Anlayacakları dil bu: Je m'en fous
450-500 kişilik Meclis, 56-60 kişi ile toplanıyor. Bu rakamın yarısından birkaç fazlasıyla karar alıyor:
"Ermeni soykırımı yoktur, demek suçtur..."
Bu maskaralığın hedefinde Türkiye var.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi'nin oy hesapları var.
İşte bu hava içinde, Türkiye cephesinde bu maskara sürüsünün anlayacağı dilden cevap sonunda AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'tan geldi.
İsviçre de bu çirkin tezgahı Fransa'dan çok önce sahneye koyan bir devlet...
Ve Egemen Bağış, Zürih'te postayı koydu:
"Biz bugün İsviçre'deyiz. Ben diyorum ki, 1915 olayları soykırım değildir. Haydi gelip beni tutuklasınlar..."
3-5 Ermeni, Zürih Savcılığı kapısına dayanıp şikayetçi oluyor.
Zürih Savcılığı'ndan yapılan açıklama da şöyle:
"Savcılığımız iddiayı ciddi bularak soruşturma başlattı."
* * *
Bu aşamada maskaralığın son perdesi tezgahlanmış oluyor.
Peki şimdi ne olacak?
Cevap:
"Fransız çalacak, İsviçreli oynayacak. Kimse iplemeyecek..."
Ve, bunların anlayacakları dil, "....aşağıya Kasımpaşa'ya"nın Fransız argosundaki eş anlamlısı ile "Je m'en fous"dur. "Jö mön fu" okunur.
dalaman'dan
Koca Reis'e sağlık dilekleri...
Musa Siva, Dalaman'da iz bırakmış bir belediye başkanı.
İki metreyi aşkın boyu ve bu heybetli yapısı ile kentin sembolü olan Musa Siva, başarılı bir belediye başkanlığı döneminden sonra siyasetten mümkün mertebe uzak bir hayat sürerken rahatsızlandı.
Bu "efsane belediye başkanı" İzmir'de başarılı bir ameliyat sonrasında yine Dalaman'a döndü.
Şimdi, bir ömür boyu hizmet verdiği kentte anılarıyla yaşıyor.
Dalaman'da yediden yetmişe herkes Musa Siva'nın sağlığına duacı.
Dalamansporlu futbolcular her maça bu slogan ve pankartla çıkıyor.
POTA da, sevgili Siva'ya acil şifalar diler.
çimen'den
Whitney Houston göçtü gitti
İlk kez şarkılarını dinlediğimde, çok etkilenmiştim. Dünyanın en iyi seslerinden biriydi. Daha da önemlisi en iyi yorumcularındandı. Bence bu daha önemli, çünkü ne muhteşem sesler yorumlamaları nedeniyle vasat kalıyorlar. Şarkılarını dinlemeye doyamazdım. İçindeki ahenk, su gibi akmasına neden olurdu.
Kasetlerini alırdım o zamanlar. Sonra CD player'lar çıktı. Baktım, 1994 yılına ait bir CD buldum. Sadece adıyla çıkmış. Saving All My Love For You, How Will I Know, All At Once gibi harika şarkılar var içinde. Kapakta da gencecik bir kız. Son olarak da sanırım iki yıl önce bir albümünü almıştım. The Ultimate Collection. Pek çok yorumundan oluşturulmuş. Tabii ki o unutulmaz filmden I will Always Love You ile başlıyor. One Moment In Time, I Wanna Dance With Somebody, I Have Nothing, It's Not Right But It's Okay, My Love Is Your Love ve daha başkaları.
Uzun zamandır ortalarda yoktu. Çıkışı muhteşem olmuş, tüm dünyada milyonlarca albüm satmış ve sonra yavaş yavaş ortalardan kaybolmuştu. Bir evlilik yaptı, çocuğu oldu ve maalesef uyuşturucu ve alkole bağımlılık geliştirdi. Çıkış grafiği de bu evlilikle inişe geçti.
Önceki gün öldüğünü anons ettiler. Annem, "Hep o kocasının yüzünden" dedi. Bu boyuttan bakınca görünen manzara öyle tabii. Ancak kader denen yazıyı unutuyoruz bu durumlarda. Dünyanın en iyi şarkıcısı, dünyadaki yaşamına uyuşturucu ile veda edecekse, bunu sağlaması için biri gerekirdi. Bu da kocasıydı. Yani suçlu değil araç oldu kocası sadece.
Öyle ya da böyle sonuçta birlikte büyüdüğüm o harika ses yeni şarkılar seslendiremeyecek artık. Elimizde kalan CD'lerde duyabileceğiz yorumlarını. Gerçekten de o meşhur deyimle "bir yıldız daha kaydı". Bize yaşattığı güzel anlar için teşekkür ederek vedalaşıyorum ve bir CD'sini dinlemeye başlıyorum.
Çimen Erengezgin
küpe
İyiyi yapabildiği halde yapmayan bir insan, suç işlemiş olur.
Pastalozzi
fıkra
Hata
Gençlikten bir türlü vazgeçmek istemeyen yaşlı dilber, papaza günah çıkartmaya gitmişti.
"Güzel olduğum söylenince haz duymam günah mıdır?" diye sordu.
Papaz cevap verdi:
"Hayır... O günah değil, hatadır."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.