Bravo Mehmet Sepil

Göztepe taraftarı, geçtiğimiz Pazar günü Beşiktaş maçındaki coşkusuyla Türkiye'yi yine kendine hayran bıraktı. Rakip takımın teknik direktörü Şenol Güneş ve futbolcuları bile Göztepe taraftarını övdü. Ancak, maç sırasında açılan küfürlü bir pankart tribünlerdeki güzelliğe gölge düşürdü.
Göztepe Başkanı Mehmet Sepil de istese, "Neme lazım, taraftarı karşıma almayayım" diyerek pekala bu pankartı görmezden gelebilirdi. Ancak, öyle yapmadı. Sert bir çıkış yaptı ve "Bunu yapanlar kendi küçük egolarını Göztepe'den üstün görenlerdir. Söyleyeceğim tek şey, bunlar asalaktır. Birkaç kişilik grubun sorumsuzluğu yüzünden gerçek Göztepe taraftarı zan altında kaldı. Bu hareketi yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalı.
Küfürlü pankartı açanlar ömrü billah stada giremeyecek. Biz de tespit edilen kişiler hakkında dava açabiliriz. Ben bunların futboldan silinmesi için her şeye imzamı atarım. Büyük üzüntü yaşıyorum. Tüm uyarılarımıza rağmen yine bazı kişiler küfür edip otobüs taşladı. Bunları kabul etmem mümkün değil" dedi.
Sepil'i bu çıkışı nedeniyle kutluyoruz.
İzmirliler olarak Türkiye'yi kendine hayran bırakan Göztepe taraftarının adını kötüye çıkaran bu kişilerin bulunup gerekli cezaya çarptırılmasını bekliyoruz.

AYIDAN POST ABD'DEN DOST OLMAZ

Kuzey Irak Kürtleri bir türlü akıllanmıyor. 1970'lerde de ABD'ye güvenip ayaklanan ancak bir anda ortada bırakılan Kuzey Irak Kürtleri, yine ABD'ye güvenerek yola çıktı ve yine yarı yolda bırakıldı.
Türkiye ve bölge ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen bağımsızlık referandumu yapan Kürtler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceden uyardığı gibi ellerindekinden de oldu. IBKY lideri Mesut Barzani referandum öncesi Türkmen kenti Kerkük'le ilgili "Orası bir Kürt kenti ve her Kürt Kerkük uğruna savaşmaya hızır" demişti. Ancak, Irak Ordusu ve İran destekli Haşdi Şabi'yi gören Kürtler, Kerkük'ten nasıl kaçacaklarını şaşırdı.
Kendisi de koltuğunu bırakmak zorunda kalan Barzani, şimdi dizlerini dövüyor.
"İran destekli paramiliter güçlerle, Irak Ordusu'nun, ABD'nin kendilerine tedarik ettiği tanklar ile petrol kenti ve Kürtler için önemli bir kent olan Kerkük'ü almasına ABD'nin ses çıkarmamasına şok olduk" diyor. Hatta Barzani, Ruslar'ın Amerikalılardan daha iyi dost olabileceğini bile söylüyor.
Tabi, artık son pişmanlık fayda etmez.
Ancak Kürtler, Türkiye'de çok kullanılan bir ifade olan "Ayıdan post, ABD'den dost olmaz" sözünü bir türlü anlayamıyor.
Dünyanın süper gücü, şimdi de terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG adı altında örgütlenen Suriye Kürtlerini kullanıyor. Onları da bağımsızlık vadederek savaştırıyor. Ağır silahlarla donatılan terör örgütünün, ileride Türkiye'ye karşı olası bir işgal girişimi için kullanılabileceği öne sürülüyor.
Ancak, yarın bir gün yine konjektür değiştiğinde ve Amerikalılar bölgede istediklerini elde ettiğinde Suriye'de de yine ilk satacakları Kürtler olacak.
O zaman da şimdi Kuzey Irak'ta yaşandığı gibi Suriyeli Kürtler için de çok geç olacak.
Amerikalılara güvenerek 1972'de başlattığı ayaklanmada büyük bir hüsran yaşayan baba Molla Barzani'nin ölmeden önce oğullarına vasiyet olarak söylediği şu cümleler hem Irak, hem de Suriye'deki Kürtlerin kulağına küpe olmalı: "Bölgemizde tek güvenebileceğimiz millet, Türkler'dir.
Başınız derde düşse de düşmese de Türklerle temas kurun. Onlara güvenin ve dayanışma içerisinde olun."