‘Hacı’ İnce’den kırmızı noktalı şiirler
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Amerikan bizonu anlamına gelen "Tatanka" adlı şiir kitabı ortaya çıktı. Aman Allah'ım!...
Onlar nasıl şiirler öyle...
İyi bir şiir okuru olmaya çalıştım ve bugüne kadar pek çok şairin şiirlerini okudum. Bazılarını ezberledim. Ama açık söyleyeyim, İnce'ninki kadar kötü yazılmış şiiri çok az gördüm. Cumhurbaşkanı adayı olunca dindar kesilen ve sürekli camide namaz kılarken fotoğraf çektiren, lakabının "Hacı" olduğunu açıklayan ve hatta "Abdestsiz dışarı çıkmam" bile diyen İnce'nin şiirleri, gerçek duygu dünyası bambaşka bir insan portresi çiziyor.
Bugün sık sık muhafazar oylara göz kırpmaya çalışan İnce'nin şiirleri baştan sona erotizm içeriyor. Yanlış anlaşılmasın, bugüne kadar birçok şair, şiirlerinde erotik ifadeler kullanmıştır ancak iyi şairler bunu belirli bir estetik ve edep içerisinde yapmıştır. Oysa yıllarca Fizik öğretmenliği yapan İnce'nin şiirlerinde, bir eğitimciye yakışmayan, rahatsız edici derecede erotik ima ve göndermeler var.
Çoğunu burada yazmaktan bile hicap duyuyorum. Sadece "Karışık Bir Şiir" isimli eserinde geçen şu dizeleri yazayım da siz gerisini anlayın: "Öpüşme/Sevişme/ Enflasyon/Masturbasyon"... Yani hem çok kötü bir şiir, hem de çok kaba...
SKANDAL DİZE
Bize kendisini dindar olarak tanıtmaya çalışan Muharrem İnce'nin bir şiirindeki "Tanrıyla aramız açık zaten/Ben de sana taparım" dizesi ise, ayrı bir skandal.
Kimsenin inancına karışacak veya laf söyleyecek değiliz, haddimiz de değil...
Ancak, bir tespit yapmak durumundayız.
Bu dize, İslam'a göre düpedüz şirktir. Allah birdir ve Müslüman o bir olan Allah'a tapar. Bir insana tapmak da, bir puta tapmak da aynı şeydir.
Tabi herkesin inancı kendine...
Kur'an'da Kafirun suresinde de "Sizin dininiz size, benim dinim banadır" ayeti yer alır. İnce'nin inancı da kendisini ilgilendirir ancak sen Cumhurbaşkanı adayı olunca kendini millete katıksız bir dindar olarak yutturmaya çalışırsan "Bu şiirin de ne böyle?" diye sorarlar insana.
MÜNBİÇ KİMSENİN ZORUNA GİTMESİN
Muhalefetimiz, "Türkiye, Cerablus ve El-Bab'a giremez" dedi. Türk Askeri, gereğini yaptı ve bu bölgeyi terörden temizledi. Yine "Türkiye, Afrin'e giremez" dediler.
Mehmetçik, Zeytin Dalı Harekatı'na başladı. Bu defa ağız değiştirdiler. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Afrin'e kadar gidelim, orada duralım. Yoksa çok kayıp veririz" gibi dünya siyaset tarihine geçecek 'dahice (!)' bir öneri bile getirdi. Ama, Türk Askeri ve polisi tereyağından kıl çeker gibi Afrin'i de ele geçirdi.
Afrin'den sonra ABD'den teröristlerden arındırılmasını istediğimiz Münbiç'te de zafere ulaştık. ABD, kararlı bir duruş sergileyen Türkiye'nin talebini kabul etmek durumunda kaldı ve teröristleri buradan çıkardı. Türk askeri şimdi Münbiç'te devriye gezmeye başladı. Tabi bu durum, 'muhalefet ediyorum' görüntüsü altında bu ülkeye kötülük yapmaya çalışanların zoruna gitti. Şimdi Kandil'e de 'girmeyelim' diyorlar... Ne kadar istemeseler de Türkiye, Kandil'e de girecek ve bu yine çok zorlarına gidecek. Allah'tan Türkiye'yi bu muhalefet yönetmiyor, millet onlara bu fırsatı vermiyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.