91 yıl bir rüya gibi geçip gitti
Dr. Erkmen o günleri anlatıyor:
"Kurşun yarası gibi, ilk gün sızısını hissetmemiştim. Ertesi gün Yukarı Narlıdere Mezarlığı'ndaki kabrini ziyarete gittim. O, kara toprak altında yapayalnız, sessiz, nefessiz yatıyordu. Ellediğim, yüz sürdüğüm nemli toprağındaki karıncalar, kısa zamanda çürüyecek olan kefenini, diğer yeraltı böcekleri ile birlikte aşacaklardı. Bakmaya doymadığım kestane gözlerine, sarmaya kıyamadığım nazik gövdesine saldıracaklar, dünyalar güzeli Mahiremi korkunç bir iskelete dönüştüreceklerdi.
Kederdeydim, ağlıyordum, çaresizdim, yenilmiştim."
***
"Ne o babacığım, rüyada gibisin. Dalgın, üzgün dolaşıyorsun. Buzdolabını ellemekten bile çekiniyorsun" dedi kızım.
Sonra devam etti:
"Depresyonun daha da artacak. Böyle gidemez. Kendine bir uğraşı bulmalısın. Örneğin anılarını yazabilirsin. Çocukluğundan başlayabilirsin. Çocukluğun doğada bahçelerde geçmiş. Doktorluk yaşamın da güzelmiş. Alzheimerli anneme de sızlanmadan baktın. Ne demekse, (Tek kabahatim, mutsuzlar arasında mutlu olmamdır) diyordun. Yani mutlu yaşamışsın. Gençliğinde Ordu Gürses Gazetesi'nde manzum, mensur yazılar yazmışsın, edebiyata yatkınsın. Titiz anneciğimin sakladığı fotoğraflardan da yararlanabilirsin. Yazacağın anılar, bir eser bile olabilir. Ne dersin?"
Ona cavep verdim:
"Belki annenle uygulamalı yaşadığım alzehimer konusunda yazacaklarım ilgi çekebilir. Hem de anneniz anılmış olur, yazacağım. Adını da sen koydun: MUTLULUK BİR ALZHEİMERLİ İLE YAŞARKEN BİLE...
***
Fındıklı Kazancılar Yokuşu Alçakdam Sokağı'ndaki 33 basamakla çıkılan 22 numaralı, altı katlı isimsiz apartmanın giriş katında karyolalı, kitaplıklı, minik mutfaklı, ufacık dairesinin bir odasında, Dr. Cemal Erkmen yer yatağında yatıp kalkarak öyküsünü yazmaya başladı.
* * *
Şair-yazar Ahmet Özdemir yazıyor:
Dr. Cemal Erkmen 90 yaşını aştı. Tanrı nazardan saklasın. Yurdun dört bir yanına sağlık hizmetleri götürdü. Annemizin, babamızın, sizin, bizim, onların yakalanabileceği, çağımızın hastalığı alzheimer...
Hasılı toplumun bütün gruplarını etkilemekte. Sosyal sınıf, cinsiyet, etnik grup ya da coğrafi bölge ile bir ilgisi bulunmuyor. Na yazık ki, günümüzde hastalığın sebebi bilinmemekte ve şifası da bulunmamakta. Bulunusaydı, Dr. Cemal Erkmen, "Kederdeydim, ağlıyordum, çeresizdim" demeyecekti.
Dr. Cemal Erkmen'in insanüstü vefa, sevecenlik ve sabır örnekleri, bu kitabın asıl vurgusunu oluşturuyor. Onun için, herkesin okuması gerekir, diyorum.
* * *
Filiz Avcıol da bir yazar ve işte yazdıkları:
"Bu nasıl aşk? Bu nasıl sevgi? Herkesin ama bilhassa sevginin ne olduğunu bilmeyenlerin bu kitabı okuması gerekir. Sevgiyi ve aşkı oya gibi işliyor, insanlara insanlığı öğretiyor."
* * *
Ve Ata Avcıoğlu'ndan son söz:
"Ben mesleğim gereği çok kitap okudum ama, hiçbirinde ağlamadım. Bu kitap hariç..."
***
Bu kitabı isteme telefonu: 0 212 522 40 51
pazar neşesi
İletkenlik
Fizik dersinde öğretmen sordu:
"Söyleyin bakalım çocuklar. Elektrik nerelerden geçmez?"
Sınıfı dolduran öğrenciler hep bir ağızdan bağırdılar:
"Camdan, kehribardan, tahtadan..."
"Başka?"
"Lastikten..."
"Başka?"
Arka sıralardan birinde oturan öğrenci şu cevabı yapıştırdı:
"Bir de kenar mahallelerden geçmez efendim."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.