İzmir’in en büyük şanssızlığı bu ucube yönetim
Yeni Asır Gazetesi olarak 12.5 milyar liralık bütçesine rağmen bırakın kentsel dönüşüm yapmayı kendi çürük ana binası için bile 1 yıldır tek bir adım atamayan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin içler acısı halini dünkü manşetimizle ortaya koyduk. Geçtiğimiz Salı günü yağan yağmurda koskoca kurumun, şu an Kültürpark'ta hizmet verdiği derme çatma fuar hollerinin çatılarının aktığını ve çalışanların akan sudan zarar görmemesi için bilgisayarlarını çöp poşeti geçirerek korumaya çalıştığını fotoğraflarıyla belgeledik. İzmir'deki "çadır belediyeciliği" anlayışını afişe ettik. Nitekim dün İzmir'de bir yıl içinde tamamlanan deprem konutlarının teslimi için İzmir'e gelen Başkan Recep Tayyip Erdoğan da şu net teşhisi koydu: "Daha kendi hizmet binaları ile ilgili meseleleri çözemeyenlerin, bir vizyon ortaya koyabilmeleri mümkün değil. Depremin ardından buraya geldiklerinde güvenli ev talep eden vatandaşları 'Devlet yapsın' diye tersleyenlerden İzmir'e hayır gelmez."
SOYER ÜZERİNE TÜY DİKTİ
Evet, şu an karşı karşıya olduğumuz tablo aynen budur. Maalesef İzmir'in en büyük talihsizliği bu yönetim anlayışıdır. Kendi binası olmayan, hizmet verdiği binaların çatısını bile milyonlarca lira harcamasına rağmen doğru düzgün tamir ettiremeyen Büyükşehir Belediyesi'nin başındaki Tunç Soyer, önceki akşamki Meclis toplantısında beceriksizliğinin üzerine adeta tüy dikti. İzmir'in Halkapınar'daki 113 yıllık tarihi binasını İstanbul'dan bir işadamına ait Adıgüzel Vakfı'na "tarım üniversitesi kurma" bahanesiyle tahsis etti. O kadar gözü dönmüştü ki, bırakın Cumhur İttifakı'ndan gelen tepkiyi, kendilerinin yer aldığı Millet İttifakı'ndaki İyi Parti'nin de karşı çıkmasına rağmen bu kararı, CHP'li meclis üyelerinin oylarıyla geçirdi. "İleride bu kararı verenlere zimmet çıkar" uyarıları bile gözü dönmüşlüğü durduramadı.
ARTIK BİR ŞEY BEKLENEMEZ
Bu pervasızlığın ardından söz bitmiştir. Şurası açıktır ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Tunç Soyer'in şahsında somutlaşan bu ucube zihniyet yönetimde olduğu müddetçe İzmir'in maalesef kentsel dönüşüm, Körfez kirliliği, trafik, sel felaketlerine karşı altyapı eksikliğinin çözülme ihtimali yıllardır olduğu gibi sıfırdır. Daha kendi binası yokken İzmir'in 10 bin metrekarelik alana sahip tarihi binasını İstanbul'dan Cittaslow (Sakin Şehir) organizasyonundan arkadaşlarının yönetiminde olduğu bir meslek yüksek okulunun sahibi vakfa veren bir belediye başkanı ve temsil ettiği zihniyetten artık bir şey beklemek abesle iştigaldir
İŞTE BU: ALTAY VE ALTINORDU KARDEŞLİĞİ
İzmir'de yeniden inşa edilen Alsancak Stadı ile ilgili bir süredir tartışma yaşanıyordu. Altay da, Altınordu da statta hak talep ediyordu. Başkan Erdoğan dün İzmir'in yetiştirdiği en büyük futbol adamlarından Mustafa Denizli'nin adını koyduğu stadı gençlerle açtı. ...Ve "Herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden inşallah Altay ve Altınordu burayı birlikte kardeşçe kullanacaklar. Zaten spor bu demek. Onu böyle halledeceğiz" diyerek tartışmaya noktayı koydu. En güzeli oldu. Biz İzmir'iz... Altay da, Altınordu da, Göztepe de, Karşıyaka da, Bucaspor da bizim... Her biri bu kent için değerli. İnşallah, Karşıyaka Stadı da yapıldığında takımlarımızın stat konusunda hiçbir eksikliği kalmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Devletin gücü ve çadır belediyeciliği (26 Kasım 2021)
- Nijerya’nın muzunu Sındırgı’da kurutup ABD’lilere satacak (24 Kasım 2021)
- CHP İzmir'de Yücel yerine Durmaz - Kulağıma Gelenler (24 Kasım 2021)
- 7.5 milyar liralık şirkette yeni başkan kim olacak? (23 Kasım 2021)
- İzmir’in başkanının bir ağırlığı olmalı (21 Kasım 2021)