Şimdi, EXPO zamanı...
Artık İzmir için önemli bir proje olan EXPO'ya sarılma zamanı.
Elbette Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay gibi iki çalışkan ve deneyimli bakan büyük şans.
Bu şansı doğru kullanmalı.
Ancak İzmir'in geçen dönem yaşadığı başarısızlık ortada.
O dönem ki başarısızlığınn mimarı yöneticler,belediye başkanları ve oda başkanları yine ön planda.
Halk soruyor; 'Geçen dönem EXPO'yu bu ekip kaybetmedi mi?'.
Hani Einstein'in güzelk bir sözü var; 'Aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç elde etmeyi beklemek en büyük saflıktır' diye.
Ne kadar doğru. Bu başarısızlık mimarlarını, o dönem ki kavgaları unutmamak gerek.
Bunların en yakın tanığı da İzmir Valisi Cahit Kıraç
Vali Beye bir sorsalar; 'ah ah..' diyecek.
EXPO'da yeni dönemde yeni heyecanlar gerekli. Ve tam bir konsensüs. Sen-ben demeden. Parti ayırmadan.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun deneyimlerine daha çok başvurmak gerekir.
Bir de..Yeni ve genç milletvekili Rıfat Sait' in Balkan dünyasındaki dostluklarından yararlanılamaz mı?
Eski EXPO Genel Sekreteri ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer öne çıkarılamaz mı? Enerjisi kullanılamaz mı?
BİE Genel Sekreteri ve EXPO'da en önemli söz sahibi Loscartales ile dostluk ilişkisi bulunan ve fransızca bilen tek Başkan olan Konak Belediye Başkanı, eski bakan Dr. Hakan Tartan bir koz olarak değerlendirilemez mi? Deneyiminden ve uluslararası ilişkilerdeki başarısından yararlanılamaz mı?
Ben halk arasında konuşulanların tercümanıyım. Hani 'Mevzu İzmir'se.....'...
kentten
Bir destek de MHP'den
Milliyetçi Hareket Partisi İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ; EXPO 2020 için İzmir'in temasının yine "Daha iyi bir Dünya için Yeni Yollar-Herkes İçin Sağlık" olarak belirlenmesinin ardından, kolları sıvadı ve "Sağlık alanında odaklaşmış ve ihtisaslaşmış" bir devlet üniversitesi kurulması ile ilgili kanun teklifini TBMM'ye verdi.
Tanrıkulu'ndan bir de sitem var.
İzmir'in bu genç milletvekili, benzer bir teklifi İzmir'in EXPO 2015 adaylık sürecinde verdiğini söylüyor ve bu kanun teklifini ilgililerin,görmezden geldiğini vurgulayıp ekliyor:
"Son yıllarda sağlık alanında eleman ihtiyacında yaşanan sıkıntılar artarak devam etmektedir. Hekim başına düşen nüfus sayısı 2000 yılında 792 iken, 2010 yılında 640'a düşmekle birlikte Avrupa Birliği ortalaması olan 288'in oldukça gerisinde. Bunun yanında Avrupa Birliğinde yüz bin kişiye düşen tıp fakültesi mezunu sayısı 8,8 iken, ülkemizde bu oran 7,5'den 6,1'e düştü. Bu durum gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkın daha da açılmasına neden olmaktadır."
hayattan
Aylin'in Fikir Atölyeleri
On-Art İletişim Danışmanlığı bünyesinde gerçekleştirilen Art 10 Fikir Atölyeleri'nde
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Stefano D'anna, Ayhan Sicimoğlu, Kürşat Başar, Marco De Grazia ve Hakan Kırkoğlu'nun ardından yazarlık serüvenine başlamak ve yazar olmak isteyenler veya profesyonelliğe adım atmak isteyen yeni yazarlar ve yazar adayları için Pınar Kür'le çok özel bir buluşma..
Edebiyatta 35. yılını dolduran ve "Yarın Yarın", "Küçük Oyuncu", "Asılacak Kadın", "Bir Deli Ağaç" "Akışı Olmayan Sular", "Bitmeyen Aşk", "Sonuncu Sonbahar" ve "Hayalet Hikayeleri" gibi kitaplarıyla tanıdığımız Türkiye'nin önde gelen yazarlarından Pınar Kür, bu yaz amatör veya profesyonel yazı yazmakla ilgilenen tüm yazar adaylarını Ayvalık'ta bekliyor.
***
Art 10 Fikir Atölyeleri'nde Pınar KÜR'le Yazarlık Atölyesi, 8 Ağustos'ta Ege'nin en güzel tatil yörelerinden Ayvalık'ta Ferahi Evler Butik Oteli'nde başlayacak.
* * *
8-19 Ağustos 2011 tarihleri arasında yapılacak ve 10 gün sürecek Pınar KÜR'le Art 10 Yazarlık Atölyesi süresince, yazar olmak ya da yazarlığını geliştirmek isteyenlerin ilgi duyduğu türde yazmaları için gereken bilgi ve donanıma sahip olmaları sağlanacak.
küpe
En yüksek saadete erenler bile, bayka arzular peşinde deli gibi koşarlar.
Goethe
fıkra
Orada da hesap
İki İskoçyalı kavga etmişler,küfürleşmişler, sonunda düello etmeye karar vermişlerdi. İskoçya'da düello yasak olduğu için kozlarını İrlanda'da paylaşmaşa karar vermişlerdi. Biletlerini almak için bir seyahat acentesine gittiler.
Birincisi :
"Bana bir gidip gelme..." dedi.
Öbürü sedece "Bana bir gidiş..."
Memur sordu:
"Ne o, sizin dönmeye niyetiniz yok mu?"
"Ne münasebet. Tabii var. Ama nasıl olsa arkadaş dönmeyeceğine göre,onun dönüş biletini ben alırım, diye düşündüm de..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.