İkiyüzlüsünüz!
Samimiyet her şeyin özüdür. Sanatçı da, aydın da her şeyden önce samimi olmalıdır ki, topluma doğru katkı sunabilsin. Bu, sanatçı ve aydının kendisine ve topluma karşı en büyük sorumluluğudur. Ancak, bugün Türkiye'de maalesef sanatçı ve aydın kesimin büyük bölümünün en önemli eksikliği, bir türlü samimi olamamalarıdır. Tabii ki, güçlü ve tutarlı sanatçılarımız var, onların hakkını yemeyelim ama sanat dünyamızda iki yüzlülerden de geçilmiyor...
CEM YILMAZ'DAN ŞAHAN'A...
Toplumun önüne sanatçı diye çıkanların büyük bölümü, özellikle de çevre ile ilgili popüler hale gelen olaylar üzerinden 'sözde duyarlılık' kasıyor ama gerçekten tavır koymaları gereken konularda bir türlü ortaya çıkmıyorlar. Bunlardan aklıma gelenlerden birkaçını hemen sıralayayım:
Komedyenler Cem Yılmaz, Ata Demirer, Şahan Gökbakar ile ünlü sanatçılar Sezen Aksu, Tarkan, Erol Evgin, Müjdat Gezen, Gökhan Özoğuz, Sunay Akın, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Fazıl Say, Levent Üzümcü, Metin Uca, Candan Erçetin, Rıza Kocaoğlu, Berna Laçin, Özgü Namal, Pelin Batu, Gonca Vuslateri, Demet Akbağ, Beren Saat, Murat Boz, Pınar Altuğ, Burcu Esmersoy, Meltem Cumbul, Mehmet Aslantuğ, Arzum Onan, Mehmet Günsur, Sertab Erener, Şevval Sam, Nejat İşler, Sunay Akın, Kıvanç Tatlıtuğ, Pelin Batu ve Zafer Algöz... Bu listeyi çok daha uzatmak mümkün... Bir de sanatçı olmasalar da 'samimiyet' demişken adlarını anmadan geçemeyeceğim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve bazı CHP'li politikacılar da var...
SÖZDE ÇEVRE DUYARLILIĞI
Buradan kendilerine sesleniyorum:
Bugüne kadar çevre bahanesiyle birçok çıkış yaptınız, devleti ve kurumlarını bile acımasızca eleştirenleriniz oldu... Halit Ergenç, Levent Üzümcü gibi bazılarınız 2013 yılında 3-5 ağaç bahane edilerek başlatılan Gezi kalkışmasında boy gösterdiniz.
Bazılarınız geçtiğimiz haftalarda Kaz Dağları'ndaki altın madeni olayında kendinizi ortaya attınız. Örneğin Fazıl Say, gidip orada piyano çaldı.
Komedyen Cem Yılmaz eline kaz heykeli alıp poz verdi.
PKK'DA SUSTULAR
Gökhan Özoğuz, Ata Demirer, Şahan Gökbakar gibi bazılarınız sosyal medyadan sözde çevreci duyarlılığı gösterdiniz.
Başkan Soyer ve bazı CHP'li bazı politikacılar siz de Kaz Dağları'na gidip açıklamalar yaptınız. Bu arada bazılarınız da 53 saat boyunca süren İzmir Karabağlar'daki yangında Türk Hava Kurumu'nun yangın söndürme uçakları üzerinden devletin kurumlarını acımasızca eleştirdiniz. Ama Türkiye'de art arda yaşanan orman yangınlarını bebek katili terör örgütü PKK üstlenince susuverdiniz ya da göstermelik bazı açıklamalarla durumu geçiştirdiniz...
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, Başkan Soyer ve CHP'li üyeler orman yangınları için PKK'yı kınama talebiyle verilen önergeyi bile reddetti. İşte, önceki gün İstanbul Pendik'te orman yangınını çıkardığı görüntülerle tespit edilip yakalanan kişi de tescilli PKK'lı çıktı. Hiçbirinizden daha önce çevre konusunda gösterdiğiniz duyarlılığı, ormanları yakarak çevreye en büyük zararı veren PKK'yı lanetleme konusunda göremedik. Oysa asıl şimdi konuşmalıydınız...
Asıl şimdi, topluma öncülük edip terörün kirli yüzüne bir kez daha dikkat çekmeliydiniz... Ama dağa kaçırılan oğullarını geri alabilmek için PKK'nın uzantısı HDP'nin önünde nöbet tutan anneleri nasıl yalnız bıraktıysanız burada da PKK'yı güçlü bir şekilde lanetleyemediniz.
ASIL DERDİNİZ BAŞKA
İşte bunu yapamadığınız için sizin asıl derdinizin 'çevre' olmadığı bal gibi ortaya çıktı. Bazılarınızın itiraf ettiği gibi meselenin gerçekten 3-5 ağaç olmadığı net olarak anlaşılıyor. Hiç birbirimizi kandırmayalım... Maalesef sizin yaptıklarınız, 'iki yüzlülük'ten başka hiçbir söz ile açıklanamaz...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.