İsimler bir bir ortaya çıkıyor
Nasıl mı? Baykal'ın, Sav'ın vazgeçilmezleri sıralamaya girebilecek mi?
Yıllarca Deniz Baykal ve Önder Sav'ın yanlışlarını hiç çekinmeden, maliyetine katlanarak açık açık konuşanlara gün doğdu denebilir. Hakları da.. Tabii, bu arada dengeleri de gözetmek gerektiğini eklemek lazım. Ankara ile yarım günlük bir telefon çalışması yaptım. Dostlarımla bir fikir alışverişinde bulundum. Genel Merkez'de öne çıkanların isimleri konuşuluyor.
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, zaten banko görülüyor. Yüksel, İzmir'in yeniden dizaynında başrollerde. Baykal ekibinden gibi görünen Susam, son kurultayda Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüyor. Esnafın içinden gelip bağını hiç koparmayan Mehmet Ali Susam'ın da listelerdeki yerinin iyi olduğu konuşuluyor.
Hakkı Ülkü de hakkıyla ismi konuşulanların arasında bulunuyor. Bir dönem milletvekilliği yapan Ülkü, ikinci kez Meclis'e gidecek gibi görülüyor. İzmir'deki Anadolu Birliği'nin Genel Başkan Yardımcı Adnan Erdil'in de adı çok konuşuluyor. Bu birlik, yaklaşık 35 il derneğinin üst kurumu... Yılların CHP'lisi Adnan Erdil, SHP-CHP'nin önseçim yaptığı dönemlerde ipi hep önde göğüsledi. 1991'deki önseçimde 50 kişi arasında beşinci oldu.. Bu seçimlerde her kesimden oy almayı düşünen CHP'nin Erdil aracılığıyla İzmir'deki Doğu ve Güneydoğulu oylarını almak istediğini öğrendim. Aynı şekilde, Oğuz Oyan'ın da Kılıçdaroğlu ile yürüdüğü düşünülürse, tabloyu şöyle bir gözünüzün önüne getirin bakalım...
geçmişten
Değişen ne?
Meşrutiyetin ilanından sonra şair Eşref İzmir'e dönmüştü.
İdamlar, sürgünler, haksız mahkumiyetler, meşrutiyetten çok şey bekleyenleri dehşete düşürürken, Eşref Kordonboyu'nda birkaç arkadaşı ile sohbet etmekteydi.
İçlerinden biri:
"Ne değişti sanki... Yıllar boyu meşrutiyet diye bağırdık. Millet nerede ise, istibdat devrini arar oldu. Gayretimiz de boşa gitti, eski hamam, eski tas" diye hayıflandı.
Eşref, pos bıyıklarını sıvazlayarak güldü, "Doğru" dedi ve ekledi:
"Eski hamam, eski tas. Lakin içindeki tellaklar değişti."
fıkra
Küçük Rıfat, çok yalan söylediği için annesi nasihatte bulunur.
"Bak oğlum, ben senin yaşındayken hiç yalan söylemezdim. Yalan nedir bilmezdim."
Küçük afacan merakla sordu:
"Peki, kaç yaşında yalana başladın anne?.."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.