Hatay'dan gelen ses: Hay, elim kırılsaydı
Hatay caddesi ile anıları o yıllarda "Talebe Çayırı" olarak anılan futbol sahası ile caddenin sonu Tarık Abi'nin kahvesine dayanır.
Daha sonraki yıllarda Hatay caddesi kademe kademe uzayacak, Basın Siteleri, Nokta durağı, Amerikan Konsolosloğu derken Üçkuyular'la buluşacaktı.
Kerim Goncagül'ün Hatay'ı bu evreleri yaşarken Üçyol'a kadar kesimi de metro ile tanıştı.
Sırada bu metronun uzantısı vardı.
Birbirini izleyen ihaleler, tartışmalar ve acı son: Bu metro tamamlanmadı.
Üçyol'u, Üçkuyulara bağlayacak olan 5 kilometrelik tünel bir türlü açılamıyor.
Ve bu kazmalar ve yıkımlar sırasında Hatay semti esnafı da kan ağladı.
Hayatı kayanlar arasında Kerim Goncagül de var.
***
Kerim Goncagül önceki gün televizyonda İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Ali Kırca ile yaptığı otomobil gezintisini izledi.
Kadir Topbaş, "İstanbul trafiğini yeraltına çekeceğiz" diyor ve Ali Kırca'yı kilometrelerce uzunluktaki yeni yeni tünellere sokuyordu.
Kadir Topbaş "Beşiktaş'tan Taksim'e yeraltından dört dakikada çıkacağız" diyor ve ardından ekliyor: Oradan da ver elini İkitelli..."
***
Hatay yıkıntıları arasında kalmış Kerim Goncagül, bir Kadir Topbaş'ın azmine ve heyecanına baktı, bir de bizimkine...
"Ellerim kırılsaydı..." dedi ve öfke yüklü adımlarla yürümeye başladı.
hayattan
Karşıyaka'nın unutulmazı...
Çocukluğundan gençliğine, delikanlılığından ileri yaşlarına kadar, yaşamın her döneminde sporcu olarak, yönetici olarak, sonunda başkan olarak "Seni bana sevdaladı hayat" diye haykırdı.
Ve, onun için "sevda, her zaman dimdik ayakta, meşale daha bir alaz alaz" yanmaktadır.
Şair ve yazar Okan Yüksel, Ali Ulvi Kiremitçiler için "Bir sıra neferi oldu başkanlığında bile" diyor ve ekliyor:
"Çünkü, Ali Ulvi Kiremitçilerin damarlarında ateş, yürek ırmaklarında bir sevdadır Karşıyaka..."
***
Şair "Kesemde yoktu, yüreğimden verdim" der.
Ali Ulvi Kiremitçiler kesesinden de verdi, yüreğinden de!
Kesesinden verdiklerini hiç kimse bilmedi, bilemedi, ama yüreğinden verdiklerini anlatmaya kimsenini kalemi de yetmedi, nefesi de...
Bu şehre yağmur yağdığında, bu şehri aşk yağdığında ne zaman Ali Ulvi Kiremitçiler denilse, Karşıyaka vapurlarında Melih Cevdet şiirinden biri bölüm yükselir semalara...
"Nice arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan, vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma..."
***
Ali Ulvi Kiremitçiler'i kaybedeli 4 yıl oluyor.
Bu unutulmaz Karşıyaka Başkanını bugün Soğukkuyu'da mezarı başında anacağız.
gurbetten
Afyonlu Mehmet, kriz dinlemiyor
Mehmet Aktop, Berlin'de sahip olduğu iş yeri sayısını bu yıl 5 e, bu işletmelerde çalışanların sayısını da 40'a çıkardı.
Mehmet beyin sahip olduğu Öz Ege fırınları pasta, baklava, gözleme, ekmek, pide ve daha bir çok çeşit unlu mamul üretiyor.
Berlin'deki POTACI Hüdai Ülker'in verdiğihi bilgiye göre; Aktop Almanya'ya 1990 yılında geldi. İlk yıllarda zor günler geçirdi, ama yılmadı, çalıştı ve zamanla bunun karşılığını gördü.
***
Mehmet Aktop, 1964 yılında Afyon'a bağlı Sinanpaşa ilçesinin Akdeğirmen köyünde doğdu. İlkokulu Akdeğirmen'de, ortayı ve liseyi Afyon'da okudu. Afyon'da ve İzmir'de çeşitli işlerde çalıştıktan sonra Almanya'nın kapısını çaldı.
Mehmet Aktop'tan ağabeyi Hüseyin Aktop'a, amcaları Süleyman ve Tahsin'e, yeğeni Hacı'ya, ayrıca İzmir'den eniştesi İhsan'a, arkadaşları Yıldıray'a, Fahri'ye ve kendisini tanıyan herkese selam var."
küpe
İşinin yapılmasını istiyorsan kendin git, istemiyorsan başkasını gönder.
B. Franklin
günün fıkrası
Ceza
Yargıç karşısındaki adamı iki buçuk yıla mahkum etti. Adam kararı dinledikten sonra, telaşla itiraz etti:
"Aman sayın yargıç, benim yaşayabilmem şoförlük yapmama bağlı..."
Hakim gözlüklerinin üzerinden bakarat cevap verdi:
"Başkalarının yaşayabilmesi de, sizin şoförlük yapmamanıza bağlı..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.