Simge Grubu nedir?
Ocak 2006'dan itibaren grup, daha bağımsız ve serbest hareket edebilme amacı doğrultusunda bağımsız "Sanatçı İnşaat Mühendisleri Grubu"nu kurdu.
Abdullah Bizden, Halit Şekerci, Hüsniye Palanduz, Necla Akbaşak, Osman Akbaşak, Taner Arda, Ali Ümran Sönmez, Ömer Eraslan, Levent İdemen, Metin Cansız, Necip Ertener, Mesut Dalçam, Engin Mutluyay, Cemal Şardağ ve Talat Kutlukaya'nın katılımları ile üyeleri artan grup, kendisine "Sanatçı İnşaat Mühendisleri Grubu Etkinlikleri"nin kısaltılması olan "SİMGE" adını unvan olarak seçti. SİMGE'nin logosu da kuruculardan Halit Şekerci tarafından tasarlandı. Güngör Gönendik ve Olcay Özer konuk mimar üyeleri.
* * *
Simgecilerin etkinlik alanları:
Uğur Belger: Resim - şiir kitapları (Umut Bilge mahlası ile)
Mukadder Özakman: Şiir (Aşk Senfonisi), taşlama (Bürokrasi, Bürokrasi - Akbaba, Ustura, Gırgır, Çivi, Gıcık dergileri ile Demokrat İzmir, Ekspres, Dünya ve Yeni Asır gazetelerinde yazılar.)
Samim Güner: Şiir (Katık Yaşama Şiirler, Çağnak)
Abdullah Bizden: Edebiyat, Türk dili araştırma yazıları.
Halit Şekerci: Karikatür (Efsanevi "Akbaba" dergisinde, Dolmuş, Papağan, Gelincik, Gül, Ustura, Boşboğaz ve Zembil gibi mizah dergilerinde çizgileri yayınlandı.)
Hüsniye Palanduz: Fotoğraf, öykü
Necla Akbaşak: Türk Sanat Müziği (grubun solisti), öykü
M. Osman Akbaşak: Türk Sanat Müziği (araştırma, arşiv), fotoğraf, roman (Ağababa, Cumhuriyet'in İmamı)
Taner Arda: Resim, heykel, öykü
Ömer Eraslan: Şiir, öykü
Levent İdemen: Resim, Türk Sanat Müziği (koro), öykü
Metin Cansız: Resim, heykel, fotoğraf, öykü
Necip Ertener: Resim, heykel, şiir, öykü
Mesut Dalçam: Şiir, öykü
Engin Mutluay: Öykü
Cemal Şardağ: Resim, Türk Sanat Müziği (ud sanatçısı)
Güngör Gönendik: Şiir, Türk Sanat Müziği (koro)
Olcay Özer: Türk Sanat Müziği (koro)
kentten
Ağlatan yalan böyle olur
Türk Eğitim Vakfı İzmir Bölge Başkanlığı'na getirilen arkadaşımız Fatih Tanfer'i önce kutlarken, onun arkadaşları tarafından masum yalanlar söylemekte mahir olduğunu vurgulamalıyız.
Özellikle Reyhan'ın sahiplerinden Ali Albay'la (Ayı) arasından su sızmaz. Her ne kadar Ali şimdi, "Bölge Müdürü oldu ya, bunun çalımından geçilmez. Telefonlarımıza bile çıkmaz artık, sekretere not bıraktırır" dese de, bunu söyledikten sonra güler, "Şaka...Şaka. Bunu yazmayın ha..." uyarısında bulunmaktan geri kalmaz.
Gelelim Fatih Tanfer'in son tatlı yalanına... Ali Albay, Eşrefpaşa Selahattin Akçiçek Kongre, Eğitim ve Evlendirme Dairesi'nde düzenlenen Mazhar Zorlu Futbol Turnuvası ödül törenine davetlidir ama iş bastırınca gitmeye fırsat bulamaz. Gece saat 23.00'te Kemal Zorlu arar, serzenişte bulunur, "Seni de törende görmek isterdik" der. Bizim Ali, Zorlu'dan işin yoğunluğu nedeniyle telefonda izin ister, kendisini hemen arayacağını söyler. Çünkü geçerli bir mazeret bulamamış, zaman kazanmak istemiştir. Telefonu kapadıktan sonra hemen Fatih Tanfer'i arar ve "Kemal Bey'e ayıp oldu, gönlünü almak için bana uygun bir yalan bul" der.
Tanfer de ona güzel bir senaryo yazar. Ali Albay, Kemal Zorlu'ya tekrar dönüp mazeretini bildirir. Der ki, "Sorma, bir arkadaşımın eşi ölümcül hasta, bugün yarın gidebilir. Onun için hastane-ev arasında mekik dokuyoruz...." Kemal Zorlu bunları duyunca yumuşar, hayli de duygusallaşır, o da ağlamaklı olur, "Haklısın kardeşim. Kusura bakma. Benim seni bu durumdayken zorlamam ayıp" der. Neredeyse ağlayacaktır. Mert Karadeniz delikanlısı Ali Albay bakar ki bu kez durum Zorlu'ya kötü gidiyor, ağzındaki baklayı çıkarıverir: "Ağabey, kusura bakma ben yalan söyleyemem. Fatih Tanfer'in dediklerini ilettim sana..."
küpe
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyiniz.
B. Pascal
günün fıkrası
Tedbirli Temel...
Temel, Amerika'ya gider ve üç arkadaşı ile çete kurur. Ama, yakayı ele verip yakalanır ve idama mahkum olur.
Mahkumlara nasıl infaz istedikleri sorulur.
Birinci adam Giyotin, ikinci adam ise elektrikli sandalye ister. Temel ise, "AIDS'ten ölmek istiyorum" der. Arkadaşları şaşırır. Bunun üzerine Temel'den gelen savunma şöyle:
"Çaktırmayın, üzerimde prezervatif var."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.