Kendini yenileyen bir kent: Denizli

Denizli'de, "Bu işi ancak deliler yapar. Bu iş akıllı adama göre değil" diyen bir belediye başkanı var.
Adı: Nihat Zeybekci...
"İşim gücüm dört dörtlüktü. Şirketlerim arı kovanı gibiydi. Siyasete gençliğimde bulaşmıştım ama bu defa ikinci gençliğimi yaşıyordum. Balıklama daldım siyasete..."
Şimdi bu hayat öyküsünden bir başka kesit...
Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, bir toplantı sırasında Denizli Belediye Başkanlığı'na soyunan Nihat Zeybekci'nin koluna girdi ve bir kenara çekti.
"Be kardeşim, sende hiç akıl yok mu?" dedi ve ekledi:
"Sen delirdin mi?... İşine gücüne, şirketlerine acımıyor musun?"
Zeybekci kararlıydı ve kendi tabiri ile söylemek gerekirse, biraz da deliydi.
Gözlerinin önüne "çılgınlık yarışına giren, belediye başkanları" geldi. Hepsinin çalışmaları gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçti.
Ve kararını verdi.
"Ben de bu işte varım..."
O gün bugün Nihat Zeybekci "bütün deliliği" ile Denizli'nin başında...
***
Bir yıla yakın süredir Denizli'nin altını üstüne getirdi Zeybekci.
Koskoca kentin altyapısını kökünden değiştirdi.
Nimet Dirici, Denizlili bir ev kadını...
"Hayatımız zorlaştı. Toz toprak içinde kaldık. Ama emeklere değdi doğrusu. Şimdi sıra işin süslemesine geldi" diyor ve ekliyor:
"Yeni bir Denizli ortaya çıkıyor."
***
Kadir Toroslu, Ziynur Alacalı ve Pakize Kozak, Denizli'yi yaşayanlardan.
Onlar da tozlu topraklı günler geçirdiler.
Zaman zaman eziyetli günler geçirdiler ve şimdi düzlüğe çıktılar.
Hepsi de, "Allah razı olsun Başkan Zeybekci'den" diyor.
Ve Denizli sokaklarını ilginç bir afiş süslüyor:
"Yakında yepyeni bir Denizli..."
Ve şimdi onbinlerce Horozigo, yepyeni bir kente kavuşacak olmanın heyecanını yaşıyor.
Nihat Zeybekci de bu tablo karşısında keyifli mi, keyifli...
***
Bir not...
Yeni büyükşehir belediyeleri arasında Denizli de var.
İyi de...
Gelişmelerin bu noktasında Denizli Belediyesi'nin "heyecan yüklü" Belediye Başkanı Nihat Zeybekci'nin itirazına dikkat!
Zeybekci, İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki büyükşehir yapılanmalarının ayrı tutulması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor:
"Yeni yapılandırmalarda büyükşehirleri ilçelere böldüğünüz zaman sorumluluk bölünür ve yeni savurganlık kapıları yaratılır."
Zeybekci bir de öneri getiriyor:
"Kocaeli formülü..."
Ve ardından daha genişletilmiş bir şehirleşme örneği.
"İl yerel yönetimlerini farklı yorumlayıp, bunun kitabına yeniden bakmak lazım. İl genel meclislerini ve belediye meclislerini iptal etmek lazım. İllerde il meclisi kurmak lazım."
* * *
Şimdi de Zeybekci'den özel notlar:
* Kimse bana tayin, terfi için gelmesin.
* Yerel işlere, adi suçlara bakan polis ayrı olmalı. Ankara'nın polisi ayrı olmalı.
* Suçlu veya suçsuz orası beni ilgilendirmiyor. Ama sen kalkıp bir belediye başkanını 1 sene hapiste tutuklu olarak bulundurursan ve kati olarak cezasını vermezsen, dünya bunun hesabını sorar.
Kim olduğunu kim söyleyebiliyor. Bu memleketin menfaati için merkez olarak kendini yok etmen lazım. Ama adam kendini nasıl yok etsin" dedi.
kentten
Yapay kalple ufak bir tebessüm
Tayfun Erdem, kalp nakli olduğu 2005'ten bu yana her yılbaşı Ege Üniversitesi Kap Damar Cerrahisi'nde yapay kalp makinasına bağlı olarak organ bekleyen minikleri ziyaret ediyor. Kendisinin de uzun bir süre bu makinaya bağlı olarak yaşadığını belirten Karşıyaka Karşıyaka Dergisi yazarı Tayfun Erdem, "Her yılbaşı buradaki minik hastaları palyaço kıyafetleri giyerek ziyaret ediyor, komiklikler yapıp, minik hediyeler veriyoruz. Amacımız onları mutlu edebilmek. Bu sene Karşıyaka Karşıyaka Dergisi Okur Platformu'nun genç üyeleri ile hem minikleri ziyaret ettik hem de organ bağışında bulunduk" dedi.

fıkra
Boru
Otobüse biner binmez sarışın kız düşmemek için dikey bir boruya tutundu. Daha sonra aynı boruya tutunan ve gözlerine dikkatle bakan delikanlıyı fark etti, hemen sırtını döndü.
Otobüs durağa gelince delikanlı sarışının omuzuna dokunup, "Ben burada ineceğim" dedi.
"Bana ne?" diye cevap verdi sarışın ve devam etti:
"Ben iniş yolunuzu tıkamıyorum ki..."
Delikanlı devam etti:
"Ama bu boru benim. Hırdavatçıdan banyo perdemi asmak için almıştım da..."