Albaylıktan Başbuğ'luğa, tabutluktan Meclis'e...

Arslan Tekin yalnız gazeteci değil, o aynı zamanda iyi bir edebiyatçı, araştırmacı ve yazar. Bir çok güzel eserin sahibi. Tarihi kaynak değerinde bir kitabının sayfalarını çevirirken okuyucuyu belgeye ve bilgiye dayalı olarak aydınlatıyor...
Bu kitaplardan biri de Alparslan Türkeş'in hayatını, fikirlerini, mücadelesini, MÇP'den MHP'ye siyaset sahnesindeki tarihi sürecini mercek altına alarak anlattığı, "Alparslan Türkeş ve Liderlik" isimli kitabı. Derin araştırmalara, belgelere ve hatıralara dayalı olarak hazırlandığı kesin olan bu çalışmada Alparslan Türkeş'in liderlik anlayışını ve idare gücünün tarihe yansımalarını görmek mümkün.
***
Alparslan Türkeş liderliğindeki ülkücü hareketin mücadelesinin, Türk dünyasında yankılanışını ve Elçibey'den, Mustafa Cemiloğlu'na, Cihangir Muhammed'den Olcas Süleyman'a kadar milli mücadele yürüten bir çok liderin Türkeş'le yakın temaslarının anlatıldığı sayfalarda Türkeş'in Türk siyaset sahnesindeki yerinin önemi vurgulanıyor. Azerbaycan'ın bağımsızlığının sembol ismi Ebulfez Elçibey, "O dünya Türklüğünün lideridir" diyerek Türkeş'in liderliğini Türkiye sınırları dışına taşırıp onu tüm dünya Türklerinin lideri olarak işaret ediyor. Kitapta, Türk dünyası liderlerinin Alparslan Türkeş'e duyduğu hayranlık gözler önüne seriliyor.
***
Albaylıktan, Başbuğluğa, tabutluktan Meclis'e uzanan uzun bir yolda, yol arkadaşları ile yol ayrımlarının, ülkenin çalkantılı dönemlerinde ülkü ocaklarının kuruluşunun ve paralelinde ayrışma meselelerinin anlatıldığı kitapta, MÇP dönemini, MHP'yi ve ülkü ocaklarını bugünlere taşıyan bir çok isim karşınıza çıkabilir. Bunlardan bir tanesi de İstanbul Teknik Üniversitesi Ülkü Ocağının kurucusu olarak adı geçen, uzun yıllardır İzmir'de yaşayan gazeteci Yaşar Aksoy, beni şaşırtan isimlerden biri oldu
hayattan
Gitarıyla tek başına...
Ünol Büyükgönenç "Ekru Kültür & Sanat Organizasyon" aracılığı ile uzun yıllardan sonra ilk kez, İzmir'de müzikseverlerle buluşuyor.
25 Aralık Salı akşamı saat 20.30'da İsmet İnönü Sanat Merkezi'ndeki konserde Büyükgönenç son yapıtı "Güzel Günler Göreceğiz"den parçaların yanı sıra müzik kariyerinden seçkin bir repertuvarla müzikseverlerin karşısında olacak.
Müziğe profesyonel olarak "Cem Karaca Kardaşlar" grubunda başlayan Büyükgönenç, daha sonra Cem Karaca Dervişan'da çaldı.
Grubun dağılması üzerine bir süre Amerika'da yaşayan sanatçı yurda dönüşünde çalışmalarını, özellikle Nazım Hikmet şiirleri üzerinde ve bestecilik-yorumculuk konusunda yoğunlaştırdı. 1979 yılında Altın Mikrofon yarışmasına katıldı ve "Dışarıda Kar Yağıyor" adlı şiir ve bestesiyle şarkı sözü ve beste dallarında iki Altın Mikrofon ödülü kazandı.
Ağustos 1985'te İstanbul Açıkhava Tiyatrosu'nda, 1945 yılında Hiroşima'ya atılan atom bombasının 45. yıldönümünde, Vecihi Ofluoğlu'nun yönettiği kalabalık bir pandomim grubunun eşliğinde, oyun müziğini kendisinin yaptığı Nazım Hikmet'in şiirlerine yazdığı bestelerden oluşan, sekiz bin kişinin ayakta alkışladığı "Hiroşimalar Olmasın" adında, dramatik-müzikal türünde bir gösteri sundu. O günden bu yana gitarıyla tek başına çok sayıda konser verdi. Halen yalnızca müzikle uğraşıyor.
küpe
Herkesi kınamak ve herkesi övmek, akılsızların yapacağı şeylerdir.
B. Franklin