Namık Kemal'liler ve ilginç Basın Bayramı
Moderatör Gürkan Ertaç açılışı yaparken, gazeteciliğin bir aşk, tutku ve fedakarlık mesleği olduğunu, gazetecinin yaşamını evinden çok gazetesinde geçirdiğini belirtti. Ertaç, gazeteciliğin özel habercilik gerektirdiğini, ajans haberlerine dayanan gazetelerin, internet rekabeti nedeniyle fazla okunamayacağını ve yayın hayatını uzun süre yürütemeyeceğini belirterek, gazetecilerin herkesi ilgilendiren özel haber, röportaj ve fotoğraflara yönelmesi gerektiğini anlattı.
**
Panelde ilk sözü alan Okan Yüksel gazetecillerin zor şartlarda çalıştıklarını, pek çok kişinin geleceğinin güvence altında olmadığını savunarak, "10 Ocak kutlanabilir bir gün değildir. Türkiye'de yaşayan gazetecilerin ne şartlarda çalıştığı malumdur. Sizler ülkemize ve ulusumuza yakışır bireyler olarak, Mustafa Kemal sevdasını, Namık Kemal türküsünü dilinizden düşürmeyin" dedi. Yaşar Eyice, öğrenciliği süresince okulda her türlü sosyal faaliyetin içinde olduğunu, kendisinin müzik korosuna girdiğini espriyle nakletti, öğrencilere, Türkçe'yi iyi öğrenmek için bol kitap okumalarını, gazeteci olmak için, Türkçe'yi iyi kullanmanın yeteceğini vurguladı. Namık Kemal Lisesi'nin önemli bir lise olduğunu vurgulayan Eyice, dünyanın dört bir yanında bir Namık Kemal'li ile karşılaşılabileceğini ekledi.
**
Süleyman Alasya ise, Namık Kemal'de kız öğrenci alınan ilk yılda öğrenim gördüğünü anlatarak, "Öğretmenlerimizin tümü seçkindi. Edebiyat öğretmenimiz okumayı, sosyoloji ve mantık öğretmenimiz doğru düşünmeyi, beden eğitimi öğretmenimiz sporu sevdirdi. Tıp eğitimi yapacak puana sahip olduğum halde kimyager oldum ama gazetecilik sevgim ağır bastı. Bugün teknoloji yükseldi ama insan kalitesi düştü" dedi. Nezih Bilger, spor sevgisi nedeniyle sabaha kadar çalışmaktan hiç yüksünmediğini, gazetecilerin aldığı maaşın bugün daha da düştüğünü ifade ederek, "gazeteci yemez, içmez, uyumaz ve yorulmaz" mantığıyla çalışıldığına vurgu yaptı.
**
Öğrencilerin etrafını sarıp görüşlerini almaya çabaladığı Hasan Tahsin Kocabaş, "Sizlerden ricam, kendinizi ifade edebilmenizdir. Klasikleri okuyun. Sessiz harflerle yazışmayın. Üniversitede öğretim üyelerine, "Bunlar kendilerini bile ifade edemiyor dedirtmeyin" dedi. Yalçın Küçükdamar, gazeteciliğin zorluklarından söz ederken, Nevzat Güzelırmak ise, Namık Kemal'in öğrenim ve sporda Türkiye'de izler bırakan bir eğitim ocağı olduğunu vurguladı. Güzelırmak şöyle devam etti: "Sizler ülkemizin aydınlık yüzleri olacaksınız, bundan şüpheniz olmasın. Bu okuldan bizim dönemimizde Ali Artuner, Ayhan-Ayfer Elmastaşoğlu, Ertan Öznur ve Mustafa Denizli gibi futbol yıldızları yetişti."
kentten
Gönül dostu Memduh Kayıra'yı uğurladık
Bir sessiz gemi daha kalktı bu limandan. Karşıyaka'nın sevilen, sayılan ismi Memduh Kayıra'yı da ebediyete uğurladık. Memduh Kayıra, İzmir'in ünlü sülalesi Kayıra'ların bir ferdiydi. Varlıklı bir aileden gelmesine karşın hiçbir zaman bu özelliğini kullanmadı, herkesle dost, herkesle haşır neşyir olacak derecede mütevazı ve samimiydi. Uzun süre bir seyahat şirketinin bölge müdürlüğünü yaptı, ayrıca Karşıyaka Kulübü'ne de çok değerli hizmetlerde bulundu. 1961 yılında Karşıyaka Genç Takımı'nın kaptanlığını yapan ve çok başarılı bir futbol geçmişi bulunan Memduh Kayıra için Karşıyaka Yelken Kulübü önünde bir tören düzenlendi. Törene İzmir'in elit kişileri, başkanlar, yöneticiler ve sporcular, gönül dostları ve ailesi katıldı. Karşıyaka Divan Başkanı Tahir Türetken ile Kaf-Kaf'ın eski yıldızlarından Ekrem Güçsav burada birer konuşma yaparak, Memduh Kayıra'nın Karşıyaka sevdasından ve herkese örnek olması gereken kişiliğinden bahsettiler. Ruhu şad olsun.
küpe
İnsan "ne ise o olmayı" reddeden tek yaratıktır.
Albert Camus
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.