Muhalefetin ihaneti

Türkiye'nin iktidar değil bir 'muhalefet sorunu' olduğu hem seçim döneminde hem de seçim sonrasında bir kez daha ortaya çıktı.
Türkiye'de sistem değişti, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Ülke yeniden yapılandırılıyor. Pazartesi günü 17 ülkenin liderinin de katılımıyla Külliye'de tüm dünyanın gözünün çevrileceği bir törenle yeni bir dönem başlayacak.
Peki bugüne kadar ülkenin hiçbir sorunun çözümü için doğru düzgün proje ve fikir ortaya koyamayan muhalefetimiz ne yapıyor?
Seçim öncesi kurdukları ittifakı daha Meclis'e adım atmadan darmadağın ettiler. İlkeler ittifakı yaptık diyorlardı. Ne yapıp edip istikrarı kösteklemeye çalıştılar.
Başaramadılar. Halk kendilerine itibar etmeyince o süslü ilke ittifakı yerle bir oldu. Aslında bir 'ilke' değil "ilkesizlik" ittifakı olduklarını gösterdiler.

KOLTUK KAVGASI

CHP desen tam bir kaos içinde...
Koltuk için birbirlerine girdiler. CHP'de 9 seçim kaybetmiş Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, "Gitmem de gitmem" diye tutturdu. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinden 8 puan fazla aldığı için genel başkanlığın kendi hakkı olduğunu söyleyen Muharrem İnce ise, kent kent gezip 'koltuk turu' atıyor. Dilinde de hala "kek" var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir Türkiye kuruyor bunlar ise hala seçim öncesindeki "kek" sözünde takılıp kalmışlar.
Bu arada kulislerdeki son bilgilere göre ise, CHP'nin elindeki en büyük belediye olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Başkanı Aziz Kocaoğlu da "Ben de genel başkan olmak istiyorum" deyip destek arıyormuş.
İzmir'i 14 yılda getirdiği hal ortadayken şimdi ana muhalefetin başına geçerek Türkiye'yi yönetmeye talip olacakmış!
Seçim öncesinde de Cumhurbaşkanı adayı yapılır mıyım diye nabız yokluyordu...
İzmir'i düşürdüğü hal ortadayken bir de Cumhurbaşkanlığı, Genel Başkanlık hayali kurması olacak iş değil...
Bu ne özgüven... Komedyen Cem Yılmaz'ın bir espirisinde dediği gibi 'aynı havayı soluyoruz ama bu hava içeride Başkan Kocaoğlu'na ne yapıyorsa artık'...

AKŞENER DE SALLANTIDA

CHP'de durum buyken İyi Parti de bir hayal kırıklığı olmayı sürdürüyor. Büyük umutlarla pazarlanan Genel Başkanları Meral Akşener, seçim sürecindeki mitinglerde çıkardığı ilginç seslerle hafızalara kazınırken, Cumhurbaşkanı adayı olarak partisi kadar bile oy alamadı. Daha önce "Ya Başbakan olacağım ya da babaanne" diyen Akşener de bu açık başarısızlığa rağmen Kılıçdaroğlu gibi koltuğa yapıştı. Ama, onun da koltuğu sallantıda. Parti içinde tepkiler artıyor. Partinin ilerleyen süreçte dağılabileceği konuşuluyor.
Tabanına ve geçmişine ihanet ederek CHP'nin peşine takılan Saadet Partisi'ni zaten görüyorsunuz, o yüzden anlatmaya gerek yok. Oy oranları yerlerde sürünüyor. Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan'ın partisini ne hallere düşürdüler...
Yeni bir Türkiye inşa edilirken kısır çekişmelere hapsolan muhalefet, gerçek görevini yerine getirmiyor. Bu ülkenin önünü açacak projeler, fikirler geliştirmiyor, koltuk derdine düşerek bu ülkeye adeta ihanet ediyor.