Her odanın adı: Şaraplık üzüm
Manisalı Akçura ailesinin dört yıl önce Kula'da başlattığı, "Dağı tepeyi üzüm bağlarıyla donatma serüveni" meyvelerini vermeye başladı.
Hemen belirtelim, Akçura ailesi son yıllarda Anemon Otel Zinciri ile iddialı bir çıkış gerçekleştirirken, bir yandan da şarap üretimine el attı.
Kula'da restore edilen 120 yıllık tarihi konağı Anemon Butik Oteli'ne çevirdiler ve burasını bağcılık üssü ilan ettiler.
İşta bu aşamada, Anemon Group İcra Kurulu Başkanı Oğuz Akçura, şarapçılık konusundaki hedeflerini açıkladı: Uygun fiyata kaliteli şarap...
* * *
Oğuz Akçura'ya sorduk:
"Niçin Yanık Ülke?"
Yanıt özetle şöyle:
"Katakeaumene, yani Yanık Ülke... İsmini volkanik topraklardan alıyor. Bizim hemen batımızda yer alan Divlit Yanardağı, çok genç ama sönmüş bir volkan. Dolayısı ile buradaki arazilerde, volkanik toprak özellikleri görülüyor. Yanık Ülke Bağları'ndaki lav taşları üzerinde yetişiyor. Deniz seviyesinden 924 metre yükseklikte, yanardağından süzülen rüzgarlarla ve Kula güneşi ile beslenip, simsiyah topraklarda kendi özgün tadlarını buluyor. Bağları dikmeden önce İtalya'nın volkanik özellikteki Etna Bölgesi'nde toprak yapısında inceleme yaptık. Volkanik toprağın şaraplık üzümde çok iyi sonuç verdiğini gördük. Kula'daki toprağı da analiz ettirip, dikimleri ona göra yaptırdık."
* * *
Akçuralar'ın özenli üzüm yetiştirme ve hasat sürecine, aynı özende şarap yapımları eşlik ediyor.
Meşe fıçılarda Yanık Ülke'nin kendine özgü şarapları böylece ortaya çıkıyor.
Oğuz Akçura'yı dinlemeye devam:
"Yanık Ülke Bağları'nın zirvesinde 16 odalı bağ oteli Villa Estet yer alıyor. Manzarası muhteşemdir. Her odasına bir üzüm cinsinin ismini verdik: Merlot, Boğazkere, Cabernet, Sauvignon, Öküzgözü... Sandal beldesinde Divlik Yanardağı'nın dibindeki arazimiz 1000 dönümü aştı. Şu anda 600 bin litre kapasiteli tank var. Yakında 1 milyon litreyi geçecek. Hem bağı hep şaraphanesi hem de şarap dükkanları olan tek firmayız. Bağ içinde bile şarap dükkanımız var."
bir kitap
"Çoban Yıldızı" bu roman okunur
Gökmen Küçüktaşdemir, İzmir'in yetiştirdiği gerç ve yetenekli bir gazeteci.
Elimizdeki kitap, Gökmen'in edebiyatçı yönünü de sergiliyor.
Bir nefeste keyifle okunacak bir kitap var elimizde.
Gökmen'in romanı, hayatı ordu içinde aldığı çeşitli görevlerle akıp giden başarılı bir askerin, bir çobanla yollarının nasıl kesiştiğini anlatıyor. Barındırdığı macera yüklü öykü, bir döneme tanıklık ederken, yüzler ve gönüller ardından süzülüyor.
Mutlaka okunacak kitaplardan biri.
* * *
İşte "Çoban Yıldızı"ndan bir mini kesit...
"Sabret... Sufilerin kerametidir sabır, bilgenin zikri, heykeltıraşın marifeti... Hazmetmektir sabır, küfrün zehrini, kavganın sonunu görmektir. Küçücük bir tohumun dev bir ağaca dönüşmesi için gereken zamanın farkında olarak sabret ve sabret ipek böceğinin kelebeği dönüşüp kanatlanması için geçen süreyi düşün. Sabret, tüm dünyayı görmüş olsan da içindeki yolculuğun bitmesi için..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.