Peynirci Mustafa, eğlence kralı oldu
Arabacı Sokağı civarındaki dükkanı, o yıllarda yaşayan Karşıyakalıların uğrak yeriydi.
Peynirinin tadı kadar Mustafa Özel'in sohbeti de keyfi vericiydi.
Örnek bir esnaflık sergiliyordu.
Karşıyaka'nın "iç göçü" henüz tanımadığı zamanlardı.
Herkesin birbiri ile merhabalaştığı, akraba yakınlığı içinde hayat sürdüğü bir dönemdi o yıllar.
Sami Bey'in o ünlü pastanesi, Sarı Araba'nın mahalle arası seferleri, berber Jilet Memet'in usturalı sohbetleri, Sirano Cevat Dalay'ın heyecan dolu günlük yaşantısı romanlara konu olacak biçimdeydi.
Sakıpağa Karşıyaka Çarşısı'nın babası gibiydi. Hem de ağır bir baba...
Kuru Kahveci Küçükavcı ise buralarının klas tipiydi.
Buradan kahve alabilmek için Güzelyalı'dan, Alsancak'tan gelenler sayısızdı.
İşte bu renkli dünya içinde Peynirci Mustafa'nın da özel bir yeri vardı.
**
Bostanlı Ovası'nda inşaatlar için kazmalar henüz vurulmamıştı. Buralarda, çapaların kol gezdiği yıllardı.
O günlerde Bostanlı, bir karakol, bir fırın, genişçe sayılacak bir balıkçı iskelesi ve sessizlik içinde yaşamayı seven beş-on Karşıyakalı aile ile Bostanlı'da yerleşip geçimlerini bahçecilikle sağlayan ailelerden ibaretti.
Atlı tramvayla gidilirdi oralara...
***
Mesela, Zeki Müren Fuar konserlerinin sürdüğü her sene ağustos-eylül aylarında her akşam "güneşin batışını izlemek için" Bostanlı yolunu tutardı.
Bazılarının dilinde Bostanlı'nın adı Papaz'dı da...
Girne Caddesi ve Şehitler Bulvarı henüz ortalıkta yoktu.
Tarla aralarındaki "irim" adı verilen toprak yolların ulaşıma katkısı da o kadardı...
Soğukkuyu kesiminden başlayan ve denize uzanan inşaat hattı, Bostanlı'nın kaderini çizecekti.
Bunun ilk görenlerden biri de Peynirci Mustafa...
Çarşıdaki dükkanı bir yakınına bıraktı. Kapağı Bostanlı'ya attı.
O yıllarda Çeşme Durağı olarak bilinen alanın köşesini kaptı.
Ayağa kalkmak üzere emekleyen Bostanlı'nın simgesi olmuştu, Peynirci Mustafa..
Çeşme Durağı'na renk gelmişti.
* * *
Ve, yıllar yılları kovaladı.
Bostanlı sadece İzmir'in değil, Ege'nin önemli yerleşim noktalarından biri oldu.
Buna, bir de Mavişehir eklenince işin fiyakası bir kat daha arttı.
Rekabet ön plana çıktı.
İşte bu tablo içinde, Çarşı'dan Bostanlı'ya zıplayan "Peynirci Mustafa" bu semtte ciddi bir sektör haline gelen "balık restorancılığı ve paralelindeki gazinoculuğu" başıboş bırakmadı.
Önce, dükkanının karşısında "Mavra" Balıkçı Restoranı açtı.
Mavra'yı "Kalispera" takip etti.
Peynirci Mustafa bununla da yetinmedi. Vilayetler Evi'nin karşısında Mavra 2'yi hizmete soktu.
Mavra 2'de fasıl ve Türk Sanat Müziği sanatçıları vardı.
Karşıyakalı kadınlar gruplar halinde buraya gelip masaları kapatıyor ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar coşup eğleniyor. Nezih bir mekan oldu Mavra 2...
Peynirci Mustafa, şimdi de rotayı Atakent veya Mavişehir'e çevirmiş durumda.
Bekleyelim...
siyasetten
Önümüzde tek seçim var
CHP'nin "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil Bostanlı Deniz Park'ta üniversite öğretim üyeleri ve bazı CHP'lilerin oluşturduğu 9 kişilik gruba, CHP duayeni Şeref Bakşık'la yaptıkları görüşmenin detaylarını şöyle anlattı.
"Herkes önümüzde 3 seçim var diyor. Önümüzde bir tek seçim var, o da yerel seçimler. Bu seçimde alınacak sonuç diğer iki seçimi ve rejimin yönünü belirleyecek. Bu seçim sen seçildin, ben seçildim, seçimi değil. İleriye dönük ikbal hesaplarının yapılacağı bir seçim hiç değil. CHP, bu gerçekleri görerek, ilkelerine sahip çıkarak proje ve önerilerini toplumla paylaşmalıdır. Başbakan ve AKP'nin söylemlerine yanıt vererek kısır bir döngü içersine girmemelidir. Türkiye'de hiçbir seçim bu kadar önemli olmamıştır. Bunu tüm muhalefet partileri böyle algılamalıdır."
Kadıbeşegil, "Bakşık doğru söylüyor. Bana göre CHP yöneticileri kendisiyle sık sık görüşmeli, fikirlerini almalı" diyerek sözlerini tamamladı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.