Selçuk Yaşar ve bir Atatürk nostaljisi
Bir asra yaklaşan hayatının her safhasında parolası hep şöyle oldu: Önce Karşıyaka...
Bu "Önder Karşıyakalı" şimdi yeni bir kitapla karşımızda.
"Atatürk'ün Hayatında Karşıyaka Sevgisi."
Yeşil-Kırmızılı kapak içindeki kitabın önsözü de Selçuk Yaşar'dan.
Bu kitabı düzenleyen de Hakan Atis.
* * *
İşte bu kitaptan birkaç alıntı.
KSK'nin genç yöneticilerinden Cem Karagözlü "Zafere Kaçış" başlıklı yazısında, bu kulübün kurucularının başındaki Zühtü Işıl'ı anlatıyor. Hem de yakın tarihten ilginç örnekler vererek.
Cem keyifle okunan yazısını şöyle tamamlıyor:
"Karşıyaka'ya ilk giren dört Türk süvarisi arasında Zühtü Işıl da vardır. Karşıyaka Kulübü'nün kurucusu, İstiklal Madalyası sahibi Kadızade Zühtü Işıl'ın yaşamı gerçek bir Zafere Kaçış öyküsüdür."
* * *
Sancar Maruflu KSK'nin 95. kuruluş yıldönümündeki panelde, Ulu Önder'in "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" sözünü KSK'ye ikinci ziyaretin etkisiyle söylediğini tarihçi Afet İnan'a atıf yaparak anlatıyor.
* * *
Ve tarihi bir olay...
Mustafa Kemal, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşundan sonraki ilk gün, yani 10 Eylül 1922'de bu şehirde bir karargah kurulmasını istendiğinde adres olarak dönemin KSK Başkanı Sadi İplikçi'nin köşkünü göstermişti. Atatürk'ün ayaklarının altına Yunun bayrağının serilmesi ve kendisinin bunu başka milletin değerlerine böyle hakaret edemeyeceğini söyleyerek yerden kaldırması olayı da bu köşkte yaşanmıştı.
* * *
Şimdi de bir başka gerçek...
Milli Mücadele döneminde ve sonrasında İzmir'e yaptığı her gezide Karşıyaka Spor Kulübü'nü ziyaret eden Gazi defalarca futbol ve tenis takımlarının antrenmanlarını izlemiş, KSK armasında ay-yıldız kullanılması emrini de bizzat kendisi vermişti.
hayattan
Bir bardak çay ve ötesi
Çayın alt demliği
"Kaynana"dır.
Sürekli kaynar durur.
Hatta dikkat edilmezse taşabilir de!
* * *
Üstdemlik
"Gelin"dir.
Alt demlik kaynadıkça onun da harareti artar.
Ama aynı zamanda olgunlaşır ve demlenir.
"Gelinin kocası" ise bardaktır.
Her iki çaydanlıktan nasibini alır.
Biraz kaynana doldurur onu,
Biraz da gelin...
Bu nedenle denge unsurudur.
Açık ya da demli çayın hoşa gitmemesi bundandır.
"Çocuklar" çayın şekeridir, tat verir.
Çok şeker çayın lezzetini bozar.
Şekersiz çaya alışanlara ise,
Bir tanesi bile fazla gelir.
"Görümce" ise çay kaşığıdır,
Arada bir gelir, karıştırır gider.
"Kayınpeder"e gelince, o da çay tabağıdır.
Çayın demine suyuna karışmaz,
Bir kenarda lök gibi oturur.
Sadece dökülenleri toplar.
Çevreye zarar vermesini engeller,
Ancak ara sıra boşaltılması gerekir.
Yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.
"Çay süzgeci" ailenin sahip olduğu değerlerdir,
Aileyi dış müdahalelerden korur.
Delikler büyük olursa çayın tadı kaçar.
Suyu ısıtan "Ateş" ise hoşgörüdür.
O olmadan çay da olmaz.
"Kısacası bir bardak çay ailedir."
Ve ağız tadıyla içilen bir bardak çayın,
Üstüne yoktur.
"Birçok insan, mutluluğu burnunun üzerinde unuttuğu gözlük gibi etrafta arar."
laflama
* İki bayram arasında evlenilmezse, deliler yaşam boyu bekar kalacak!
* Beni bu güzel Havva'ların abileri mahvetti!
* Kimimiz "acıların çocuğu", kimimiz test çöze çöze "acıların çocuğu" oldu kardeşim!
* Bakıyorsun aynı erkeği birçok evlendirme programında birden görüyorsun. Yoksa dörde kadar evlenmeye izin çıktı da benim mi haberim yok!
* Erkeklerle gezenlere "kız arkadaş" deniyor. O kızlar için hesap ödeyen erkeklere de "kaz arkadaş".
* Gününü gün etmek başka, gününü güm etmek başka.
İbrahim Ormancı'dan
küpe
İnanılmaz şeylere inanmaktan çekinmeyin.
Tertallian
fıkra
İki aşk arasında
Dursun, Temel'e "İki aşk arasında kaldım, ne yapmalıyım" diye sorar.
Temel, "Anlat bakalım aşık olduğun bu hanımların özellikleri nelerdir?"
Dursun aşık olduğu hanımların tarifini yapar:
"Bir tanesi genç ve güzel ama fakir, diğeri yaşlı, dul ve zengin..."
Temel, "Valla sen genç ve güzel olanı tercih et" der ve ekler:
"Yalnız diğerinun adresinu ve telefon numarasunu da bana ver..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.