Bu su hiç durmaz!
Bugün onu kaç kuşak dinliyor, bilemiyorum
ama tüm dinleyenlere bir lezzet tattırdığı aşikar. Bülent aslında kimya mühendisi. 1950 Ankara doğumlu. İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nden mezun. Gitarını konuşturmuş yıllarca, ancak müzikle geçinmek ne mümkün diye düşünmüş olacak ki profesyonel
olarak bakmamış bu mesleğe. Ta 37 yaşına kadar
İlk yapıtı "Anlamsız" adını taşıyor. 1974'te çıkardığı unutulmaz "Benimle Oynar mısın" plağı satış rekorları kırınca karar veriyor müzik dünyasına girmeye. Ve ilginçtir, bu yapıtı hala satıyor.
* * *
Değişik bir adam Bülent Ortaçgil. O dev cüssesine naiflik sığdırabilmiş biri. Gerek plaklarında gerekse sahnede gitar mı çalıyor, şarkı mı söylüyor, şiir mi okuyor, tiyatro mu yapıyor anlayamıyorsunuz.
Tam bir kolajSanatın güzelliği ne varsa o kolajın içinde...
Sanatçının yapıtlarından biri de "Gece Yalanları"ve ilk dinleyişte anlaşılması zor ama çok zor bir albüm. Ama bir süre sonra öyle bir sarıyor ki sizi. Müzik türü mü? Bilmem valla! "Kafa karıştıran tür" diyor otoriteler ve ekliyorlar:"Gece Yalanları, çok ciddi bir hesaplaşmanın yalanla eşdeğer tutulan barok formda sunumu
Bence Bülent hem okunmayı, hem dinlenmeyi seviyor. 22 sanatçımız -ki aralarında Sezen Aksu'dan Zuhal Olcay'a birçok ünlü bulunuyor- bir araya geldi Bülent için. Ve bir saygı albümü yaptılar.
Bülent'in müziği herkesi bir yerinden tutuyor. İnsanların ikilemleri,ilişkileri, şiir ve müzikle ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Aslında bu sanatçılar pop müziğimizde kaliteyi de artırıyor. Böylece bu su hiç durmuyor.Sanatçı müziğe gönül veren ülkemizin kalbur üstü müzisyen arkadaşlarıyla 3 Eylül gecesi Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nde olacaklar.İzmir Büyükşehir Belediyesi destekli Çim Konserleri dizisinde Modern Folk Üçlüsü ile başlayan bu etkinliklerin arkasındaki ismi artık biliyorsunuz.."Dinlediğin Müziği Söyle" kitabının yazarı ,Çeşme Sissus Hastanesi Başhekimi dostumuz Prof.Dr.Erkan Sevinç..
ege'den
Büyükler, küçükleri yutarsa!..
Aliağa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Ekren, kentteki büyük firmaların tutumlarından şikayetçi.
Ekren "Alış-veriş yok. İnsanlar çadşıya, pazarıa çıkmayı unuttu. Bu genel görüntü" diyor ve ardından
ekliyor:
"Bu tablo içinde Aliağa'nin özel bir durumu var. Buradaki büyük kurum ve firmalar alımlarını İzmir'den yapıyor. Oysa, aynı ürünler bizde de var. Hem de daha ucuza..."
***
Hüseyin Ekren'e göre; bu tablo böylesine sürüp giderese, Aliağa'da küçük esnaf ve sanatkar kalmayacak.
Ekren'i dinlemeye revam:
"Aliağa'da kazanılan, Aliağa'da kalmalı. Değişmez bir toplumsal kraldır bu. Büyükler küçüklerin ellerinden tutar ve tutmalı da. Şu kritik kriz günlerinde yardımlaşma içinde olmalıyız. Küçükler kriz içinde yok olursa, en büyük zararı de büyük geçinenler görür."
Aliağa Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ilçe ve köylerdeki 1300 esnafı temsil ediyor.
günün fıkrası
geri kalmış
Doktor kendisini saat sanıp iki yana kafa sallayan delinin yanına sokuldu.
"Neden böyle başını iki yana sallıyorsun?"
"Ben saatım efendim."
"Peki öyleyse saat kaç?"
"Tam on..."
"Yanlışın var. Benimki odnu yirmi geçiyor."
Deli birden telaşlandı.
"Eyvah!.. Yirmi dakika geç kalmışım."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.