Denktaş'ın ardından...

O'nun gerçek adı,
Sadece Rauf Denktaş değildi.
O'nun gerçek adı
Rauf Raif Denktaş'tı.
Aynı zamanda
Mücahit Denktaş...
Aynı zamanda
Üç çocuğunu kaybetmesine rağmen,
Acılarını içine gömen
Kıbrıslı Türklerin bağımsızlığını düşünmekten
Çocuğunun cenazesine katılamayan
Baba Denktaş...
* * *
Vecdi Altay, Rauf Denktaş ile içli dışlı olmuş bir eski gazeteci ve bürokrat kardeşimiz.
Söyleşi talebini kabul edip Altay ve ekibini Ada'daki köşkünde ağırlayan Denktaş'ın 'devlet adamı' kimliğinin yanında, yazarlık, fotoğrafçılık ve avcılık kimliği de vardı.
Avcılığı hobi olarak yapardı.
Hayvanları gerçekten severdi.
Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesinde beslediği köpeklerin av köpeği olmadığını söyleyebiliriz.
O, hiçbir zaman Annan'ın planını kabul etmedi.
Bunun tuzak olduğunu savundu.
Bu konuda Türkiye ile çelişti ve ayrıldı.
Oysa haklılığı apaçık ortada.
Aradan yıllar geçti.
Ne kadar mı?
Tam, 20 yıl.
Vecdi Altay 10 Kasım 2008 yılında
KKTC'de açtığı Anıtkabir sergisinde Rauf Denktaş ile buluştu.
***
Şimdi Vecdi Altay anlatıyor...
Kendisine, özel bir kavanoz içine konulmuş Türk toprağı armağan ettiğimde, söylediği söz çok anlamlıydı:
"İşte biz yıllarca, böyle bir avuç toprak için savaştık ve cumhuriyeti ilan ettik. Topraklarımızın değerini bilelim, çocuklarımıza anlatalım.
Sergimin açılışını yaptıktan sonra, tabloları birlikte izledik ve kendisine bilgiler verdim.
Atatürk'ün yaşamı boyunca kullandığı
Makam araçları tablosuna geldiğimizde,
"Bunlar onun araçları mı?" diye sordu.
"Evet efendim. Sadece iki aracı vardı" dedim.
Tekrar tekrar baktı ve dedi ki:
"Dünya lideri Atatürk'ün, sadece iki aracı vardı demek ki. Bir sizinkilere, bir de bizimkilere bak. Kim bilir kaç tane araçları var."
Gülüştük ve diğer tabloları izlemeye devam ettik.
Evet, Kıbrıs denince akla gelen ilk isim Rauf Denktaş.
Bağımsızlık, özgürlük, mücadele kavramları onunla çok iyi örtüşüyor ve ona çok yakışıyor.
Kıbrıs'ı cemaat toplumundan cumhuriyet toplumuna taşıyan liderdir Rauf Denktaş.
Güle güle Rauf Raif Denktaş...

"Nazım Ödülü" bugün Kocaoğlu'na veriliyor
"Nazım Hikmet Sevgi, Dostluk, Emek ve Barış Ödülü" Aziz Kocaoğlu'na veriliyor. 2002 yılı, Birleşmiş Milletler (UNESCO) tarafından tüm dünyada "Nazım Hikmet Yılı" ilan edildi.
Türk Başarı Ödülleri Kurulu (TÜBÖK) 2002 yılından itibaren bu etkinlikler çerçevesinde, "Nazım Hikmet Sevgi, Dostluk, Emek ve Barış Ödülü" vermeye başladı. Uğur Mumcu, İlhan Selçuk, Okan Yüksel, ünlü tıp bilimcimiz Prof. Dr. Veli Lök, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve evrensel şairimiz Ataol Behramoğlu bu ödüle değer görüldüler.
Bugün 110'uncu yaşı kutlanan "Nazım Hikmet"in adına verilen ödülün bu yılki sahibi ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu...
Başkanlığını Okan Yüksel'in, İcra Kurulu üyeliklerini Özkan Başer, Nail Dağdelen, Ertuğrul Gezenoğlu, Sancar Maruflu, Bülent Tokalıoğlu, Nail Yüce'nin yaptığı İzmir 68'liler Platformu da bugün saat 13.00'te Kültürpark'ın İzmir Sanat Bahçesi'nde bulunan Prof. Dr. Tankut Öktem'in yaptığı Nazım Hikmet anıtı önünde düzenlenecek törende, 68 kuşağından olan Aziz Kocaoğlu'na onur belgesi veriliyor.