Yapay sevgi hiçbir işe yaramaz
CHP, yerel seçimler öncesinden bu yana kendi DNA'sına aykırı bir söylem kullanmaya çalışıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere sürekli bir sevgi, saygı, kucaklama teması işleniyor.
Hatta Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun öncülüğünde bunun 'Radikal Sevgi' ismiyle kitabı bile yazıldı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da birkaç gün önce "Halka saygılı, hesap veren yeni bir siyaset anlayışı başlatıyoruz" diye konuştu.
Peki CHP kullanmaya çalıştığı bu yeni dilde samimi mi yoksa bu dil sadece AK Parti ve MHP'ye oy veren seçmeni çekmek için uygulanan bir 'gel gel' taktiği mi?
Açıkçası, CHP'nin Kılıçdaroğlu'nun verdiği tüm sözlere rağmen iktidara geldiği belediyelerdeki işçi kıyımları ile parti içinde bitmeyen tartışma ve kavgaları görünce insan ister istemez bunun sadece taktikten ibaret olduğunu düşünüyor.
"SELAM VEREN HARCANIYOR"
CHP'de hem genelde hem de İzmir özelinde böyle düşündürten birçok olay var. CHP'linin CHP'liye yaptığını kimse yapmıyor. Örneğin, CHP'de Cumhurbaşkanı adayı gösterilen ancak seçimin ardından Genel Başkanlığa talip olunca tu kaka edilen Muharrem İnce ve destekçilerine yapılanlara bir bakın? İnce'ye destek veren ne kadar CHP'li varsa, tırpanı yedi.
İnce, katıldığı son TV programında bu duruma "Önce bana destek olanları harcıyorlardı, şimdi selam verenleri bile harcıyorlar. Yazık, ayıp" sözleriyle isyan etti.
KONUŞANA DİSİPLİN SOPASI
Önceki akşam Selçuk'ta yaşananlar ise, tam bir rezalet..Böyle mi oluyor sevgi saygı? Aliağa'da ilçe başkanının, kadın kolları başkanını tanımadığını sosyal medyadan ilan etmesi de Türk siyasetinde örneği görülmemiş bir durum... Bu arada, partide konuşanlara hemen disiplin sopası gösteriliyor. İzmir'de bu partiye yıllarca emek vermiş başkanlar, konuşuyorlar diye partiden birer birer ihraç ediliyor. Partinin entelektüel kanadında yer alan öğretim üyesi Oktay Gökdemir gibi il yönetimine muhalif isimleri susturmak için gösterilen çaba ortada. Sırf ihraç kararı verebilmek için sahte belgelerle tebligat yapıldığı bile iddialar arasında.
PARÇALI YAPI
Öte yandan, kongre süreci öncesinde İzmir'de 'uzlaşı adayı' çıkarma isteği de parti içi iktidar ve güç savaşları nedeniyle şimdiden hayal oldu. İl örgütü şu an param parça olmuş halde. Bir yanda eskiden birbirlerine karşı olan ancak şimdi gündelik siyasetin dost yaptığı Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ve İl Başkanı Deniz Yücel'in yer aldığı cephe var, diğer yanda da Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu ve İl eski Başkanı Rıfat Nalbantoğlu'nun başını çektiği cephe.
Bunlara ilaveten Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ekip arkadaşları üçüncü cepheyi oluşturuyor.
İL BAŞKANININ TAVRI
Dikkat ettim, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel saldırıya uğrayınca en çabuk harekete geçen İl Başkanı Deniz Yücel oldu. Ama Yücel, il kongresi sürecinde kendisini desteklemediğini düşündüğü belediye başkanlarıyla ilgili konularda nedense böyle hızlı hareket etmiyor. Örneğin bu durum, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer konusunda çok net olarak görülüyor. Soyer'e ne zaman sert eleştiriler yöneltilse Yücel ya hiç açıklama yapmıyor ya da 'lütfen' bir şeyler söylüyor. Bu da tüm CHP örgütünün dikkatini çekiyor.
Sevgi ve saygı, ne kadar yapay bir şekilde enjekte edilmeye çalışılırsa çalışılsın eldeki malzeme bu olunca tutmuyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.