Kadın kadının kurdu olmasın
Gündemde, iki ay sonra yapılacak Kadın Kurultayı vardı.
CHP'deki "Kadın Kolları"nın mazisi 1963'deki Kadın Kolları Kurultayına dayanır.
10 Aralık 1962'de yapılan Kadın Kolları Kurultayı'nda Melahat Akkan başkan seçildi. 1964'deki Kurultay'da ise Jale Candan başkanlığa gelerek bu görevini İsmet İnönü ile birlikte çalışarak 1970 yılına kadar sürdürdü. 30 Haziran 1970 tarihinde yapılan kurultayda Neriman Ergin Genel Başkan seçildi.
Ergin, İnönü ve Ecevit'le çalışarak 1970 yılında görevi Güler Gürpınar'a devretti.
***
Tayyar Ağa Kahvesi'ndeki kadın ağırlıklı bu muhabbetin erkek konuklarından biri de "Karanlık Prensi" Ahmet Kadıbeşegel'di.
CHP'deki bu Kadın Kolları önderleri ile ilgili bir değerlendirme:
Karanlıklar Prensi'ne göre tüm bu kadınlar güçlü ve karizmatik iki lidere karşı parti ilkeleri çerçevesinde ülkede ve partide kadın hakları savunuculuğunu yaptılar ve başarılı oldular.
Kadıbeşegil'i dinlemeye devam:
"Bu genel başkanların en büyük özelliği, önseçimle gelen delegelerin oluşturduğU kurultayların seçtiği genel başkanlar olmasıydı.
Bu da genel başkanların 'adamları' olmasını önlüyordu.
Oysa, 22 Aralık 1996 ve 5 Aralık 2004 tarihlerinde atamalı delegelerle oluşturulan kurultayda genel başkan seçilen Güldal Okuducu'nun konumu aynı değildi. Benimsediği politika ve görüşler Genel Başkan Deniz Baykal ile paralellik gösteriyordu."
***
Karanlıklar Prensi'ne göre 1995'ten bu yana atamalı yöntemlerle oluşturulan CHP örgütünün İzmir politikalarında bugüne kadar egemen olan siyaset anlayışının ileride de etkin olması isteniyor: "Bu siyasi anlayışın temsilcileri, gelecekleri için ilçe kongrelerinde oluşturmaya çalıştıkları siyasi platformda yer almasını istedikleri kadınların nitelik ve birikimlerine değil kendi düşüncelerine yakın olmalarına dikkat etmektedirler. Bu husus gözden uzak tutulmamalıdır."
Kadıbeşegil'i dinlemeye yine devam:
"İl bazında yapılan atamalardan sonradan haberdar edilen, kadın kotasının yüzde 33'e çıkartılmasına karşın, kadın adaylara sahip çıkamayan, 30 Ocak 2012'de genel başkanlığa atanan Deniz Pınar Atılgan'a birileri o koltuğun önemini hatırlatmalı, bunun Gözne Festivali'nde şarkı söylemekten farklı olduğunu söylemelidir. Kişilere değil, ilkelere bağlı bir kadın kolları oluşturulması isteniyorsa kollarınızı sıvayın. Meydanı kiyşisel çıkarlarını düşünenlere bırakmayın. İzmir'e sahip çıkın. Kadının kadın kurdu olmamasına dikkat edin..."
geçmişten
Neyzen'in isyanı
Rahmetli Neyzen Tevfik her gün bol miktarda içerdi. Üstad bir gün nasılsa Yeşilay Cemiyeti'nin tertiplediği bir konferansta bulunmuştu. Doktor konuşmayı şöyle bitirdi:
"Sayın dinleyiciler, sözlerimi bitirirken şunu da izah edeyim. İçtiğiniz her kadeh ömrünüzü bir gün eksiltir. Bu tıbben tesbit edilmiştir."
Doktor kürsüden inerken Neyzen Tevfik çığlığı basar:
"Off, yandım dostlar, yandım..."
Yanında bulununlar telaş ve heyecanla sorar:
"Aman üstad hayrola... Ne oldu birden?"
"Ne mi oldu? Doktoru dinledikten sonra bir de baktım ki, ben öleli kırk yıl olmuş..."
küpe
Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından korkmalı.
Kaşgarlı Mahmut
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.