Burhan Özfatura, İstanbul Sağlık Konseyi ile İstanbul Aydın Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenledikleri "Sağlık Turizminde Yurtdışı Tanıtım ve Pazarlama Sempozyumu"na konuşmacı olarak katıldı.
Ve o günün akşamında POTA'ya bir değerlendirme yaptı.
Özfatura, "Turizm, özellikle sağlık ve eğitim konularında, Türkiye için büyük bir şans. Zira, çok büyük bir potansiyelimiz mevcut. ABD'den sonra, en fazla akredite hastane sayısı bizde..." diyor ve ekliyor:
"Altyapımız, eğitilmiş eleman sayımız, iklim şartlarımız, uygun..."
* * *
Özfatura'ya göre, başta Almanya, Hindistan, Güney Kore, İsrail, ABD bizden kaliteli değil. Onlarla rekabet edebiliriz. Hastaları Türkiye'ye çekebiliriz.
İzmir'in eski belediye başkanına bu aşamada neler yapılması gerektiğini sorduk. Cevap özetle şöyle:
* Devletin tüm birimlerinin, başta Ekonomi, Sağlık, Turizm, Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, medyanın tüm sağlık kuruluşları tam bir dayanışma içinde olmalı.
* Uzun vadeli politikalar üretilmeli, güven, kalite faktörleri ihmal edilmemelidir. Fiyat politikaları istikrarlı olmalıdır. Hizmet kalitesi, üst düzeyde sağlanmalıdır.
* Devlet, teşviklerinde cimri davranmamalı.
* Ülkemizin ve hedef ülkelerin tüm hava alanı ve limanlarında, sağlık turizmi ile ilgili danışma büroları kurulmalı.
* Müşterek bir çalışma ile yaygın bir reklam çalışması yapılmalı.
* Sağlık Bakanlığı, özel sağlık kurumlarına uyguladığı kısıtlamaları ve engellemeleri kaldırmalıdır.
sanat
Filiz Pelit'ten yeni sergi: Düşlerinle Büyü
Filiz Pelit, İzmir'in "İşte benim sanatçım..." diye bağrına basacağı, alkışlayacağı bir resim ustası.
Bu kentin gurur kaynağı. Bir ışık...
Ve, durmak bilmeyen Filiz Pelit şimdi de 25 Nisan 2013 Perşembe günü İstanbul'da açacağı serginin hazırılığı ile meşgul.
Terakki Vakfı Sanat Galerisi'ndeki serginin konusu "Düşlerinle Büyü" olacak.
Şimdi, Filiz'i dinleyelim:
"Kişisel sergilerimi 1994'de açmaya başladım. İlk dönemlerde mitoloji ve söylenceleri konu alan kadınlar ön plandaydı. Zaman içinde yetişkinler, küçük kız çocuklarına dönüştü. 2006'da başlayan "Masal" sergimin devamında "Evvel Zaman Düşleri", "Anlat Bana", "Düş Çocukları" konseptli sergilerim oldu. Umudu, asla vazgeçmemeyi, yaşamın acımasızlığına ve büyüdükçe fakirleşen düşlerimize inat bir tür karşı koyuşu önemsedim resimlerimde. Figürlerimdeki ruhun penceresi olan o kocaman gözleriyle ve düşlerin zenginliğindeki renklerle resmimi kurgulamayı tercih ettim. Mekanın olmadığı yarı soyut figüratif resimlerimde sembollerde kullandım. Önceleri zümrüt-ü anka, denizatı, kuş, melek, balıga yer verirken. Sonraları su damlaları oluşmaya başladı. Kimi zaman masalı anlatanın sözcükleri, kimi zaman suya yazılan yazılar gibi zamansızlığı, uçuculuğu vurguladı. Sergimin adı "Düşlerinle Büyü" olacak. Düşlerimde yaşattığım çocuklar zengin hayal güçlerini ve umutlarını yanlarına alıp yavaş yavaş büyüyecekler. De Courbusser, "Her resim birileriyle konuşmak ister ama ancak ona seslenirseniz sizinle konuşur" der. Yaşam bir masal aslında, hissettikçe, yaşadıkça anlatacak daha çok öykümüz olur. Sergimde izleyicinin de kendi masalını bulması dileğiyle..."
küpe
Hayatın sırrı şudur: Beğendiğinizi yapmayın, fakat yaptığınızı beğenin.
Cesare Lombroso