Etkili iki kitap
İçeriği deseniz tam bir şenlik. Denemelerini kaleme alırken her biri bilgelik ışığı taşıyan öykülerden yararlanıyor Avram Ventura çünkü. Bildiğimiz, bilmediğimiz öyküler bunlar.
Yazar, müthiş bir alçakgönüllülükle bu öykülerdeki insanlık tarihi boyunca güncelliğini yitirmeyen ve korunmaya çalışılan erdemleri görüyor, buluyor. Bireysel ve toplumsal ilişkilerden sonuçlar çıkarıyor, bunları geleceğe taşımanın gerekliliğini duyumsuyor, duygularını, birikimini, bitmez tükenmez hümanizmasını sevgiyle harmanlayıp kaleme sarılıyor.
* * *
Birkaç örnekle yetinelim isterseniz: Büyük İskender'in Diyojen ile olan iletişiminde geleceğe dair bir ışık yakalıyor. Psikoterapi uzmanı Nossrat Pesoschkian'ın Ortadoğu'nun bilgeliğe ve sezgiye dayalı öyküleriyle hastalarını iyileştirdiğini öğrenince bunların düşünsel ve tinsel yaşantımızı yönlendirdiklerini göz ardı edemeyeceğimizi görmemizi istiyor. Roberto Benigni'nin yönettiği ve oynadığı "Hayat Güzeldir" filmindeki bir kareden etkilenişini yarınlarımıza ışıklı bir düşün yolu yapıyor. Max Fricsh'in "Andorralı Yahudi" adlı oyununda bugünlere dair bir izdüşüm yakalıyor, "Yargılama ki, yargılanmayasın!" düşüncesinin ancak bu oyunla duyumsatılabileceğini bir kez daha dillendirmeyi vicdani sorumluluk görüyor. Sinema ve tiyatroda gördüklerini bizlerle paylaşıyor ve yakaladığı ayrıntıları başka bir açıdan izlettiriyor. Görev bilincini anlatan Pompeili Asker'i okuyup da etkilenmeyecek biri çıkar mı acaba dedirten nice öyküler...
Söz sanatının insan yaşamını nasıl değiştirebileceğine dair Roger Caillois'ten aktarılan bir mutluluk öyküsü, O. Henry'nin "Son Yaprak" öyküsündeki dostluk, sevgi, yardımlaşma ve yaşama azmini başka hangi öyküde bulabileceğimizi bir kez daha sorgulatıyor.
* * *
Başka? Victor Hugo, Molla Cami, Mısırlı Dhun-Nun, Tolstoy, Jack London, Konfüçyüs, Sokrates, Benjamin Franklin, Gustave Flaubert, Kazancakis, Elias Canetti, Bertrand Russell, Voltaire, Ömer Hayyam, İmam Gazali, Dostoyevski, Mevlana, Franz Kafka, Mun Yol Lee, Ramakrişna, Halil Cibran, Benjamin Disraeli, Şirazlı Sadi de ona ışıklı yol olmuş bu kitabın ortaya çıkışında.
Tam da bu konuda söylenecek bir çift sözümüz oluyor. İyi yazarların kitaplarını okuyanlar da iyi yazar oluyorlar demek ki... Kitabın duru-temiz bir Türkçeyle yazılmış olması, kusursuz bir dizgi ve kağıt kalitesiyle Avram Ventura her türlü övgüyü hak ediyor doğrusu.
* * *
Herkes dünyanın düzene girmesini ister, fakat çabayı komşusundan beklermiş ya, Ventura öyle düşünmüyor, "Değişim ve gelişim önce bireyin kendisinden başlar. İlk adımı öncelikle biz atmalı, sonra başkalarından beklemeliyiz" diyor. Yazar kimliğini 'aydın' duruşuyla taçlandırıyor bu sözleriyle.
Titiz bir basım çalışmasıyla desteklenerek okurla buluşan yapıt, her yaştan okurun ufkunu geliştirecek nitelikte. Okunmasında yarar bulduğumu belirtmek isterim.
İlklerin köyü Bademler
Gelelim bir başka "Etki"li yapıta: Ali Tutal, Bademler köyünden çıkmış bir kütüphaneci. Hem de kütüphaneciliğin bilimini okumuş biri. Hacettepe Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümü'nü 1986 yılında bölüm birincisi olarak bitirmiş diplomalı kütüphanecilerden. Ayrıca İhsan Doğramacı Üstün Başarı Ödülü de var.
Şu günlerde İzmir Ekonomi Üniversitesi Kütüphanesi'nde müdür olarak sürdürüyor kütüphaneciliğini. İş yoğunluğu nedeniyle bunca yıllık birikimini sergileme olanağını bir türlü bulamamıştı.
* * *
Geçen yıl lenfoma kanserine yakalanıp da eve mahkum olunca, kemoterapi nedeniyle 6 ay boyunca kütüphaneciliği bir yana koymak zorunda kaldı ve kendini uzun zamandır yayımlamayı düşlediği dosyasına verdi. Ağrılarla-acılarla boğuşsa da dosyayı tamamladı ve Etki Yayınları'na teslim etti. 182 sayfalık "Bademler Ağzı Derleme Sözlüğü ve Bademler Kültürü" kitabı, belli ki uzun yılların emeği bir yapıt.
Sözlük, Tekerlemeler-Oyun Sözleri-Deyimler, Önemli Lakaplar ve Şahıs Adları ile Yöre Adları başlıklarıyla 4 bölümden oluşan kitap, Bademler halkının kültürel değerlerini ortaya çıkararak Bademler köyü ile eski ya da yeni bağ kurmuş olanlara yörenin kültürel değerlerini anlatmayı, tanıtmayı amaçlıyor.
* * *
Tiyatrosu olan köy özelliğiyle uzun yıllardır gündemde olan Bademler, Gümrük ve Tekel eski Bakanı Mahmut Türkmenoğlu'nun da köyü aynı zamanda. Dahası var: Susuz Yaz filminin çevrildiği köy, İzmir Senfoni Orkestrası'nın konser verdiği ilk köy, oyuncak müzesi olan köy, organik pazarı olan köy vb. gibi türlü sıfatlarla anılan Bademler, bundan sonra "araştırmacı-yazar"a sahip olan köy olarak da belleklere kazınacak belli ki.
Lahanaya 'ilağana', rakıya 'ıraki', kurutulmuş domatese "guru tomat" diyen insanlara, Abbas'ın Hüseyin, Abeşağa, Akkız Bibi, Çaparal Emmi, Dönegız, Deli Zöğre, Hacağa, Mıstan Emmi, Sülüğün Hösüğün, Ummağanca, Yörüğün Garı vb. özgün kişiliklere günün birinde Sıtma Pazarı'nda ya da Yağanenin Altı'nda karşılaşabilirsiniz.
* * *
Edebiyat-bilim-sanat kokulu, tiyatro sevdalısı, özgür kadınlar diyarı Bademler köyü, akademik düzeydeki bu kitap aracılığıyla şimdi de Türkiye'nin bütün kütüphanelerinde yer alacak. Bu çalışmanın arkasının geleceğini de umuyoruz. İlk çocuk oyuncakları müzesinin kurucusu arkeolog Dr. Musa Baran'ın kardeşinin damadı olan Ali Tutal çıktı nasılsa bir kez yola, başka araştırmaların izini de sürüyordur mutlaka. Bize de beklemek düşsün öyleyse...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.