Kökü dışarıda olanlara geçit yok
Seçim vakti geldi. Pazar günü son sözü, millet söyleyecek. Bugüne kadar tüm Cumhurbaşkanı adayları konuştu, kendini anlattı. Siyasi partiler de propagandalarını yaptı. Bu süreçte kökü dışarıda olanlarla kökü bu topraklarda olanlar net bir şekilde ayrıldı. Bir yanda "yıkım"dan başka bir şey vadetmeyenler diğer yanda ise, Türkiye'yi 2071'e dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak taşımak isteyenler var.
Maalesef muhalefetin Cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu, öyle söylemlerde bulundular ki, adeta "talimatları dışarıdan" aldıklarını gösterdiler.
Örneğin, İnce... Çıktı ve "Amerikalılar beni aradı, Türkiye Fetullah Gülen'i usulüne uygun istememiş" diye ortaya çıktı.
Bunun doğru olmadığı anlaşıldı ancak İnce, "Seni ABD'den kim aradı. Niye seni muhatap aldılar ve sana böyle bir bilgi verdiler?" sorusuna tek bir cevap veremedi. Şimdi de güçlü ülkelerin büyükelçilerinin kendisiyle görüşmek istediğini, bu nedenle seçimi kazanacağına artık iyice inandığını söyledi. Sanki, bu ülkede seçimi kimin kazanacağını güçlü ülkelerin büyükelçileri belirliyor. Sanki İnce, hasbelkader seçilirse de ülkeyi o elçilerle birlikte yönetecek.
KAFAYI MİT VE TİKA'YA TAKTI
Ya Meral Akşener'in söylemlerine ne demeli? Önce FETÖ'nün nefret ettiği Türkiye'nin dünyadaki yumuşak gücü TİKA'ya kafayı taktı, şimdi de FETÖ'ye kök söktüren MİT'i hedef almaya başladı.
TİKA ve MİT'in bütçelerini kısacağını söyledi. Kendi Genel Başkan Yardımcısı bile daha önce "Akşener'i FETÖ destekliyor" demişti. İP lideri, FETÖ'nün sevmediği bu kuruluşları hedef alarak hakkındaki iddiaları da bir anlamda doğrulamış oldu.
SP'nin adayı Temel Karamollaoğlu da geçtiğimiz günlerde yaptığı skandal açıklamada "IMF'den borç alsak, almamaktan daha iyi noktada olurduk" gibi abuk subuk bir laf etti. Türk milletinin IMF reçeteleriyle boğulmak istendiği günleri unutup, adeta açık açık tekrar IMF'ten emir aldığımız günlerin geri gelmesini istedi.
3 adayın da bu ülkenin yönetimine 'yapmak' için değil Türkiye'nin son 16 yıldaki kazanımlarını 'yıkmak' için talip olduklarını gösteren vaatlerine bu söylemler de eklenince tablo iyice netleşiyor.
Millet de bu tabloyu çok iyi okuyor... O yüzden milletin pazar günkü seçimde kökü bu topraklarda olanlara "devam" diyeceğine inancım tam...
İNCE'NİN SİNİRLERİ O KOLTUĞU KALDIRAMAZ
Köşemizde Muharrem İnce'nin bir öfke kontrol problemi olduğunu dün örnekleriyle anlatmıştık.
Öfkesine hakim olamayarak ağzına geleni söylediği olayları sıralamış ve İnce'nin gerçek yüzünün bu olduğunu söylemiştik. Şimdi de İnce'nin yasal prosedürü uygulayıp konukevinde korumasına yer vermeyen polis memuruna nasıl küfürler savurduğunu ortaya koyan ses kaydı çıktı. O miting sahnesine bisikletle çıkıp şirinlikler yapmaya çalışan İnce'nin aslında içinde nasıl öfkeli ve millete yukarıdan bakan bir duygu dünyasına sahip olduğu bir kez daha görüldü.
İnce'nin ülkenin bir numaralı koltuğunun doğal olarak getireceği stresi kaldırabilecek bir sinir yapısına sahip olmadığı anlaşılıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.