Kadınlar istemeyi becerebilseler
Bunlar, İzmir siyasetinin kadınlarından bir kısmı.
İçlerinde bakanlık yapmış olan da var, Meclis başkan vekilliği de...
İçlerinden önemli bir bölümü de eski ve yeni milletvekillerimiz.
Bir de milletvekili olacaklar...
***
Yuvarlak bir hesaba bakılırsa, Türkiye'nin yarısı kadın.
12 Haziran 2011 seçimleri için gün sayıyoruz.
Ortalık toz duman...
İşte bu hava içinde, kadın dernekleri de ayakta.
Çat kapı burada, çat Ankara'da parti genel merkezlerinin kapılarında...
Kadınlarımız eşitlik istiyor.
İzmir Kent Kadın Konseyi'nden bir dayatma...
"İzmir'de 13, Türkiye genelinde 275 milletvekili istiyoruz."
Ve ardından bir de yaptırım geliyor:
"Siyasi partiler, kadın adayları seçilebilir yerlere koymazsa, 'Seçimi boykot kampanyaları' başlatacağız."
Ellerindeki pankartların bazılarında şunlar yazılı:
. Eşitlik ve adalet nöbetindeyiz.
. Erkek demokrasisinden, gerçek demokrasiye.
. Kota değil, eşit temsil.
. 275 milletvekili istiyoruz.
***
"Kadın İsterse..." bir eski Yeşilçam filmi.
Cahide Sonku'nun flaş olduğu yıllardı.
Üstelik romanı da var.
Kadının gücünü, istediği zaman neleri ve nasıl başarabileceğini anlatan bir yapıttı bu.
Erkeklere eşit sayıda milletvekilliği isteyen kadınlarımıza bakıyorum da, "İşleri çok zor..." demeye de kıyamıyorum.
Ahh! Bir de kadınca istemeyi becerebilseler.
Tek başına mücadele
Haluk Güntan, 1994'ün başlarında ANAP formasıyla sahadaydı ve belediye meclis üyesi olarak siyasette boy göstermeye başlamıştı.
Güntan'ı daha sonra bir kuyruklu yıldız gibi Türk siyasi hayatından geçiveren Genç Parti'de izledik.
Cem Uzan'ın İzmir'de en çok güvendiği isimlerden biriydi o...
Ve Demokrat Parti Haluk Güntan için son durak oldu.
İzmir siyasetinin bu hareketli ve renkli siması şimdi Demokrat Parti'den milletvekili adayı.
Hem de tek başına...
Güntan, İzmir'in tüm ilçelerini tek tek dolaştı.
Eski dostlarını bir araya getirdi ve gördü ki, Demokrat Parti'nin enkazı bile davaya inanmışlara umut verecek biçimdeydi.
Güntan'a göre, cami yıkılmış ama mihrap yerindeydi.
"Adaş polemiği"nde son durum
Siyasette iki Rahmi Sezgin var.
Biri CHP'de, diğeri DSP'de.
İkisi de birbirinden rahatsız.
DSP'li Rahmi Sezgin, CHP'deki adaşından şikayetçi.
DSP'li Rahmi Sezgin, "Öteki Rahmi Sezgin kaybedecek. Ahali benim kaybettiğimi zannedecek" deyince, ortalık biraz daha kızıştı.
DSP'li Sezgin'den bir açıklama:
"Yazınızda adaşım tarafından yapılan talihsiz açıklamaları okudum. Varlığımdan tedirgin olmasına anlam veremedim. 1999 seçimlerinde isim benzerliği yani benim çevremdeki insanların isim karıştırmalarından dolayı benim sayemde Meclis'e girdiğini düşünüyorum. Seçim sonrası benim çevremdeki sanayiciler, arkadaşlarım, beni seven herkesin tebrikleri yüzünden telefonlarım kitlenmişti."
geçmişten
Boş sayfalar
Nazım Hikmet bir toplantıda sohbet ettiği edebiyatçılara, "Sizin hepinizle anlaşabilirim. Hakkı Süha ile hayır" der.
Hakkı Süha'nın cevabı şöyle olur:
"Elbette uzlaşamayız. Senin özün sözüne uymuyor. Proleter geçiniyor, lord gibi yaşıyorsun."
Nazım'ın, "Ne münasebet" şeklindeki itirazına da, şu çevabı verir:
"Şiir mecmuaların işte meydanda. Sayfaların dörtte üç buçuğu boş. Bu kadar ısrafı lordlardan başka kim yapar?"
günün fıkrası
Bedel
Küçük çocuk babasına sordu:
"Babacığım, evlenmek kaça malolur?"
Baba başını salladı ve cevap verdi:
"Bilmiyorum oğlum, ben hala ödüyorum."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.