Eski bayramların tadı neşesi şimdi nerede?
Sancar'a, "Nerede o eski Ramazanlar ve Bayramlar" dedim.
Anlatmaya başladı:
"İstanbul'da ve İzmir'de geçen çocukluğumun Ramazanlarını hiç unutamam. Baba tarafından öz İstanbullu, anne tarafından has İzmirli olmam nedeniyle; her iki kentin Ramazanlarını ve bayramlarını yaşadım. İstanbul'da belki Direklerarası'nı ve Şehzadebaşı'nı göremedim ama; Tarlabaşı, Kızıltoprak, Kuşdili, Üsküdar, Beykoz, Samatya ve Yedikule semtlerinde yaşadığım geceyle gündüzün birleştiği o iftar ve sahur arası muhteşemlikleri asla unutamam."
* * *
Sancar Maruflu, özellikle İzmir'de geçen Ramazan ve bayram günlerinin tadını ve neşesini hep hatırlar. Buldanlı Bezzaz Hacı Hüseyin Efendi'nin kerimesi olan, anneannesi Ayşe (Cansoy) Hanım'ın evi, Altınpark Faikpaşa Mahallesi'ndeydi. Sokağında Emir Sultan hazretlerinin türbesi vardı. Maruflu ailesi Ramazanları o semtte geçirirlerdi.
İzmir'in ünlü aileleri bu civardaki bahçeli köşk ve konaklarda otururlardı. Altınpark, Namazgah, Mezarlıkbaşı, Tilkilik, Hatuniye, Dönertaş, Agora ve İkiçeşmelik gibi semtler bütününden oluşan bölgenin en önemli caddesi Basmane'den İkiçeşmeliğe ve İkiçeşmelik'ten Kemeraltını da içine alarak Konak'a varan ünlü Anafartalar Caddesi'ydi. Ramazan, bu semtlerde gece ve gündüz birlikte yaşanırdı.
Bölgenin ileri gelenleri her Ramazan öncesinde ve bayram arefesinde tespit ettikleri fakir-fukaranın yüzlerini önceden güldürürlerdi. Maruflu'yu dinlemeye devam:
"Mimar Kemalettin ve Kemeraltı civarındaki; Gıda Çarşısı'nın, Yeni Halimağa Çarşısı'nın, Tuhafiyeciler ve Konfeksiyoncular Çarşıları'nın, İpekpazarı'nın, Manifaturacıların, Mantocuların ve Şadırvanaltı Çarşısı'nın ileri gelenlerinin kurdukları ve şimdilerde benim başkanı olduğum 62'nci yılını idrak eden; "İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği"nin marifetiyle; İzmir'de o yıllarda sayıca daha az olan fakir-fukara yedirilir, içirilir ve giydirilirdi."
Ayrı ayrı, ya da toplu halde evlerde veya değişik yerlerde yapılan iftardan sonra çevredeki camilerden birine gidilir ve teravih namazı kılınırdı. Namaz çıkışında semtin ileri gelenleri tepsi içinde cemaatlara, "Akide Şekeri" dağıtırlardı. "Akide Şekeri"nin anlamı, o günkü akidin tamamlandığını belirtmekti.
Çocuklar için hokkabaz ve Karagöz eğlenceleri mevcuttu. Konak'taki şimdiki Ordu Evi'nin olduğu yerde merhum Necdet Tepegöz'ün babası Yanya'lı Recep'in işlettiği, İsmet Gazinosu vardı.
İsmet Gazinosu'nda; İstanbul'dan gelen Dümbüllü İsmail Efendi'nin Tuluat Grubu ile Hafız Burhan Efendi ve korosu, yerli sanatçıların ve fasıl gruplarının da iştirakiyle sahura kadar süren Ramazan geceleri tertiplerlerdi. Gür sesli Hafız Burhan Efendi'nin mikrofonsuz söylediği ilahi ve gazellerin Karşıyaka sahillerinden bile duyulduğu rivayet olunurdu.
Kadir Geceleri; bayrama 3 gün kalındığını da ifade ederdi. Artık; evlerde bayram temizlikleri başlardı. Badanalar, boyalar yapılırdı. Perdeler, örtüler, halılar yıkanır, ütülenir. Evlerdeki tahta zeminler fırçalanır. Her şeyin temiz ve güzel olması için gereken neyse yapılırdı.
***
Çocuklara bayramlık hediye ya da harçlık vermek adettendir.
Maruflu'dan son söz: "Ramazan Bayramı'nı yaşıyoruz. Halimiz vaktimiz yerindeyse; karnımız iyi doyuyorsa, hali vakti yerinde olmayan fakir-fukarayı mutlaka düşünelim. Türkiyemizde açlık sınırının altında yaşayan 26 milyon civarında yurttaşımız var. İzmir'de ise en az 800 bin hehşerimiz açlık sınırında. Bu yıl da kişi başına en az 7 TL olan fitremizi verelim. Zekatımızı ödeyelim. Arzu ederseniz bağışlarınızı 62 yıllık ecdat yadigarı, "İzmir İl Fakirleri'ne Yardım Derneği'ne (İZFAK)(Tel: 0-232-464 35 75) Banka hesap no: 38158021-5001 Ziraat Bankası-İzmir Şubesi'ne yapabilirsiniz."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.