Erkin Usman

Depremler ve İzmir gerçeği

Van'daki acı yürekleri dağlıyor. Her gün yeni bir hüzün tablosu, her gün bir başka dram.
Arada "kurtuluş" tabloları sevindirse de, arkada derin bir "acı" var.
Yitirilen insanlar, yalnız kalan çocuklar, umutlarını kaybeden gençler.
Türkiye deprem bölgesi de... Nedense önlemler hep beylik.
Kalıcı çözümler gecikiyor. Hep günü kurtaran yaklaşımlar.
Deprem bir kez daha yürekleri dağlayınca İzmir gerçeği de gündeme geldi.
* * *
İzmir de deprem kuşağında. Ciddi tehdit altında. Hatta rakamlar gayri resmi olsa da, binaların yüzde 80'inin risk altında olduğu ifade ediliyor.
Allah korusun bir deprem olsa... Sonrasını düşünmek bile istemiyorum.
Bakıyorum, öneriler de, çözümler de şimdilik hep "gündelik".
Oysa toplum kesin çözüm istiyor.
Japonya 9'luk depremle sarsıldı, ölümlere bakın, bir de bizdeki 5.6'ya.
Demek ki, bir şeyler yanlış. Artık yanlışı düzeltme zamanı.
Yerel yönetimlere ciddiyet getiren Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Van depreminde de yardımların ulaştırılmasındaki sessiz, sakin ama yararlı tutumu ile dikkat çekti. Çul çaput değil, halkın istediği sütü, bisküviyi, gıdayı, çocuk ve kadın bezini ulaştırdı Van'a. Hem de 2 gün içinde. Devlet deneyimi, ciddiyet ve halka saygı bu olsa gerek.
* * *
Tartan'a sordum, 'Nedir çözüm?' diye. Uzatmadı, evelemedi, gevelemedi, gerçekleri dile getirdi:
"Elbette öncelikle halkın bilinçlendirilmesi. Okullarda eğitim. Deprem kuşağı iller öncelikli olarak. Deprem öncesi ve sonrası organizasyonlar için ciddi hazırlıklar. Bu konuda özel birimler oluşturulması. 2000'den sonra yapılan binalarda büyük ölçüde tehlike yok. Ama asıl sorun daha önce yapılanlar da. Bu konuda hızlı bir tespite gidilmeli. Odalar, yerel yönetimler ve ilgili bakanlık birlikte. Bu konuda ciddi bir dayanışmaya ihtiyaç var. Yani partizanlık değil, paylaşım zamanı. Herkes halk için el ele verecek. Riskli binalar hızlı bir şekilde yıkılmalı. Özellikle imar planlarında ada bazında düzenleme yapılarak kentsel dönüşüme hemen başlanmalı. Bunun için bankalardan finansman sağlanabilir. Ayrıca TOKİ'de ana sorumlu olarak devreye girebilir. Kentsel dönüşümlere de hızlı bir biçimde başlanmalı. Büyük kentler tehdit altında. Aynı şey İzmir için de geçerli. Akılcı bir planlama ile 10 yıl içinde deprem riski yüzde 5'lere indirilebilir. Biz bu konuda her çalışmaya hazırız ve açığız."
Ağzına sağlık Başkan. Sana İzmir'in ihtiyacı var!

hayattan

Bir yaş günü sofrasından

İzmir Eşrefpaşa Hastanesi kulak-burun-boğaz uzmanlarından doktor Uğur Elçi 44. doğum gününü, Karşıyaka Şirince Balıkevi'nde kutladı. Geceye yakın dostları Ferdi ve Ebru Kunç, Deniz ve Cihan Akyüz, Nesrin ve Alpay Onkardeşler, Gül ve Mert Rüstem, biyoloji öğretmeni eşi Tijen Elçi katıldı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Mert Rüstem'in elleriyle topladığı iddia edilen böğürtlenlerden sevgili eşi Gül'ün yaptığı doğum günü pastası kesildi.

kentten

Prof. Akkoçlu'ya yeni görev

DOkuz Eylül Üniversitesi Senatosu'na bir yeni üye daha:
Ve, Prof. Dr. Atila Akkoçlu...
Geçtiğimiz dönemde Dokuz Eylül Rektörlüğü konusunda adı kulislerde dolaşan Akkoçlu, şimdu Senato'da görev yapacak.
* * *
İzmir yüksek öğretim çevrelerinin önemli isimlerinden biri olan Atilla Akkoçlu, 1949 yılında Aydın'ın Ortaklar ilçesinde dünyaya geldi.
Yani, tipik bir Aydın delikanlısı.
Ortaklar ve İzmir'deki orta öğreniminin son basamağını İzmir Atatürk Lisesi'nde atladı ve bunu 1967-1973 yılları arası Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki yüksek öğretim takip etti, arkasından sürekli yükseliş içimdeki akademik kariyer geldi.
1984 Ağustos'unda yardımcı doçentliği, 1985'ta doçentlik ve 1992'deki profesörlük unvanı izledi.
* * *
Ve, o günlerden bu yana akan zaman içinde Prof. Atilla Alkoçlu, Türk Toraks Derneği kurucu üyeliği, Merkez ile İzmir Şubesi kurucu ve yürütme kurulu üyelikleri, Akciğer Kanseri Çalışma Grubu kurucu başkanlığı, ve İzmir Şubesi başkanlığında bulundu. Alkoçlu halen Akciğer Kanser Çalışma Grubu danışma kurulu üyesi.
küpe
Sevgililer güzelliğe zamanla alışıp, onu gözleriyle değil duygularıyla görmeye başlarlar.
Addison
fıkra
Haklı sebep

Ünlü bir sinema prodüktörü, sarışın yıldız adayını yemeğe davet etmişti. Sofra gerçekten mükemmeldi. Yıldız adayı tabaklara adeta hücum etti. İstakozdan yedi, havyarın dibini sıyırdı, sülün etini kemiğine varıncaya kadar tamamladı. Prodüktör biraz şaşkın sordu:
"Affedersiniz... Siz babanızın evinde de böyle iştahlı yemek yer misiniz?"
"Yoo..." dedi yıldız adayı ve devam etti:
"Ama babam yemekten sonra benden bir şey istemez ki..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.