Büyük Başkan'ın nitelikleri
Kimileri açık açık dile getiriyor düşüncesini, kimileri 'yer altı kulisleri'nde. Seçimler yaklaştıkça bu tempo yükselecek elbette.
Ancak ben yılların deneyimini aktarayım size, bu iş lafla olmaz.
Dayatma ve kulisle de.
En önemli güç ve belirleyici halktır.
Ancak halkın tercihinde de rol oynayan faktörler vardır, yılların süzgecinden gelip bugünlere uzanan.
Geçenlerde son seçimlerde de başarılı sonuç elde eden bir kamuoyu araştırma şirketinin değerlendirmesi geçti elime.
Benim düşüncelerimi de doğrular türden.
Türkiye'de olduğu gibi İzmir'de de halk, büyükşehir belediye başkanından görmek istediği özellikleri sıralamış.
Üç aşağı beş yukarı şunlar:
'Doğru, dürüst ve vizyon sahibi olmak. Devlet ya da yerel yönetim konusunda deneyim. İyi bir eğitim ve iyi düzeyde en az bir yabancı dil. Uluslararası ilişkilerde vizyon. Gençlik ve enerji.'
Doğru söze ne denir? Şimdi siz düşünün, bu özellikleri taşıyan kaç kişi bulunur?
kentten
Kokaryalı'lılar buluşuyor
Buradan herkese davetiye çıkarıyorlar, "Sen de gel katıl bize" sloganıyla bir araya gelmek istiyorlar. Eski dostlar buluşacak, hasret giderecek yeni tanışanlar ise yeni dostlukların başlamasını sağlayacaklar. Öyküler anlatılacak, "Zaman Tüneli"nden geçilerek eski günler yadedilecek.
Kokteylin oluşum aşaması da ilginç: Bülent Özkaner, Nazmi Özcan, Vedat Özyavuzgil ve Hüseyin Özgür, Mayıs ayında facebook'tan Karantina, Göztepe ve Güzelyalı'da oturan eski tüfeklere mesaj atmışlar. Sohbetler, tanışma önerileriyle ve kurulan dostluklar, sonunda "Bir yerde toplanalım, hasret giederelim" dileğine kadar gitmiş. İşte pazartesi günkü kokteyl böylece düzenlenmiş. Mazeret üretmeyin, mutlaka katılın.
hayattan
Niçin Kutlu Aktaş Barajı?
Çeşme'nin susuzluktan kırıldığı yıllardı.
İnsanlar, bir şişe suyu paylaşmak için kuyruklar oluşturuyordu.
İşyerlerindeki veya evlerdeki çeşmeler de akmıyordu.
Türkiye'nin en önemli tatil beldelerinden biriydi bu Çeşme.
Ildırı'dan borularla getirilen su kente belli bir tarife çerçevesinde, saatlere göre dağıtılıyordu.
Deniz ile iç içe, ama çöl hayatı.
* * *
İşte o yıllarda İzmir Valisi Kutlu Aktaş bu kente bir baraj kurmayı kafasına koymuştu.
Aktaş, yatırımcı bir valiydi.
Her gittiği kente bir eser bırakmıştı. Hem de kalıcı cinsinden...
Türkiye de Demirelli yıllarındaydı.
Başbakan İzmir'e gelmiş ve resmi programının dışında özeline geçmişti...
Yanında evladı gibi sevdiği Avni Ersoy vardı. Bir de Vali Kutlu Aktaş...
İşte böyle bir sohbet anında Kutlu Aktaş'tan bir öneri geldi.
"Sayın Başbakanım şu Çeşme'ye bir baraj yapsak nasıl olur?"
Arabaların istikameti Çeşme'ye çevrildi.
Kutlu Aktaş baraj için düşündüğü yeri gösterecekti.
Ve, karşısında Türkiye'nin Barajlar Kralı vardı.
Demirel uzman gözüyle araziyi inceledi ve kararını açıkladı:
"Kutlu kardeşim, sen buraya barajı kur ve adını da ben koyacağım: Kutlu Aktaş Barajı..."
Bugün Çeşme girişinde dağları kaplayan "Kutlu Aktaş Barajı"nın öyküsü böyle...
Anlatan da Avni Ersoy...
küpe
Gerçekten cesur olanlar için, cesaret diye bir şey yoktur.
Baraccio
fıkra
Anlayışsız
Temel, polisler tarafından yakalanmış, sorgusu için komiserin karşısına çıkartılmıştı. Komiser şüpheli Temel'e bir süre baktı ve sordu:
"Nerede oturuyorsun?"
"Kardeşumla beraberuz."
Kardeşin nerede oturuyor?"
"Papamla beraber..."
Sabrı iyice tükenen komiser bu cevaplar karşısında iyice hiddetlenerek bağırır:
"Peki baban nerede oturuyor be adam?"
Temel şaşkın cevap verdi:
"Anlatamadım komiser pey, hep peraber otayruk."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.