Karşıyaka'dan Somali'ye mesaj
Vecdi:
"Almadım... Gerekli görmedim" diye yanıt verince Türsen sinirlenerek
"teessüf " (!) etti ve İzmir'e geldiğinde bu konuyu detaylı konuşacağını söyledi.
***
Vecdi Altay anlatıyor:
Müthiş bir keyif içindeydim. Basına geçtiğim bültende yer alan, "... kurulan özel bir teknikle aileler Somali'deki askerlerle görüştürülüyor..." ifadesi, Genelkurmay'ın dikkatini çekmişti.
Akşam saatlerinde telefonum çaldı. Karşımda, Başkan Vekili Nejdet İleri vardı. Şöyle diyordu:
" Az önce Genelkurmay Başkanlığı'ndan Doğu adında bir komutan aradı. Senin bu çalışmanla ilgili olarak benden teknik bilgi istedi. Ben de bilmediğimi ve senin arayacağını söyledim. 417 .. .. nolu telefonu ara bakalım, ne olacak. Galiba başın dertte."
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de çok tedirgin olmuştum. Ama korkmuyordum. Çünkü yaptığım iş, kötü bir şey değildi. Devletin sırrını açıklamıyordum. Aradım numarayı. Karşıma tok sesli biri çıktı ve "Buyrun, ben Doğu" dedi. Kendimi tanıttım. İşte o zaman, hayatımın en mutlu anlarından birini yaşadım. Şöyle diyordu komutan:
'SİZİ KUTLUYORUM'
- Efendim, sizi kutluyorum. Genelkurmay Başkanımız Sayın Doğan Güreş' in saygı ve sevgilerini sunuyorum size. Kendileri haberlerde dinlemişler. Böyle bir şeyi bizler de Ankara'da yapmak istiyoruz; ancak kurduğunuz özel teknikten bir şey anlayamadık. Bize bu tekniği söyler misiniz bir sakıncası yoksa?
Çok gururlanmıştım. Ses tonundaki sıcaklıktan ve samimiyetinden, yapacağım esprinin hoş karşılanacağını anlamıştım:
- Rica ederim efendim. Ben teşekkür ederim size. Ayrıca Sayın Genelkurmay Başkanıma ben de saygılarımı iletiyorum. Anladığım kadarıyla, sizler de galiba oradakilerle görüşemiyorsunuz. İsterseniz, sizi de görüştüreyim mi?
Uzun süren gülüşmelerden sonra, hiçbir özel teknik donanım kurmadığımı, sadece, o dönemlerde piyasada satılan ve INFODIALER denilen, kaydedilen telefon numarasını kendi kendine çevirme özelliğine sahip, cebe sığacak kadar küçük bir alet sayesinde bunu yaptığımı anlattığımda, doğrusu kendisinin yüzünü görmeyi çok istemiştim. Çünkü bunları anlattığımda, telefonda hiçbir tepki yoktu. Daha sonra, peş peşe sorduğu sorular şöyleydi:
- Yani; uydu muydu, anten, çanak manak gibi bir şey yok mu?
- Hayır efendim böyle bir şey yok.
- Peki nasıl olur?
- Efendim Derya Gemisi'nin telefon numarasını biliyor musunuz?
- Evet biliyorum.
- İşte biz de bu numarayı, elle tuşlamıyor; sadece bu alet ile aramış oluyoruz. Yani ha elle, ha bu aletle aramışsınız, hiçbir farkı yok. Bu alet, benim özel malım. Numarayı buraya kaydettim, sürekli tuşlayıp yorulmamak için. Hepsi bu.
***
Bir kez daha gülüştük ve biraz sohbet ettikten sonra telefonu kapattık. Ertesi gün, radyo ve TV'lerde bir haber yayınlandı:
... Sayın seyirciler, Genelkurmay Başkanlığı, Somali'ye giden askerler ile görüşmek isteyen aileler için Ankara'da bir birim oluşturdu. Askerlerle görüşmek isteyen ailelerin Genelkurmay'a başvurmaları...
'HERKES BENİ ARIYORDU'
Bu, çok hoş bir çalışmaydı. Telefonlarım sürekli çalıyor; Somali'deki bu numara isteniyordu. Israrla arayanlar arasında; Konak Başkanı Ahmet Sarışın, Foça Başkanı Nihat Dirim, Aliağa Başkanı, günümüz eski milletvekili Hakkı Ülkü ve Bornova Başkanı Ali Sözer ilk sıradaydı. Hepsini anlıyordum; ancak aynı çalışmanın başka bir yerde yapılmasını benim sağlamam mümkün değildi:
* * *
- Sayın Başkanım veremem. Genelkurmay'a sözüm var. Eğer bu numarayı size verirsem, başım belaya girer. Eğer ihtiyacı olan varsa bana gönderin, ben buradan yardımcı olurum.
Gerçekten de öyle oldu. Yüzlerce aile bu sayede çocukları ile görüştü. Nişanlılar, anneler, babalar, çocuklar... sevinç ve hüzün gözyaşları arasında onların sesini duyduklarında ben, kendi adıma da çok mutlu oluyordum. Çünkü bu çok insani, çok duyarlı bir yaklaşımın ve insanlığa yapılan yatırımın somut bir örneğiydi. Ve en önemlisi: Yüreklerin buluşmasıydı.
küpe
Birini bekletmek en büyük alçaklıktır. Zamanını çalacağına, parasını çal, daha iyi...
Hocare Mann
fıkra
İlk iş
Mustafa, eski arkadaşlarından birine rastlamıştı.
"Nasılsın?" diye sordu.
Beriki, "Bildiğin gibi... Rahatsızım..." diye cevap verdi.
Mustafa:
"Hani seni bir doktora yollamıştım, gitmedin mi?" diye çıkıştı.
"Gittim tabii..."
"Benim yolladığımı söyledin mi?"
"Söyledim. Senin selamını söyleyince ilk işi tedavi ücretini peşin almak oldu."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.