kamu tesislerinde misafir ediliyordu.
DÜNYADA BENZERİ YOK
Başta Türk bilim insanları olmak üzere ABD'li, İtalyan, Japon, Yunan ve Suudi 12 bilim insanının ifadelerine göre, karada arka arkaya bu büyüklükte meydana gelen deprem yok. Şiddetinin 11 büyüklüğündeki bir depreme ait olduğu ifade ediliyor. ABD'li sismolog Profesör Harold Tobin; 24 saat içerisinde arka arkaya bu büyüklükte iki depremi sismolojik aletlerin keşfinden beri görülmediğini söyledi.
ETKİLEDİĞİ ALAN VE ŞİDDETİ
Türkiye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 20'si bu depremden etkilendi. Depremden etkilenen alan Portekiz, Avusturya , Yunanistan gibi 21 Avrupa ülkesinden daha büyük olup 13.5 milyon vatandaşımız bu depremden etkilendi. Depremzedelerimizin sayısı, 122 ülkenin nüfusundan daha fazladır. Deprem, Gröndland'tan Mısır'a kadar hissedilmiş olup 40 bin Japon'un öldüğü 7.2 Kobe depreminden 10 kat, 7.6 şiddetinde Gölcük depreminden 3 Kat daha büyük ve 130 atom bombasının yarattığı yıkım gücüne sahiptir. Depremin 6.4 ve 6.5 büyüklüğünde olan artçıları bile 2020 yılında İzmir'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem kadar şiddetlidir.
TÜRKİYE'DEKİ DEPREMLER
1939 yılında meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki Erzincan depreminde mevcut 146 bin binanın yüzde 80'ine denk gelen 116 bin 720 bina tamamen yıkıldı ve 32 bin 968 kişi öldü. 1997 yılında meydana 7.6 büyüklüğündeki Gölcük depreminde 133 bin 683 bina yıkıldı ve 18 bin 373 kişi öldü. 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Maraş merkezli depremde ise 6 bin 444 bina tamamen yıkıldı, 115 bin 697 binanın ise ağır hasarlı olduğu tespit edildi. 18 bin 342 olan vefat sayısı her geçen gün artıyor. Erzincan depremi 50 saniye, Gölcük depremi 45 saniye, Maraş-Hatay depremi ise 103 saniye sürdü.
SOSYAL MEDYA VE PROVOKATİF SÖYLEMLER
Tüm toplumsal olaylarda olduğu gibi Twitter ve Tiktok algı operasyonlarının yürütüldüğü alan halini aldı. Gerçek dışı söylemler, sahte ihbarlar ve insanları kışkırtan demeçelrin doğruluğunun kontrol edilemeden hızla yayılması nedeniyle oluşan sonuçlar, mutlaka deprem sonrası değerlendirilmeli ve tedbir alınmalıdır. Facebook ve Instagram gibi sosyal medya mecraları bilgi doğrulamasının daha kolay olduğu ve kullananların bu nedenle daha güvenilir bulduğu mecralar olarak ortaya çıkmaktadır. Kızılay ortada yoktu, asker kışlasından çıkmadı gibi söylemler gerçeği yansıtmıyordu. 3'üncü günde, deprem bölgesinde çalışmalara katılan jandarma, polis ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli 40 bine ulaşıyordu. Silahlı kuvvetlerden gerek nakliye gerekse kurtarma çalışmalarına katılan asker sayısı 17 bine yaklaşıyordu. Kurulan çadır sayısı 70 bini aşıyor ve 50 bin çadırın kurulumu da devam ediyordu. Yola çıkan 3 binden fazla konteynırın ilk bölümü deprem bölgesine ulaşıyordu. Kızılay binlerce personeli ve yardım malzemesi ile AFAD koordinasyonunda çalışıyor ama etik değerleri gereği fotoğraf çekip sosyal medya delikanlılığı yapmıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.